Hoyrattır bu akşamüstüler daima.Gün saltanatıyle gitti mi bir defaYalnızlığımızla doldurup her yeriBir renk çığlığı içinde bahçemizden, Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdanLavanta çiçeği kokan kederleri;Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklarUnutuşun o tunç kapısını zorlarVe ruh, atılan oklarla delik deşik;İşte, doğduğun eski evdesin birden, Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşikVe cümle yitikler,mağluplar,mahzunlar… …
Tag: Ahmet Muhip Dıranas
Şub 23
Köpük
Oyun bitti ve her şey yerini buldu.Akşamla ebedi kızlar anne oldu.Aynalara bakma, aynalar fenalık;Denizi, sonsuz olanı düşün artık.Bir gün beni hatırlayabilirsin ancak,Güzelsem soyabilirsin çırılçıplak;Oradayım hep ben, orada, derinde,Gemilerin ihtiyar köpüklerinde. Ahmet Muhip DIRANAS
Şub 23
Titrek Bir Damladır
Titrek bir damladır aksi sevincinYüzünün sararmış yapraklarındaNe zaman kederden taşarsa içinŞarkılar taşırsın dudaklarında. İşlerken hülyama sesten örgülerBir çini vazodan dökülen güllerGibi hülyada fecirler gülerBuruşmuş bir çiçek parmaklarında. Gözlerin kararan yollarda üzgün,Ve bir zambak kadar beyazdı yüzün;Süzülüp akasya dallarından günErir damla damla ayaklarında. Sesin perde perde genişledikçeSolan gözlerinden yağarken geceSürer eteğini silik ve inceBir gölge bahçenin …
Şub 23
Kar
Kardır yağan üstümüze geceden,Yağmurlu, karanllık bir düşünceden,Ormanın uğultusuyla birlikteVe dörtnala, dümdüz bir mavilikteKar yağıyor üstümüze inceden Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,Unutulmuş güzel şarkılar içinBu kar gecesinde uzaktan, yoldanRüzgâr gibi tâ eski Anadolu’danSesin nerde kaldı? Kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!Uyandırmayın beni uyanamam.Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,Allah aşkına, gök, deniz aşkınaYağsın kar üstümüze buram buram …
Şub 23
Yaşarken
Ağaçların daha bu bahçelerdeBütün yemişleri dalda sarkıyor,Umutların mola verdiği yerdeGeceler bir nehir gibi akıyor. Baksan bir uzaklık var hangi yana,Hangi eşyaya dönsen boş bir ayna;Varmak istediğim uzak limanaGemiler beni almadan kalkıyor. Gelmedi gün daha çalmadı saat,Daha uçurmuyor beni bu kanat;Sabırsızlanma, ey kapımdaki at!Güneş daha gözlerimi yakıyor. Ahmet Muhip Dıranas
Şub 23
Ben Bir Yıldızım
Ben bir yıldızım yıldızlar ortasında,Sağa bakarım, sola bakarım, eyvah,Yapayalnızım yıldızlar ortasında.Bir bitmez düzelikte akşamla sabah. Alabildiğine bana vermişler, “al! “Dayanılmaz boşluğuyla bu evreni“Bu gerçek, bunu al! Bu düş, bunu da al! “Ne ki varsa, bana yazılmış nedeni. Mutluyum, bu güzel, bu tek yıldızlıkta;Milyonlarca sunu, adak sana, tanrım!Ama kalbim çatlayacak yalnızlıkta,Hiç olmazsa bir ayna ver bana, …
Şub 23
Fahriye Abla
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolarKapanırdı daha gün batmadan kapılarBu afyon ruhu gibi baygın mahalledenHayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!Hülyasındaki geniş aydınlığa gülenGözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınlaNe güzel komşumuzdun sen fahriye abla Eviniz kutu gibi küçücük bir evdiSarmaşıklarla balkonu örtük bir evdiGüneşin batmasına yakın saatlerdeYıkanırdı gölgesi kuytu bir deredeYaz kış yeşil bir saksı …
Şub 23
Gece
Ah, sen ey, ölüm kadar sonsuz olanVe dar bir tabut gibi rahat uyku!Islak geceyi örtün kalbim, uyu!Artık uykuyla tek başına kalan Ruhum gemiler uğramaz bir liman Bir tanrı gibi her tarafta korku;İşliyor bütün saatler kurmadan,Dışarda yağmur yağıyor durmadan,Görmüyor pencereler sonsuzluğu. Beni dibine çeker misin kuyu! Bitti gücüne güvendiğim zaman,Gökler yakın bir ayrılıkla dolu;Aynasında yüzüm dalgalanan …
Şub 23
Parkta Serenad
İstek ve aşk onları kavramış saçlarındanSürüklüyordu. Gök mordu;Ayışığı ihtiyar çınar ağaçlarındanYüzlerine düşüyordu. Fısıl fısıl binlerce dudaktı yapraklarıDalcıkların kuytularda;Onların da kopmuş birer yaprak, dudaklarıAkıp gidiyor sularda. Sürükleniyordu aşkın sesine doğru;Aşkın çağrısı tez, keskin.Bir ateş yanıyordu Sibiryalarında buIşıksız serserilerin: – İçimi gıcıklıyor bu ıhlamur kokusuBu ıhlamur kokusu, ah!Ya görünmez güllerin kokuları! .. – Hep pusuHep pusu bana, …
Şub 23
Hatıra
Dün, bir gölge gibi geçti yanımdanOydu, bir bakışta tanıdım onu;Rüyalarıma tayf halinde konan,Peşime bir korku gibi düşen o. Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.Dolardı aydınlık olup, odama.Bahçemde süzülür giderdi baharSabahının fecri vururken cama. Ayakları kumda bırakmadan izYanıma geldiği hep gecelerdi;Sanki bir lahitten kalkar ve sessizUzak bir maziye dönüp giderdi. Bir avuç ışıktı incecik yüzü,Gözleri geceler gibi …