İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasınHavada kaçan bulutların hışırtısıKaraköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyorYenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişlerHiç kımıldamıyorlarAyasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev evİnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlarBoyunları bükükYorgun asabi kederli kindarYığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyorBir anda şehrin dört bucağına akacaklarBir …
Kategori: İstanbul Şiirleri
Şub 23
Sardunyanın Yazgısı
bir çok adın var seninevlerden evlere geçerken değişmezrakıda sınırsız…şarapta aynı sessizliksarısabır çiçeklerinin okşanması sırf telaş!yüzünde gezinen gün sonlarıalacası var karanlığı varsesinde bitimsizyeryüzünde an çağcıl acıdır:ansızın unutmakönce beni sonraadını unutun.ve ellerini tutuşturdun gün sonlarısonra kapalıçarşı’yı, ayasofya’yıbir istanbul gibi yandın iskeletindeoysa ten sarı, dil sarı, ateş sarıbir tek unutmazsa kendini sarı unutmazsakla bunu.tekrarlarsam adını unutmam seni.bir çok …
Şub 23
Galata Kulesi
6 Haziran 1973,pırıl pırıl bir yaz günüydü, aydınlıktı, güzeldi dünya, bir adam düştü o gün galata kulesinden. kendini bir anda bıraktı boşluğa; ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu. bir adam düştü galata kulesinden; bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat, ışıl ışıldı gözleri, içi, bütün insanlar için sevgiyle doluydu çıktı apansız o dönülmez yolculuğa kendini …
Şub 23
Ayrılık Şiiri
Her satırıMendireğe dizili karabataklara benzeyenBir mektup bırakarakbalıkçı koyundansisler icinde uzaklaşan kayık gibibir sabah usulca ayrıldınkoynumdan Bütün yolcularınıBoğaz köprüsünün çaldıgıAraba vapurununboş seferlerigibi yanlızca rüzgârgezinir sensizyüreğimde Durgun bir sudur aslında denizki çocukların acemi oltalarını denediklerikuytu bir iskelenintahtaları altına yazıdıgımayrılık siirini okudukcadalgalanır… Sunay Akın
Şub 23
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. GitGözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyorduŞurda senin …
Şub 23
Yar Çekimi
Beni alıp çıkarsalar feza füzesiyle gözümü bağlayıp, atsalar sırtımdan itip; Yine İstanbul’a düşerim. ‘Yer çekimi’ değil; ‘Yar çekimi’ derim. Küçük İskender
Şub 23
Rüzgar Gülü
önümden çekilirsen İstanbul gözükecek nerede olduğumu bileceğim sisler utanacak eğilecek ağzının ucundan öpeceğim saçına kalbimi takacağım avcunda bir şiir büyüyecek nerede olduğumu bileceğim bu çıplak geceler yok mu bu plak böyle ağlamıyor mu camları kırmak işten değil delirecek miyim neyim kirpiklerimden mısra dökülüyor kenya’da simsiyah yalnızım yoksul bir şilepte gemiciyim malezya’da yük bekliyorum önümden çekilirsen …
Şub 23
Bir De Beni Ekleyin
hatalarımızı çıkarsak geriye ne kalır hayatımızdandokunulmuş yerlerimizde soğuyan sevinçli yaşamlar mıhiç solmayan çiçeği görmüş müdür hai-kai ustalarıve dikenlerini içine büyüten bir gül kimin kanayanıdırbir de bunu ekleyin neden yorgun akşamları giyindik her sabah üstümüzeaktar ölçeğinde mi incelir hüzün, sarraf nezdinde mioluksuz bıçaklarla sevişen kaçıncıda ölürve kısa pantolonlu bir çocukluğun dizleri neden hep kanarbir de bunu …
Şub 23
Bir Gün Sabah Sabah
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,Uykudan uyandırsam seni:Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliçten.Vapur düdükleri ötmededir.Etraf alacakaranlık,Köprü açıktır henüz.Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam… Yolculuğum uzun sürmüş oldukçaGece demir köprülerden geçmiştir tren.Dağ başında beş on haneli köyler,Telgraf direkleri yollar boyuncaKoşuşup durmuş bizle beraber. Şarkılar söylemişim pencereden,Uyanıp uyanıp yine dalmışım.Biletim üçüncü mevki,Fakirlik hali.Lületaşından gerdanlığa gücüm yetmemiş,Sana Sapancadan bir …
Şub 23
Yaş
Yazmam daha aşk şiiri, Diyenlerin kervanında kışladım Çöle yağaerken donmuş levhalarda kar sureti İmkânsızın bereketi Gözümü alırken her yanımda ışıyan gençliğim Kimin yaşındaydım bilmedim. Geceleri heceleyerek söktüm Aldım yedeğimdeki kelimeleri Işığa tuttum içimi loş tutan nesneyi Yunus’un yaşına geldiğimde Dünyayı aşk, imkânsızı erkek bildim. Kelimelerle dokundum dünyanın hallerine Dokunulmazlığım kalktı Kendi şiirimde kendi Divan’ımdan Sürüldüm …