Tag: İlhan Berk

İstanbul

İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasınHavada kaçan bulutların hışırtısıKaraköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyorYenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişlerHiç kımıldamıyorlarAyasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev evİnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlarBoyunları bükükYorgun asabi kederli kindarYığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyorBir anda şehrin dört bucağına akacaklarBir …

Devamını oku

Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım

Üç kez seni seviyorum diye uyandımTuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdimBir bulut almış başını gidiyordu görüyordum Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptimSıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttumTaflanım! diyordu bir ses duyuyordum Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştımŞiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldimKaranfil sakız kokan …

Devamını oku

Ayrığın Yüreği

En küçük birşeyden çoşardıMesela bir kuş uçmasın Kızılırmak’a doğruKöklerine su yürümüş gibi sevinirdi.Bir bulut geçsin üstündenAyrıklıktan çıkardı.Dünyayı, derdi, dünyayıHiç birşeye değişmem. Şimdi yaşamak istemiyor. İlhan Berk

Gökyüzü

Bir bulut İstanbul’un üstündeBeyaz bulut sarı bulut siyah bulutSabahın 5’iSaint-Antoine’de tıs yokBiri ne yapmış bu adam diyorSonra gene kendi cevap veriyorHepimizin uyuduğu saatteGökyüzünü çalmış.Biz ne yapıyoruzAsıyoruz. Ha haHa ha Ne diyor bu kalabalaıkÜç gündür dua ediyoruzGökyüzü yok. Ruhum ipini kopardıGökyüzü düştü düşecek. Ne tuhaf şey şu gökyüzüBir mendil gibiCebe sığacağını bilmezdik. Bir kımıldama kalabalıktaİpi kim …

Devamını oku

Bakmak Aşktır

  Kal böyle aşkım, kal böyleVe yalnızBana bak.Bakmak aşktır. ‘Soyundum işte sana yol olsun diye.’Böyle çıplak böyle et eteBırak gezinsin üstünde soluğum. Saydamdır aşk, o naif şeytanGözlerin, çıplak memelerin, dudaklarınBöyle işte böyle gel gir yatağıma.Ve öp sonra daDurmadan bir daha , bir daha öp beniBöyle uzun bir yolculuk ister aşk.Ve çek sonra da, daha bir …

Devamını oku

Yanan Aşk Ağıdı

içlenir yine gecesarsılıp solarak usul usuliçlenir yine gece,kaçarken acılardanyeni acılara bulananacemi yüreciğin sendeler,içlenir yine gece… ah, türkülerin dalgınırüzgarla nasıl da yaralısın… sankien uçarı arısı çiçeklerinyitirmiş kanadınıkendi balındatitreşip yanıyor için için… ah, türkülerin dalgınırüzgarla nasıl da yaralısın… unut artıkrüyaların o buruksu tadını,ayışığı donunca yüzünü unutmalısın,unut ve kendini yeniden tanıteninde şimşekler ışıldasınsağnakların sesiyle barışmalısın… her aşk gibi …

Devamını oku

Çok Uzun Bir Gündü Aşka Dönüyordum

  Çok uzun bir gündü aşka dönüyordumÇok uzun, yavrum, çok uzun seni sevmekten İşte diyordum ilk öpüş işte masmavi yarığınİşte yedisi sabahın ve ıslak ağzınınİşte eski bir otu kasıklarının ve karnınınİşte dilinin getirdikleri işte ormanlarımİşte döşekte çırılçıplak upuzun uyanışınİşte kayaya vuran eski gölgen eski sesinİşte o ağzındaki esmer kuş o yaban ırmakKal öyle diyordum böyle …

Devamını oku

Diken

Ne sigaralarda tat kaldıNe gönlümü avutur tazeler,Önümde açık duran tek umutKapısı daraldıkça daraldı. Her gece gökte bir küçük yıldızSeninleyim diye el ederNe onun uzaklığı azalır,Ne benim içimdeki kederler. Kırların kokusu bile duyulmuyor,Yeşeren otların, sararan otların, yanan otların.Hatıralar kervanlar gibi gitti giderYağmuru bile kalmamış bulutların. Aldatır beni küçük yıldızım,Atlar gibi soluyarak kanımı içer,Bir yandan tarlalar yeşerir,Bir …

Devamını oku

Ölü Bir Ozanın Sevgili Karısını Görmeye Gitmek

“Kağıtlar, kitaplar, dedi, nereye elimi atsam.Kiminde yarım kalmış, nasılsa bitmiş bir şiirKiminde. Hem her şey şiirlerde değil miydi?Bir gök şiirde ağar, bir sokak şiirlerdeGider gelirdi.Böyle yaşayıp gidiyorduk.”Sesi,sanki çok ötelerden gelirmiş gibiEzik, suskun odaları dolaştı durdu. Masada açık duran bir kitabı gösterdi sonraÖlünün, son kez elini sürdüğü ve kaldığı.“Burada işte oturmuş şu kitabı okuyordu,Elinden kitabın düştüğünü …

Devamını oku

Çıkrıkçılar Yokuşu

ve yüzünü alıp çıktım. öğleye doğruyduçıkrıkçılar yokuşuna yağmur yağıyordu ellerin ellerimde sessiz yürüyorduk vekapkara bir oğlan durma bize bakıyordu tuhaf uzun bir sokaktı ve ben susuyordumbir kız memelerini bırakıp gidiyordu âşıktım ve hep seni soyuyordum aklımdabir adam çarşıyı üstümüze kapıyordu kadınların kızların ardından gittim durdumöptüğüm yerlerin içimde durulmuyordu üç kez yokuşu indim çıktım boncuklar aldımkocaman …

Devamını oku