Tag: Edip Cansever

Umutsuzlar Parkı

IBiliyorsunuz parklarınSizi çağıran taraflarıİnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlıOrada saklanıyor onlarÇünkü her türlü saklanıyorlar oradaBir yağmur öncesinin loş sokaklarıylaDağınık mavisiyle gözlerininSevgi vermez kadın uçlarıylaKorkuya, sadece korkuya sığınmış olarakEskimiş, kurtlanmış ikonlarıyla kiliselerininYalvaran bakışlarıyla –nasıl da sevimsiz-En kötüsü, belki en kötüsüBir duygu açlığıyla soluyarakParklara yerleşiyorlar, parklarınOnları çağıran köşelerineBir karıncayı selamlıyorlar, besili, siyahBacak aralarındanÇömelmiş, öyle sakinSelamlıyorlar“Günaydın” diyorlar atılmış bir …

Devamını oku

Şiir bir dengeydi benim için, katlanmayı başarmak, ama yenilgilere karşı çıkmaktı bir bakıma. Oysa yeniliyorum artık, içimden içimden yıkılıyorum. Elimdeki tek silah işlemez oldu.

Sevgide sevgisizlik, sevgisizlikte sevgi arıyan insanlar ülkesi burası. Birincisinde yabancılık ve korku, ikincisinde melankoli ve erdemsizlik. * İki satır iki satırdır. Bugün herkese mektup yazacağım. * Elimden alınması mümkün olmıyan bir can sıkıntısı var bugün. Onu daha bir yoğunlaştırmak istiyorum. Şimdi meyhaneye gideceğim. * Ve ben kötüyüm biraz. Ama gülmek istiyorum bugün. Meyhane hepten örtülü …

Devamını oku

Yeniliş

Açılmamış bir şarap şişesiydimKi öyle kaldımAcımı köpürtmedimİçime sağdımGözyaşlarımı göstermedimKi sildimÖzgürlüğüm beni tutsak düşürdüBaşaramadım İçimde kara kara bulutlar sallandıKi sallandılarDışarı yağamadım Ve yenildim ve sustum. Edip Cansever

Bir Taş Atarsın

Bir taş atarsın, taş nereye düşerseMutlaka bir köşebaşıdırÇünkü yüreğin daralmıştır ve kıştırKullanılmamış bir sicim gibidir soğukİşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır. Şimdi bir şamandıra denizin yüzündeDurulmamış bir anı gibi kendini salmıştır. İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğuYalnızlık bir başına kalmıştır. Edip Cansever

İçinden doğru sevdim seni

İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. Yerleştir bu sevdayı her yerine Yüzünde ter olan su damlacıklarının Kaynağına yerleştir Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına Gül taşıyan çocuğuna yerleştir Ve omuzlarına daracık omuzlarına Üşümüş gibisin de sanki …

Devamını oku

Mendilimde Kan Sesleri

Her yere yetişilirHiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın beyaz …

Devamını oku

Masa da Masaymış Ha

Adam yaşama sevinci içindeMasaya anahtarlarını koyduBakır kaseye çiçekleri koyduSütünü yumurtasını koyduPencereden gelen ışığı koyduBisiklet sesini çıkrık sesiniEkmeğin havanın yumuşaklığını koyduAdam masayaAklında olup bitenleri koyduNe yapmak istiyordu hayattaİşte onu koyduKimi seviyordu kimi sevmiyorduAdam masaya onları da koyduÜç kere üç dokuz ederdiAdam koydu masaya dokuzuPencere yanındaydı gökyüzü yanındaUzandı masaya sonsuzu koyduBir bira içmek istiyordu kaç gündürMasaya biranın …

Devamını oku

İnfilak

ben gidince hüzünler bırakırımbu senin yaşadığındırbir ev sıkılır kadınlardakibir adam sıkılır kadınlardaki seni sevmek bu kadar mıo benim yaşadığımdır bazen de bir yerde kuşlar vardırne uçmak ne görünmek içinbir karanfil pencereyi delerbir kapı kendiliğinden kapanıristesek sevişirdik; ama olmadıbiz değil yaşayan acılardır gitsem de her yerde biraz vardırhatırda zamansız bir plakbir otel kapısı, biraz istasyonvardır o …

Devamını oku

Muleta

geçtikti bir gün haniormandan ve aydınlıkların fısıltısındankenti görmeye gittikti yağmurdayürüdüktü dar sokaklarda saatlercegirdikti sonunda yanık yağ kokuluçinko tezgahlı bir meyhaneyegöz göze geldikti sevimsiz bir papağanlademiştin o gün bana, anımsıyorumah, acısız boğulabilir insan eylüldü, mavi dönemiydi sanki picasso’nun-denize inen atlılar-sonra sonra guernica ve‘chat et oiseau’yıl bin dokuz yüz otuz dokuzyas içinde bütün dünyaşehirler yanmış yıkılmışgördüktü ne …

Devamını oku

Gül Kokuyorsun

Gül kokuyorsun bir deAmansız, acımasız kokuyorsunGittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğunDayanılmaz bir şey oluyorsun biliyorsunHırçın hırçın, pembe pembeÖfkeli öfkeli gülGül kokuyorsun nefes nefese. Gül kokuyorsun, amansız kokuyorsunVe acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyleSen koktukça düşümde görüyorum onuDüşümde, yani her yerdeYüzü sararmış, titriyor dudaklarıŞakakları ter içindeTam alnının altında masmavi iki ateşİki suİki deniz bazenBazen iki …

Devamını oku