İzi kalmıyor güzün kışa armağan edilecek
Güneşin tırpanı diniyor, akşam olmak üzere,
İyi akşamlar tarla kuşu
Uzaklaşıyor bak umudun resmi
Dilsiz çakıl taşlarının üstüne düşüyor
Leylek sürülerinin gölgesi
Geldi de geçiyor taşın kıvılcımı
Bahçeden bahçeye Gılgamış
Arıyor hâlâ ölümsüzlüğü
Asma kuşunun çatallanan sesinde
Susarken patika, sedir ormanı,
Ölüm geçiyor yaprağın içinden
Sazlar mı olur söğütler mi artık,
Dipsiz söz, büyük kargış konuşmak
Bir ırmağı. Şaşar kalırım
Kenger otunun yuvarlanışına
Öyle bir şey tinin yürüyüşü de
Kentin asfalt sokaklarında,
Çürümüş yapraklara basa basa
Ahmet Ada