Tag: Ali Asker Barut

Kızkulesi

Denizin ortasındaUykusu kaçmış bir gemi Bütün ışıklarını açıyor Uzaktan çapkın çapkın Göz kırpıyor deniz feneri Ay doğuyor, sandallar toplanıyor bir araya Kaçın kurası Üsküdar vapuru Saat başı görücü gönderiyor Güvertesinden bir kuşu Onunsa derdi başka bambaşka Her şairle ayrı Adı çıktığından beri Ali Asker Barut

Yüzüm Bir Kentin Anı Defteri

Ben ki ömrübillah at görmemiş bir nalbantHiç bir yere çıkmayanBir sokak hüznü içimde, güpegündüzTemmuz bitti, Ağustos ortasına geldik ne çabukAsfalt yolun dibinde açmışSapı ziftli o gelincikBilmeyecek ne varGün gibi yalnızlıkHangi sokağa girsemSonunda, kendime çıkıyorum geneÜzgün bir kuşla üzülen bir gökyüzü üstümdeAğzımın kenarındaYılların kırgınlığıyla doluÜsküdarca bir gülümsemeGeri verecekmiş gibi eski sevincimi– Günde kim bilir kaç defa …

Devamını oku

Çünkü Artık Mümkün Değil Aşk

Bu şehrin yağmurları mısra mısra ezberimdeSisten bir kılıç kuşanmış şovalye yalnızlıklarıAralıksız sonbahar, akşamın solgun dolunayındaGecikmiş bir trenTek yolcusuyla giriyor İstanbul’a Bu şehrin yağmurları mısra mısra ezberimdeGarda Attila İlhan’a benzeyen bir adamKendi mi içiyor rüzgâr mıBelli değil sigarasınıYakasında üşümüş zifiri bir karanfilne düşündüğü seçilmiyor “Belki de rüya büfün umutlar”Yasaklı bir şarkıcıdanKız Adil söylüyor gözyaşlarıylaKarşılıksız hisler sokağındaYanlış …

Devamını oku

Yazarken Bu Şiiri…

Son günlerde bir acaip halim.Kaçtır fotoğrafların önünde buluyorum Kendimi;Sarayburnu…Tam da vapur geçerken çekmişim bunu.Turgayla Suatın üstündeKısa kol gömlek –Eser denize sarkıtmış çıplak ayaklarını. Ada’ya gitmiştik o yazHep birlikte;Fatoş bir atı uzun uzun sevmişti,Ve şaşırdıkça şaşırmıştı,Turgayın ağaçlar altında değişenGöz rengine. “Şiir, anımsama sanatı”Demişti Suat,Şimdi neden bilmem,Yazarken bu şiiri ben,Durmadan ağlamak geliyor içimden. Ali Asker Barut

Üç Tekerlekli Kırık Bisiklet

Üç tekerlekli kırık bisiklet-Getirip bahçeye,bir kenara attığında onuKarşı komşunun oğlu,yaz bitiyorduUzaktan uzağa direksiyonunu okşar,Üstünde yolculuğa çıkardım,Alice’le birlikte harikalar diyarındaÜçüncü sonbaharın başlarında,Yağmur sildi üstündeki rengi;Uzun sürmedi, bir takım çay bardağı karşılığındaEskiciye sattıklarında,Tutamadım gözyaşlarımı. İlkokul çantam,kurşunkalemim,boya kitabımÇocukluğumun birinci dereceden görgü tanıkları,Dinlenmelerini talep ediyorum Selim!Yalnız kediler,ölecekleri zamanBir iz bırakmadan kaybolurlarBir kedi değildi sevgilim!;Defterin sarı sayfaları arasındaKurutulmuş çiçeklerden,Küçük bir …

Devamını oku

Ağlama Defteri

                                                      Ergin Günçe’ye Bu çocuk bu hüzünle büyümez fazlaEllerindeki ceplerindeki karanlıkta tutuyor,                                    …

Devamını oku

Gökyüzüydü Göğsü

Gökyüzüydü göğsüYıldızlar fırlardıDüğmeleri açık gömleğinden dışarı Gözleri konuk gelirdi her günGözlerime maviler getirirdiKollarını dolardı boynumaYünlü bir kaşkol gibi yumuşak ve koruyucu Avuçlarımın odasına akardı elleriBir dere gibi el yordamıylaGündüz gibi ışırdı yüreğimDinlerken geleceğe değğin türkülediği umudu Yalnızca gülüşü kaldı gülüşümdeBir deSesimde yeşillenen ses, onun. Ali Asker Barut Varlık, Sayı: 938 , 1985(Varlık’ta İlk İmzalar kitabından)

Memet Abi’nin sesi

“19 Aralık 2002 Memet Fuat’ın öldüğü tarih” diye bir cümle döküldü durup dururken dudaklarımdan. Kendimi biraz daha yalnız biraz daha fazla “iki akıntı arasında” hissettim bu içimden gelen ansızın cümleyle. Yaş da geldi yaşlılığa erdi ya, herkese her şeye bir veda gözüyle bakıyorum artık. Eskiden gördüğüm, duyduğum dokunarak geçtiğim her eşyadan, her insandan, her yerden …

Devamını oku

En Zoru

  insani yardım görevlisi olarak çalışırken                         bir ABD bombardımanı sırasında                         iki bacağını kaybeden ve hasta yatağında                         kelle avcıları tarafından …

Devamını oku

ZARİF BİR ŞAİR PORTRESİ

BİR ŞAİRİN BÜYÜK KİMSESİZLİĞİYA DA BÜYÜK ŞAİRLERİN ARASINA GÖLGESİ SIZMIŞZARİF BİR ŞAİR PORTRESİ Cahit Zarifoğlu’nun fotoğrafına bakıyorum; yüzü: Açılışına sadece kuşlar davetli bir sergi. Gözleri; nasıl: İnsanın içine kadar bakıyor. Bakışları; bir duvar bulsa gizlenecek, bir ağaç arkası bulsa saklanacak, olsa bir portakalı siper edecek kendine. Cahit Zarifoğlu’nun fotoğrafına bakıyorum; „ve alnı geniş“ Fotoğrafına bakıyorum; …

Devamını oku