Söylemiştim oysa; ben gürültüde kalıcı değilim.Yeniden bir ayrıkotu bulmalıyım içimde.Yoksa kendimi iyiden iyiye kalabalıktan biri sanabilirim. Göçe yetişememiş bir kuş kadar üşüyor sağ elim.Oysa büyük yüzölçümlü cümleler kurmak içinokyanuslar geçecektim.Dar odaların oyuncak yaygaralarından çok vakit kaybettim. İçimin ılık, tanıdık seslerini bastırdı kalabalık.Ancak tek bir gündüzün hükümdarı kâğıtlar üzerine,her şeyi biliyormuş gibi yapan cümleler kurmanın bedeli …
Tag: Ece Temelkuran
Şub 23
Nar Kalpler
Aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir… Gözün başkalarını da görüyorsa sevdiğini sevmiyor musundur artık?Birini sevmek topyekûn kapattırır mı “dükkânı”? Kepenklerin inmeli midir, elenmiş un varsa elek asılmalı mıdır duvara?İnsan güzel adamları ve güzel kadınları “görüyorsa” hâlâ, hâlâ “bakıyorsa”, aklından “Acaba?” diye geçiyorsa, aslında o kadar da dolu değil midir içi?Bir boşluk mu vardır aslında? Ondan …
Şub 23
Ayrılık
Erkekler birçok kez gider. Kadınlar bir kez…Sözler erkeklerin ağzından çabucak çıkar, beklemeden.Kadınlar, bekleyip içlerini ezip ezip bir tek kez söyler:“Bitti!”Bir kadın bir adamı gerçekten bittiğinde terk eder. Sonra ne söylesen nehir akmaz geri doğru. Nehirler geri akıtılıyorsa…Hiç gerçekten konuşulmaz artık.Hiç gerçekten gülünmez.Hayat, yaşamanın bir kötü taklidi gibi gelir geçer; değmeden, deşmeden.“Böyleymiş demek” dersin, “Hayat böyle …
Şub 23
Sonlar Kuşağı
“BİZDEN bir ya da iki önceki kuşak bizim kadar çok ‘son’ görmedi. İlişkilerde bizim kadar çok son yaşamadılar. İşlerine bizim kadar hızlı son verilmedi, bizim kadar yeniden başlamak zorunda kalmadılar. Her son, yas demektir. Sonlandırdığınız şeyle ilgili ne kadar az şey hissederseniz hissedin bu, böyledir. Dolayısıyla bizler mutluluğun peşinden koşan ve aslında neredeyse aralıksız yas …
Şub 23
Şiir, ihtiyacı olanındır!
Dün, tam öğle üstüydü, Yenikapı feribot gişelerinde iki genç kadın konuşuyordu. Kadınların saçlarından vapurlar geçip gidiyor, kadınlar kendi saçlarına takılıp hep gişede kalıyordu. Biri diğerine dönüyordu aniden, bir cümleyi tam ortasından kuruyordu: “Okumadıysan ‘Ben sana mecburum’u oku.” Sonra genç kadın, firketeden kurtulan saçlarını topluyordu hamarat bir hızla, biletleri kesiyordu. Dün bir bilet gişesinde, düğünleri için …
Şub 23
Gidenler genç kalır
Yaşlanma, gitme korkusuyla başlar… ‘Bırakıp gidebilenler’ ise hayatta, 1-0 önde koşar… İhtiyarlamak azizim, gitmek korkusuyla başlar. İçine bir şüphe düşüyorsa kapıyı çarpıp çıkacakken, duraksıyorsan, işte tam o an, yaşlanır insan…Yeni bir başlangıç yapmak için üstat, önce boşlukta durabilmesin. Boşlukta “kalmaktan” kortuğun zaman, işte tam o an, bir daha yeni bir şeye başlayamayacak kadar ihtiyarlar, çökersin.İnsan, …
Şub 23
Albatros
Kadın albatros bana erkeğini anlattıonu seçmek için epey zaman harcamıştıalbatros eşini seçmek için onu sınavlardan geçirir;kolay değildir kadın albatrosu döllenmeye ikna etmesikadın albatros erkeğinden söz almalıbir kuş başına gelecekleri bilmeli değil mi? yavruyu verecek yumurtanın üzerine oturması gerekir kadının çünkü,böyle geçecektir aylarca kuş günleribir kerecik bile kalkarsa, kuş ölüsü çıkar bu aşktankolay değildir ölü vermiş …
Şub 23
Bir şey oldu bu memlekete. Kimse kimseyi sevmez oldu
Meral için… Yazmam böyle şeyleri. Özel meseleler bunlar. Ama sanırım bu kez kayda geçmeli. Niye? Anlatacağım. Sabah sekizdi galiba, belki daha erken. Uyuyorum. Telefon çalıyor, telefonda bir kadın hüngür hüngür ağlıyor: “Yazını okuyorum şimdi onun mezarı başında. Bugün Yaman’ın ölüm yıldönümü.” Susuyorum. Ağlarken şaşkınlığıma gülüyor: “Meral Okay ben.” Yıl 2002’ydi. Irak’a savaş açacaklardı, Meclis’te harıl …