Tag: Şerif Erginbay

Uyuyan Masallar

“Seni özleyeceğim..! ““Özleme soluksuz kalırsın..” dedi kadın.Kadının, bakışlarını uzaklarda, denizin üstünden dağların gökyüzüyle buluştuğu çizgide gezdirişini izledi uzun süre adam. Güzel iri gözlerinin derinlerinden gelen sorgulayan umutsuz boşluğa seslendi:“Ben masalımızı istiyorum.”“Bu masal seni uyutmaz… Uyanışımızın masalı olur ancak. Uyanman kötü. Cinleri lambadan çıkartmaya zorlama. Uyumalısın sen.! ”“Saçlarının, kırmızı güllerinin kokusu böyle büyürken bende, nasıl uyuyabilirim? …

Devamını oku

Lir Ve Orfe

1 Soylu sesinin yankısı aralıyor ağzımı durmadandilim uyanışını dönüyor.. dönüyor teldeki sızım..bulutum, çalgım, takımyıldızım; Lyra… Bin kez söyleyip unuttuğum şiir.. bulup kaybettiğim kıyım;patikam, ormanım.. yeniden başlamak için güneş yakınlığına;ormanın aynasından çiylerimi taşıyorum bulutuna… Şarkınla akıyorsun.. bin düğüm çözer tel tel sarılışın,uzun soluğum ısıtıyor dalını, aralıyorum göğe sarmaşığını,bin yıllık ağzımda unutulmuş deniz tadı; Lyra.. Kollarımın çağıran …

Devamını oku

Bir Yalın Bir Uzak

Ergeç yitirir anlamını uzakbakış dağılır tuzakların aç ambarında. Hangi taş çatlamaz da avunur yosunlarla; bitkin, kurak. Şenlik büyür, acı balı taslara doldurarak mumdan güller: yeni istanbul hatırası. Çanakkale çoktan geçildi aşk kalplerde bir kürdilihicazkar yarası. Ruh nasıl doysun, ten: gülün damlası uzak kızılcık şerbetiydi, çoktan içildi. Geçti yaz, eski baharlarla avunarak dalgada yağmur kuşları; bir …

Devamını oku

Söylenmeyen

Yaprak gizini fısıldadı binbir gece.Nasıl bir bilmeceydi uykusuzluğum?Kulaklarım uğultusuna eğilmişti sadece,-kıpırtısız- Hiçbir şeyin adı kalmamıştı:uçuyordu boşluğumuzda ne varsa.Yaprak beni yargıladı binbir gece.Suyun kıyısına geldim duymamaya.Adımın bir öyküye yetmediğini gördüm.Badem ağacına giysisini asıp giderkengördüm onu son kez, gizlice. Şerif Erginbay

Dallarımda Kar

Gün benim neyimdi, bilemeden geçti yıllar.Nice bulutlar süzülüp geçti yanağımdan,köklerimi yanıltmadı toprak;ah olmasaydı kabuğumdaki bu tanıklıklar. Gün benim neyimdi, şimdi dallarımda kar;içimde sakin bir hasret var. Yolda olduğumu bilirdim, yol benim ikizimdi;tohum ışırdı yapraklarımın arasından, yol bunu bilirdi.Kar gizlerimizi vururdu yüzümüze:aşk aydınlığındaydık o zamanlar. Dağa boy verdim, açtım kendimi;yan yana oluşumuza sevindim.Dilini anladım, dilimle çözüldüm;mevsimlerin …

Devamını oku

Mektup

Mermerle bir yazılmışsa tarihiGönderilmeyen mektuplar da gider -anla nereden geldiğini hüznün- Bütün ömrüm ölü bir dilde başlar, ölü bir dilde biter, mektuplar gibidir ömrüm. Adım orda kaldı, bütün adlarım: m e r m e r! Gönderilmeyen mektuplar da gider. Şerif Erginbay

Işığım Söndü

-madencinin son mektubu- Karıcığım hoşçakal, ışığım azalıyor,Yanımda ölü arkadaşlarım.Artık kömür kokulu ekmekler getiremeyeceğim sanırım.Buraya kadarmış çocuklarım, hoşçakalın,Hakkınızı helal edin; anacığım, babacığım.Işığım azalıyor, hoşçakalın.. Üstüme değil içime çöken ocağın sessizliğindeTek tek seslerinizi duyuyorum, yüzlerinizi görüyorum,Işığım azalıyor, soluğum azalıyor, biliyorum,Yavaş yavaş dünyanın kara kalbine gömülüyorum. Işığım söndü, işte gidiyorum..,Ah, en çok da şimdi, bir bilsenizNasıl da bulutları, …

Devamını oku