Şimdi kavaklar budanır bizim oralardaRahatlar yorgun gövdeleri ağaçlarınDallarda ilkyazı muştulayan o göksel kokuBalkır babamın yüzü gibiGüneş karşı tepelerde Şimdi ocaklar tüter bizim oralardaYükselir göğe mavi dumanlarÇizerek “mutluluğun resmini”; döne döneEvlerde o yufka kokulu yufka yürekli sevgiAna baba kardeş bir aradaYankır anamın sesi gibiTohma’nın sesi Darende Vadisi’nde Ah yaz bostanları yaz meyveleriBize daha tatlı gelir nedensekomşunun …
Tag: Malatya
Şub 23
Mazideki Yaşam – Malatya
Battal Gazi’si ile destanlaşan ünü var,Niyazi Mısri İle anlatılan dünü var,MALATYA, asırlardır –İslam-a oldu kale,Türklüğü-yle övünen, çok şanlı bugünü var… MALATYA” yemyeşildi, aratmazdı cenneti,Kolaylıkla çekerdik, bu yüzden her mihneti.Şehrin her tarafında güzel sular çıkardı.“Harık”larda suyumuz, şırıl şırıl akardı. Anlatmak mümkün değil, bir hoştu âlemimiz,Olayları tasvirden acizdir kalemimiz.Bizim yurdumuzdaki insanlar barışıktı.Her yerde savaş vardı, dünyamız karışıktı. …
Şub 23
Yeşilyurt Bedduaları
-Yetişip yetmeyesiceli-Aspi dökesice-Ardı gelesice -Vurucu vurasıca -Kepeğin kesile -Kuluncuna yangı düşe-Gidişin olada gelişin olmaya-Yüzüne it yapışa -Çatlayasıca da patlayasıca-Yüzü ardına gelesice -Gululiye(Kolereya) gidesice -Başına çay taşı düşe -Kırılasıcalar -Yüzüstü sürülesice -Gözün oynaya -Gözüne patlama düsesice -Sürüm sürüm sürünesin -Zıkkımın kökünü ye -Akşamdan yatada sabaha kalkmaya-Boyu devrilesice-Yanın yere gele -İki ışığın söne -Kafan kaşıklık ola-Sesin karayerin …
Şub 23
Malatya’nın 50 Yıllık Sahafı Muharrem Amca
İstanbul Pasajı’nda sözümona eski kitap satan, kendini sahaf olarak niteleyen kitapçı çok. Çok da genellikle soru bankası satan, yeni kitapları sergileyen kitapçılar bunlar. İstanbul Pasajı’nda, şimdilerde kimileri sahaflar çarşısı da diyor, bir tek Akademi Kitap var sahaf özelliği taşıyabilen. Yeni kitapların yanı sıra eski kitapları da bulundurabilen. Kitaptan anlayan, sürekli kitap okuyan Akademi Kitap’ın sahibi …
Şub 23
Malatya’dan Deli Hatıraları
Geleneksel topluluk dünyasında deliler ve deliliğin özel bir anlamda ayrıcalıklı bir statüsü vardır. Deliler her yere girip çıkabilir, her yerde bulunabilirler. Ama hiçbir yere ait değildirler. Topluluk dışına atılmış zararlı bir unsur değil, topluluk içinde ve topluluğa aittir. Batı toplumlarında ise deliler “içine şeytan girmiş” yok edilmesi gereken, tümüyle olumsuz görülen, toplum dışına itilmiş bir …
Şub 23
Susesi… Kahvaltı ötesi bir mekân
Sadece Gündüzbey’in, Malatya’nın ve hatta bölgenin değil Türkiye’nin engözde kahvaltı mekânlarından biri… Ve hatta birincisi… İlk defa gidenlerin: “Çok yer gördüm, gezdim ama böylesini görmedim!”sözleri dökülüyor dillerinden gayri ihtiyari… Şair ruhlu Gündüzbeyli bir “delinin”, Zekeriya Çorlu’nun, Türkiye’yekazandırdığı bir marka… Susesi… Kahvaltı ötesi bir mekân… Doğal kahvaltıürünleriyle mideye, yeşil dokusuyla göze, temiz havası ile ciğerlere, susesleriyle …
Şub 23
Vadim o kadar yeşildi ki
Bir Malatyalı neden Karadeniz’e, Akdeniz’e ya da Ege’ye mahkûm olsun… Yeşille kaplı, gür suların aktığı, şelalelerin süslediği vadilerde yürümek için illa Karadeniz’e mi gitmek gerekiyor? Yüce Allah’ın yarattığı kâinatın her köşesinde farklı güzellikler hâkimdir. Gezenler, arayıp duranlar ve kalp gözü açık olanlar için tadı çıkartılacak mekânları bulmak zor değil… İşte böyle bir güzellik, Darende’de gizli… …
Şub 23
Tecde’de bir sonbahar günü
Tecde, Malatya’nın üzerine şiirler yazılan müstesna bir beldesiydi. “di” diyorum çünkü artık değil… Münir Erkal, Cemal Akın ve Yaşar Çerçi adlı belediye başkanları tarafından katledildi, beton yığını hale getirildi. Hâlbuki ki, bundan tam 70 yıl kadar önce, Malatya’da öğretmenken Tecde’yi şöyle anlatmıştı büyük bayrak şairi Arif Nihat Asya; Pembem, yeşilim, tadım, kokum müjde benim…Altın yemişiyle …
Şub 23
Malatyalı Aşhan Ananın Oğluna Mektubu
Çağam İrecep; Gadan alır, gözünü yerim. Biz seni çoh ösgedik, sen bizi heder ettin. Bu mektupta sana çoh sözüm var bizim pegin bitişiğindeki pegin sahabısı hozzik Şaben papur yolunda ganereye giderken tomofile çarpmış, yere debelenmiş, arnının çatına daş girmiş. Oğlu heyirsiz Mahmıt loynan eve getirmiş, mabeyine döşek serip Şabeni uzatmışlar. Duz çevirdiler, gurşun tökdürdüler, hah …