Bütün hazları tattım, kitapları okudum,Ah, kandırmadı; kaçmak, kurtulmak istiyorum.Bir başka köpükle gök arasındaki o kuşlarOrada şimdi kim bilir ne kadar sarhoşlar!Deniz çekiyor, deniz, kim tutabilir beni;Gözlerde aksi yanan o eski bahçeler mi?Geceler! Mahzun ısığı mı yoksa lambamın,Beyaz kağıda vurur, korkar dokunamazsın;Ne o, ne de çocuğuna meme veren o taze;Gideceğim, ey gemi, bilinmedik ellere.Demir al, sallayarak …
Tag: Stephane Mallarme
Şub 23
Deniz Meltemi
Hayır yok tenden artık; hatmedildi kitaplar.Ah! Bi kaçsam! bilirim, o mest kuşlara diyar, Bir akl’almaz köpükle göklerin arasında. Bir şey tutamaz gayrı, gözlerin aynasında Yanan bahçeler bile, bu deniz kokan gönlü; Tutamaz ne geceler, ne duran o hüzünlü Boş kâğıtlar üstüne iğilmiş kandil öyle; Tutamaz o çocuğunu emziren taze bile, Gidiyoruz! Kalk, gemi! Yalpanı vur …
Şub 23
Hirodiasın Açılışı
Hükümsüz, ve korkunç kanadını boğmuş gözyaşlarıHükümsüz havuzun, ki yansıtır telaşları,Kıpkırmızı mekanı çıplak altınla kırbaçlayarak,Seçti o armalara yaraşır tüyler, seçti bir ŞafakÖlü külleri taşıyan ve kurban veren kulemizi,O ağır mezarı ki, kaçırdı şafakta kimsesiz bir kaprisi,Güzel bir kuşu, nafile tüyleri simsiyah…Ah, düşkün ve kasvetli ülkelerin malikanesi ah!Çalkantısız! Yatışıyor donuk su,Ne tüy konar diye ne unutulmaz kuğu:Su …
Şub 23
Yaz Üzüntüsü
Sen ey, o uykulu savaşçı, kumlar üstünde,Yorgun bir su ısıtıyor güneş saçlarındaVe bir günlük yakarak düşman yanağında,Karıştırıyor bir aşk içkisini gözyaşıyla. Duruk sessizliği ak yalımın, üzüntü içindeDedirtti, ey benim ürkek öpüşlerim, sana:“Tek bir mumya olmayacağız seninle aslaBu mutlu palmiyeler altında, eski çölde.” Ama ılık bir nehirdir işte saçların,Ürküsüz boğmak orda bize tebelleş ruhuVe bulmak o …
Şub 23
Savurgan Çocuk
Aşkın, erguvan rengindeki nektarsız eskibir güzel kokuyu saklayan kuru bir portakalolduğu kadınlarda insana günahişleten Sonsuzu aradım, ama, yalnızca, uykuyadüşman bir uçurum buldum. -Sonsuz, çalkantısında ağaçları ve yürekleriince bir kum gibi sallayan gururlu düş!– Şarapla karışık iğrenç bir düzgün selininyuvarlandığı buruk böğürtlenlerle dolubir Uçurum! IISen ey gizemli kadın, ey kanayan kadın,ey sevdalı kadın, mum ve günnük …
Şub 23
Zangoç
Sabahın arınmış, saydam, derin havasınaYayıyor yine çan, sesini, aydınlık, duruOkşuyor, lavantalar, kekikler arasınaDuasını bırakan küçük bir çocuğu, Çıkmış üstüne eski bir ipi geren taşın,Dilinde dua, zangoç, üzgün, mırıldanarakDinliyor inişini uzak çınlamalarınBir kuş geçiyor yanından, ona dokunarak. Ben arzulu gecenin o adamıyım. Yazık!Boşa çekiyorum Ülküyü çalan halatıBir tutam tüy söylüyor soğuk günahlarımı, Çok usul geliyor kulağıma …
Şub 23
Sıkıntı
Sana geliyorsam bu akşam, ey hayvan, amacımne bir halkın günahlarıyla dolu gövdeni yok etmek,ne de öpücüğümü akıtan onmaz sıkıntı altındave iğrenç saçlarında hazin bir fırtınayı eşelemek; Azabın bilinmeyen perdeleri altında uçanhiçliği başkalarından daha iyi tanıyan seninancak kara yalanlardan sonra tadabildiğindüşsüz ağır uykuyu istiyorum yatağından; Çünkü, katıksız soyluluğumu kemiren çirkefsenin gibi beni de kısırlığıyla damgaladı.Ama, senin. …