Yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta göz kapaklarının kırmızı yaprakları altında. Gömül vızıldayan sesin düşen sesin halklarına ve uzaklarda yankılanan dilsiz bir çağlayan gibi, davulların çalındığı yerde. Bırak kendini karanlığa, kendi etine gömül, kendi yüreğine; kemik, o mor şimşek, kamaştırsın gözlerini, kör etsin, mavi göğsünü göstersin akşam ışığı körfezler ve gölgeli koyaklar arasında. O sıvı karanlığında …
Tag: Octavio Paz
Şub 23
İki Gövde
İki gövde yüzyüzebazan iki dalgadırve gece bir okyanustur.İki gövde yüzyüzebazan iki taştırve gece bir çöldür.İki gövde yüzyüzebazan iki köktürgeceyle sarmalanmış.İki gövde yüzyüzebazan iki bıçaktırve gece bir anlık parıltı.İki gövde yüzyüzedüşen iki yıldızdırboş ve yalnız bir gökte. Octavio Paz
Şub 23
1 Ocak
Günün kapıları açılırdilin kapıları gibi, bilinmeyene. Dün gece anlattın bana: Yarın imleri düşünmek zorunda olacağız, görünümü çizmek, planı tasarlamak çift katlı sayfası üzerine kağıdın ve günün. Yarın, yaratmak zorunda kalacağız, yeniden bu dünya gerçeğini. Gözlerimi geç açtım. Saniyenin bir anı için Aztek’in duyumsadıklarını duyumsadım, uzanıp beklerken dağlık durunun kıvrımında ufuktaki çatlaklar arasından zamanın kesin olmayan …
Şub 23
Gecenin soğuk dudakları
Gecenin soğuk dudaklarıBir laf ederLaf sanma taştırTaş sanma gölgedirAcının sütunuOlgunlaşmamış düşünceHayali dudaklarıma doğru gerçek suGerçeği taşıyan sözcükHatalarımın nedeni Eğer o ölümse yaşarım yalnız onun içinDalarım anılara ama bir şey anımsayacağımdan değilArtık bilemem ne söyler de güvendiririm kendimeNasıl anlaşılır birinin hayat taşıdığıNasıl unutulur bildiklerimizZaman aralar da gözkapaklarınıBakar bize ve kendisi de kaçırmaz görüntüsünü. Octavio Paz
Şub 23
Bir gün yiter gider
Bir gün yiter giderEvren gökyüzündeKarda iz bırakmaz ışıkBir gün yiter giderKapıları açmaya ve kapatmaya…. Güneşin tohumu çatlar sessizceBir gün başlarSis oyar tepeyiBir adam ırmağı inerGözlerinde karşılaşır bunlar seninGünün içinde yiter gidersinŞakıyarak ışığın yapraklarındaÇanlar çalar ötelerdenHer çağrı bir dalgadırHer dalga gömülür çıkmamak üzereBir kımıltı…bir söz…buluta karşı ışık…Güler ve saçlarını tararsın dalgın Bir gün başlar ayaklarındaAdlarından başka …
Şub 23
Gitmekle Kalmak Arasında
Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün,katı bir saydamlık kalıbı. Hepsi görünüyor ve hiçbiri anlaşılamıyor, ufuk dokunulamayacak bir yakınlık. Masada kağıtlar, bir kitap, bir vazo:nesneler dinlenmekte adlarının gölgesinde. Damarlarımdaki kan giderek daha ağır yükseliyor ve yineliyor inatçı hecesini şakaklarımda. Işık kayıtsızca biçimini bozmakta donuk duvarın, tarihi olmayan bir zaman. Öğle sonrasının yayılışı; şimdiden bir körfez usul dalgalanışı …
Şub 23
Herat ta Mutluluk
Ta buralara geldimÇekerek bu çizgileri,Öylesine;Yeşilli mavili bir cami,Altı yassılmış bir minare,İki ya da üç mezar,Ermiş bir şairin anıları,Timurla soyunun adları. Rast geldim yüzgünlerin rüzgarına.Kumla örttü geceleri,Kamçıladı kaşımı, kavurdu göz kapaklarımı.Şafak:Kuşların saçılmasıVe taşlar arasında köylülerin ayaksesleri olanSuyun söylentiler yayan sesi.(Ancak su da aldı tozdan nasibini.)Ovada homurtular,GörünüşlerYitişler,Kil sarısı kasırgalarDüşüncelerim gibi, dönüyorlarOtelin odasında, tepelerde:Bir develer mezarlığı bu diyarVe …
Şub 23
Riprap
1.ÇİÇEK Ağlama, çengel, diş, ulumalar,etobur hiçlik, çalkantı,hepsi yokolmakta bu basit çiçeğin önünde. 2. O KIZ Her gece iner kuyuyaertesi sabah ortaya çıkarkucağında yeni bir sürüngenle. 3.BİYOGRAFİ Ne olabileceği değil,ne olduğuydu önemli olan:Ölmüştü işte. 4.GECELEYİN ÇANLAR Gölgelerden dalgalar, körlük dalgalarıalev alev yanan bir alında:Düşünceme su dökün, boğun onu! 5.KAPIDA İnsanlar, sözler, insanlar.Duraksadım:Yukarıda orada, yalnız ay vardı. …