Tag: Onat Kutlar

Bir Şiir Üstüne Çeşitleme

Külrengi bulutlarıyla güz günlerininSevdiğim İstanbulu gibisinGene de çağırıyor yüreğinDaha aydınlık bir yeryüzünü Her zaman genç gözlerinde gülüyorSu kocamış ve yorgun İstanbulGene de yaşıyor ve sırlı aynasındaBana gösteriyor senin yüzünü Ayak basmadığım çorak bozkırdaSevdiğim Anadolu gibisinGene de bekliyor yüreğinUzakta ve elinde olmayanı Sevecen gözlerinde tükeniyorHasret rüzgarlarıyla AnadoluGene de üretiyor ellerinYeni baştan ve umutla sevdanı İstanbulum Anadolum …

Devamını oku

Sadece senin yüzün

Yeraltında bir bizans sarnıcı gibi loşKuyularda körlerin durağan bakışlarınıTedirgin bir çocuğun önsezileriyleBozmadan geçerken hiç düşünmemiştimYukarda bembeyaz bir güvercininMavi bir balkonun bulutlarındanBenim toprağımı aradığını Karşıda tepelerin hayal perdesiniBir sardunya ağacı hışırdatıyorKoyunlar sessiz bir yılan bir güneşBir kısrağı her yıl aşan kırlarınAzgın tanrısı Pandan doğma yabansıVe inatçı bir keçi gibi GavvinoBir zincirlemeyle geçiyor çocukluğumunKısa pantolonlu kara gözlü …

Devamını oku

Bir Soru

Akşamüstü oturdum yol kıyısınaDüşündümNe kalacak bizden geriyeBalkan yaylasından ve bozkırlardanKafdağlarına giden şu bulutSonsuz mevsimlerle esmerleşenŞu toprak ve derin çınar ağacıBiz yokken de vardı Çocukların şu gülen sarı feneriAyışığıVe ıssız balkonlardaKırmızı biberlerle üzgün yaşlılarıAynı mandalda kurutan güneşÇayırda gölgeler bırakacakDalgın yeryüzünde çekilirken Kalabalık çarşılara tortusuÇökecekTüccarın kanpazarındanMezarlığa taşıdığı paranınDeğirmeni döndüren ter ırmağıKuruyunca ardında tuz kalacakVe bir anı öfkeli …

Devamını oku

Günlük Şiirler

Sen gittikten sonra iki çalgıcıturnalar semahını çaldı ve kimse dinlemedi onlarıbenden başka. Sarımsak kokusununyoksulluk ve rakıyla buluştuğu saygısız kalabalıktakimse duymadı beni terkedenkanatların bıraktığı esintiyi. Biri incecik öbürü kalıniki tel vururken çalgının yüreğinenicedir aklımı kurcalayan Bertold Brecht’in“Sevenler” şiirini düşündüm bir yaşamdan ötekineyanyana uçan iki turnayı. Taa, yirmisekizlerden,“Güneşin ve ayın az değişken dilimleri altındauçup giderler yine, böyle …

Devamını oku

Çevirmen

Bu özelliğimi ilk kez, çocukken fark ettim. Evimizin avluya bakan ikinci kat odasının penceresi önünde oturmuş, garip bir olayı izliyordum. Avluda, çiçekten meyveye dönüşmek üzere olan bir zerdali ağacı vardı. Meyveleri serçelerden korumak için dallarına örümcek ağı gibi ince bir iplik ağı geçirilmişti. Ama gene de çok sayıda serçe vardı ağaçta. İçlerinden bir bölüğü, iplere …

Devamını oku

Ayrılık

Ayrılık şiiri ne kadar yalınSevdiğimiz aşk sözcükleri gibiKılıçla kesiyor bir hain noktaÖpüşen virgüllerle akan cümleyi Nasıl soğuk ayrılığın güneşiGölgeli bir çınar olan gövdeminDallarını içten kırınca acıBuzdan bir alçıyla tutuyor beni Ayrılık sabahı ne kadar beyazÖlümün hüzünlü arkadaşı karBana ütülü bir çarşaf hazırlarBir karanfil tam yüreğimin üstünde Onat Kutlar

Furuğ Ferruhzad

Sunu Güzel bir zamandı. 1963 yılının Eylül ayı. Anadoluhisarının eski ve kocaman ahşap yalılarından birinde, hanımelleri, mor salkımlar, vişne ağaçlarıyla dolu kuytu bir bahçede, sabahları rıhtımı yalayan denizi, gün boyu satıcıların seslerini ve akşamüstleri İsfahan faslının gizli serinliğini dinleyerek geçirilmiş bir yazdan sonra birden başlayan yarı kanatlı yarı gölgeli günler. Celâlle birlikte, Hukuk Fakültesinin benim …

Devamını oku

İstasyon

Yalnızım bir kompartımanda Bir hızar testerisinin yaz ışığı ufuk hattından Ağır ağır gözlerime geliyor köşede rüzgar Tozla yıkıyor söğüt dalını çocuk Onaltı bağımsız devlet büstünün Sarkan bıyıklarını düzeltiyor zaman Düşündükçe koyu bir renk alıyor Buraya uzun bir yol boyunca Kurulu bir kumpanya çadırlarından Tuğla harmanlarından geldim her ateşin Çemberinde yanarak ve darağacında Kurutarak dikişsiz gömleklerimi …

Devamını oku

Orman

Kendine esen rüzgarla derinleşen yüzü bir adamın durur ve ormana bakar, bu benim. Damarların ugultusunu duyar bir sarnıçtan gizli bir kente döşenmiş su yollarının Ağaçların sararmış yaprak uçları dalarken gökyüzünün karanlık denizine kökler büyülü bir ışıkla aydınlanır ve toprak yabancı bir mimariye açılır, bana ait olan. Yalnızlık, doğunun bildik çarşısı kendi alışverişiyle canlanır, yeni bir …

Devamını oku

Penceremden Görünmeyen

Çamağacına Duman renkli ve kocaman bir karganın Kumlu dalgın kanatları ardından Denizin derinliklerine açılan Akdeniz güneşinde çürümüş ahşap Ve kuytu yosunlara çalan teknenin Reçine kokusuyla tanıdığım Çamağacına Bol sisli bir kışın ormanından Karlı gelin telleri taşıyan Gümüşten yapraklarla örtülü Uysal ve uzun boynunu bahçelerin Ve benim toprağıma eğmiş Gülümserken bir eşkiya rüzgarın Söküp uzaklara götürdüğü …

Devamını oku