Tag: Paul Celan

Kar Parçaları

KEKELENEREK DİLE GETİRİLECEK DÜNYA,onun konuğuolacağım ben, bir adterlenecek duvardan aşağıya, vebir yara yalayacak o duvarıaşağıdan yukarıya. DUYDUM Kİ, BALTA ÇİÇEK AÇMIŞ,duydum ki, o yer adlandırılamazmış,duydum ki, o yere bakan ekmekasılan adamı iyileştirirmiş,kadının o adam için pişirdiği ekmek.duydum ki, onlar hayat içintek sığmak derlermiş. TAŞLARIN atılması böceklerin arkasından.O sırada gördüm ki, içlerinden biri yalan söylemiyordu,çaresizliğime alıştım, …

Devamını oku

Oniki Yıl

Gerçek kalan,gerçekleşen satır: … seninParis’teki evin – ellerininsunağı olan evin. Üç kez solunmuş,üç kez parıltılara boğulmuş. Dilsizleşiyor ortalık, sağırlaşıyorgözlerin arkasında.Zehrin çiçek açtığını görüyorum.Her sözcükte ve her kalıpta. Gel. Gidelim.Aşk siliyor ismini: kendinisana adıyor. Paul Celan

Işık Zorunluluğu

KALINTILARI, duyulanlarla görülenlerin,bin bir numaralı yatakhanede. gece gündüzpolka: seni eğitip değiştiriyorlar yineo oluyorsun. GECEYE DALMAK, yardıma hazıraağız yerine,yıldız geçirenbir saydam yaprak: daha bir şeyler vardelice harcanacak,ağaç boyunca. ÇOKTAN UZANMIŞTIKçalıların arasına, sennihayet sürünerek geldiğinde.Ama kulaçlayamadıkKaranlığımızı sana kadar:ZorunluyduIşık. YİTİRİLMİŞLERDEN dökme olan sen,tam olması gerektiği gibi bir maske, gözkapağımdakikırışık boyuncakendi gözkapağımdaki kırışıklasana yakın olmak, ize, evet, o izedehşeti …

Devamını oku

Sen de Konuş

Sen de konuş,son olarak sen konuş,söyle sözünü.Konuş –Ama ayırma hayırı evetten.Anlamı da kat sözüne:Ona, gölgeyi ver.Ona yeterince ver gölgeyi,sence ne kadar paylaştırılmışsagece yarısıyla öğlen ve gece yarısıarasında, o kadarını ver.Bakın etrafına:Gör, nasıl da canlı, çepeçevre –Ölüm aşkına! Canlı!Hakikattir gölgeden söz edenin söylediği.Ama bak, küçülmekte şimdi durduğun yer:Peki şimdi nereye, ey gölge çıplağı, nereye?Tırman. Yokla etrafını.İncelmektesin …

Devamını oku

Zamanın Gözü

Bu gözüdür zamanın. Yedi renkli kaşın altından şaşı bakan. Korla yıkanmış göz kapakları Göz yaşları ise olmuş buhar. Süzülüyor kör yıldız ona doğru eriyor sımsıcak kirpiklerde, ve ölüler gonca verip çiçek açıyorlar. Paul Celan

Yanık İzi

Uyumuyorduk artık, çünkü hüznün saatiydi yatağımızve birer değnek gibi büküyorduk akreple yelkovanı,ve onlar hızla yaylanıp kırbaçlıyorlardı zamanıkan gelene kadar,ve sen, gittikçe bastıran günbatımıyla konuşuyordun,ve ben, on iki kez sen diye seslendim sözcüklerinleördüğün geceye,ve gece açılıp, öylece kaldı,ve ben, bir gözü onun kucağına bırakırken, ötekinisenin saçlarına taktım,ve ikisinin arasından açık damarı uzattım fitil yerine-ve genç bir …

Devamını oku

Bademlerden Say Beni

Say bademleri,  say acı olanı, uyanık tutanı say, beni de onlara kat: Gözünü arardım hep, gözünü açtığında, sana kimselerin bakmadığı bir anda, örerdim ya o saklı, o gizli ipliği ben, ki onun üzerinde tasarladığın çiy’in testilere doğru kaydığı bir zamanda, yüreğe varamamış öz bir sözle korunan. Ancak böyle varırdın adına, senin olan, o şaşmaz adımlarla …

Devamını oku

Ölüm Fügü

Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünüve öğlenlerle sabahlarda bir de gecelerihiç durmaksızın içmekteyizbir mezar kazıyoruz havada rahat yatılıyorBir adam oturuyor evde yılanlarla oynayıp yazı yazan hava karardığında Almanya’ya senin altın saçlarını yazıyor Margaretebunu yazıp evin önüne çıkıyor ve yıldızlar parlıyorköpeklerini çağırıyor ıslıklasonra Yahudilerini çağırıyor ıslıkla toprakta bir mezar kazdırıyorbize buyruk veriyor haydi bakalım şimdi dansa …

Devamını oku

Corona

güz kendi yaprağını yiyor elimden: biz iki dostuz. zamanı ceviz kabuklarından ayıklayıp yürümeyi öğretiyoruz ona: zamansa dönüyor kabuğuna. aynada pazar, düşte uyunan uyku, ağızsa gerçeği söylemede. gözüm bir sevgilinin cinselliğine teşne: öyle bakışıyoruz, karanlık sözler ediyoruz birbirimize, haşhaş ve bellek gibi seviyoruz birbirimizi, uyuyoruz şarap gibi midye kabuğunda, bir deniz gibi ayın kanlı ışığında. penceredeyiz …

Devamını oku

Bütün Bir Hayat

Gündoğumuna bir saat kala saçlarına düşen mavi gibidirmahmurluğun güneşleri; bir kuşun mezarının üstünde, otların hızıylabiterler. Onları da baştan çıkarır, zevkin teknelerindeoynadığımız rüya oyunları. Zamanın tebeşirden kayalıklarında onlarıda hançerler bekler. Daha mavidir derin uykunun güneşleri: Birzamanlar saçının bukleleri gibi. Bir gece rüzgârı olup, kız kardeşinin paraylaaçılan kucağına sığınmıştım; Üzerimizdeki ağaçtan sarkıyordu saçların,ama sen yoktun. Biz dünyaydık …

Devamını oku