hüznün damlalarıdır sevgime yağandolduğunda çatırdayan kalbim uçurum yarıklarıyladilim dilim kesilmekte gözbebeklerimsarkarak toza bulananişte o zamanışığına dolanıp düşlerinin göğsüne yatardımkarışık sesinle kanat çırpardı sesimellerine erir karışırdım ıslaklığınaeğirmek isterdim kestane saçlarını iğle saçlarımazorlu anlarımda çıkıp gelirdin hep yanımaeziyetle yürüdüğün yeterdökünüyorum yorgunluğunu bedenimesarnıçlarda yağmurlar dinlenirken senin için anne, gül et beni kederine Kaan İnce
Tag: Kaan İnce
Şub 23
Gezginin Üç Tılsımı
1.zaman son hecesi kırılır gecenin, ürperti veren yalnızlığın tüm renkle-riyle; şaşkın bir sen, sessizlik kadar ince; gözlerde boğulanhıçkırık. karanlık yürür ağır ağır, uçuşur kalbimde sevgiden yanane varsa. kanayan dudaklarını çığlığın, şarapla yıkardım; denizkalırdı geriye, çığ düşerdim tersime. kutsanırdı sönmüş acılar,ölüm doğrulanırdı, kayardı direnç noktası ömrün; kendi eksenin-de dönüp duran insanlar kadar. içini vakitsiz açan mavilikti …
Şub 23
Yanılsamalar
- By Şiir Antolojim in Şiir, Türk Şiiri
1.acının üstünden bir gece geçti, geride basit bir yalnızlık.döndük pürüzsüz yüzüne yaşamın, asit döktüler içimize,gözlerimizde bir karmaşa, toprakta uyku, toprakta engerek,kımıltısız bomboş bir dünya zehirlendi demek,ses oldu ölüm, cesaret uygunadım girerdik, cıvıl cıvıl tomurcuklarla bahara, amagerilimler yaratığı soluk fotoğraflara çerçeve olurdum sonunda,bu kaçıncı sönüşüydü yangınımızın, yüzyüzeydik ve gözlerimkörlerle o karanlık zamandan geçmenin ıstıraplı tadıydı,zaman zamana …
Şub 23
kalbim
- By Şiir Antolojim in Şiir, Türk Şiiri
yokgitti yeraltına umudumkalbimfırtınada uçuşan kurumgibi durmadan dolargözlerine birilerininağlatır kanatırhuysuzum tokbir çocuk benim sevgimkalbimkırılan oyuncaklarımgibi hepözletir banagüzeliyorgunum Kaan İnce
Şub 23
Mektup
Yarım kalmış acılar deniz pencereme kanardı ge-ceyle savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu birkuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; gözmavisi duman, sessizliğim. Aktım ölü denizkızıylagökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgaroldu, postacımız güvercin. Cıva gibi eridik kabı-mızda. Kırmızıya gittik. Hemen kokladım yüzümüyağmurun yuva yaptığı ellerimle. İyice şaşırmıştıalıcısı vapur ıslığımızın. Saklandı gözlerimin ışığıyeni güne. …