Tag: Zehra Betül

Sana diyeceklerim çok birikti Allahım

Sana diyeceklerim çok birikti Allahım… kağıttan kumbara yaptım, biliyorum kağıtlar da ağaçtan cadde kenarları, ağaçların öksürük krizleri, egzozlarcılız ağaçlar, eski türk filmleri, ince hastalıklar…çok ağaç yok buralarda, ağaçların dallarında çaputlardua ederken soyduğum elma kabukları tek parçadualar da birikir kağıt kumbaralardaşiir yazalım dedi geçen gün arkadaşın biriomzumu silktim, bana ne dedim, burun kıvırdım mahsustanşiir okuyalım, şiir …

Devamını oku

yarım kalmış uzun şiirler değil kısa şarkılar söylemeli…

fesleğenlere de göz değer mi diye soruyor sana yorgun bir karıncabilemeyeceğin sorular var tabii, nereden bileceksinnazar diye bir şey var, sulara da dokunur toprağa daavucuna da dokunur mu nazar, fesleğen kokan avucunamavi boncuklu firketeler, kundaklar ve karıncalarher akşam suya bastığın kalbin, bahar kokan sabunlarhepsini biliyorsun evet, hepsinden haberin varpeki ya çıkmayan lekelerini kalbin,kaç ölçek deniz …

Devamını oku

beni bu gece çocuk say Allahım!

bir blog girdisi yazmak istiyorum… mümkün mü? bir blog girdisi yaz diyen buton ya da kutucuk ya da herneyse.işte oraya.fare ya da mause ya da herneyse işte.onun ucundaki okla şöyle bir dokundum.neden.bilmem.canım istedi.oysa ki yazacak hiç bir şey yok. sahiden yok. /mesela beş harfli bir isim, yedi harfli bir şehir ve altı harfli bir durum. …

Devamını oku

şiir gibi ya hu!

Tıp-psikiyatri “yas”a ömür biçer. Der ki, ölülerinizin ardından en fazla altı ay üzülebilirsiniz. Altı aydan fazla süren yas, artık hastalığınızdır ve bizim sizi tedavi etmemiz gerekir. Bu matematiği, boşverelim. Zaten, “dünya” denen illetli mekanımız altı ayı doldurmamıza müsade etmiyor. Üstelik toplu ölümlerimizin üzerinde kirli gölgeler geziniyor. Ceset, toprakla toprak olup çürüyene kadar üzüntümüz geçiyor da, …

Devamını oku

‘inna lillahi ve inna ileyhi raciun’

… ”Mustafa amca mahallenin şekerci dedesidir ve aynı zamanda şeker gibidir… Yusyuvarlak yüzü, küçücük gözleri, tombul yanaklarıyla, hep tebessüm eden haliyle Hulusi Kentmenden bile daha şirindir. Elinde şeker dolu poşeti ve yanında yöresinde çoluk çocuk hiç eksik olmaz… Ezan sesini her işittiğimde, camdan bakarım arkasından, sıyırdığı gömleğinin kollarını alelacele iliklerken, kendine has tombul yürüyüşüyle zihnime …

Devamını oku

mesela işte…

bazen şöyle hayaller de kurmuyor değilim… sakıncası yoksa… mesela…fatih camiinin avlusuna kedileri ziyarete gidiyoruz ali ve ömerle. bir tas su ve bir tas yemek elimizde. kuşları da unutmuyoruz, güvercinlerin en çok sevdiklerinden avuçlarımıza ceplerimize dolduruyoruz. önce kedilerin yanına gidiyoruz,ali ve ömer elleriyle bir yavru kediyi besliyor. mesela işte… o yavru kedi de bizimle birlikte güvercinlere …

Devamını oku

insan dokunduğu ölüleri hiç unutmuyor

Geçen gün sokağın ortasında dokunduğum ölümden sonra birşey farkettim. Dokunduğum ölülerin yüzünü asla unutmuyorum. Kalp masajı yaptığım o kadının yüzü hala gözümün önünde. İntörnken başında beklediğim adamın kolundaki çapa şeklindeki dövme ve dudaklarındaki morluk dün gibi… Gecenin bir yarısı Lalelide ölüm raporu düzenlediğim yaşlı adam da hafızamdaki mezarlıkta yerli yerinde duruyor. Anladım ki, insan dokunduğu …

Devamını oku

Bizim derdimiz bize yetiyor da, keşke bir bülbül olaydı şurda, ötme demezdim…

Bir ara kapıya çıktım, Suriyeli kadını ve o eski-püskü arabadaki bebeğini gördüm, kadının yüzündeki şaşkınlık ve mahcubiyetini, kızaran yanaklarını, müdahale etmek istedim ama yapamadım. Bu da benim ayıbım olsun.…Tam o sırada Kemal Sayar’ın ”merhamet”le ilgili bir yazısını okuyordum. O kadının sınandığını ve merhamet bahsinden kaldığını düşündüm. Allahu alem tabii… Ama müdahale etmediğim için hala kendime …

Devamını oku

monoklinik notları 101

‘’Bilâkis biz, hakkı bâtılın başına çarparız da onun işini bitirir; bir de bakarsınız ki bâtıl yok olup gitmiştir. (Allah’a) yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! Göklerde ve yerde olanlar hep O’na aittir. O’nun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet etme hususunda ne büyüklenirler ne de yorulurlar. Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tenzih ederler. ’’ Enbiya /18-19-20‘’Eğer …

Devamını oku

Ödev yaparken, küçük ‘’e’’leri ve küçük ‘’a’’ları ‘’çok zor, yazamıyorum’’ diye ağlayan Aliemir’in, Senden istediği sabrı istiyorum.

mn-103 Bir gece önce herşey çok net ve bulutsuzken sabah uyandığımda bu bulanıklık neden. Ruhumun güneşli, parçalı bulutlu, fırtınalı ve ya yağmurlu hava durumunu hangi meleğinin eline verdin Allahım. Sebepsiz yere yükselip kanatsız uçmaya başlıyorum, kollarım önce bir çift kanada dönüşüyor sonra birden felçli kuşlar gibi yere çakılıyorum. Hiç kanatları felç olmuş kuş görmedim, kuşların …

Devamını oku