Tag: İsmail Haydar Aksoy

Alışılmadı!

Avuçlarımda dağılan kar gibiydi yüzünVe semazenler dönüyordu hüznün çevresinde Geçtin ansızın öte yakasına ölümün Yaşamaktan usanmış Nereye gidersin böyle Alıp başını giderek Gözlerin Mistik bir anlatım aracıdır artık Nereye gidersin böyle Alıp başını giderek Yaşamaktan usanmış Alışılır ölümlere de demiştin Siyahlara bile alışılır Günün birinde demiştin Alışılmadı! İsmail Haydar Aksoy

İtiraf

Yalan söyleyemem: Hep aklımdasın,Hep düşünüyorum seni, diyemem. Fakat bir şeyden emin olabilirsin: Ara sıra düşünüyorum seni. Ve seni düşünmelerim yopyoğun. Hiçbir şeye çalışmıyorum: Ne seni unutmaya Ne de seni anımsamaya. Seni düşünmelerim tıpkı imgeler gibi Birdenbire çıkagelir. İstesem de istemesem de. Hiçbir kötülüğün sana ulaşamayacağı Yüreğimde taşırım seni. Gene de ara sıra benimlesin, Damarlarımda dolaşmana …

Devamını oku

Sevgili Yürek, Niçin Hor Kullanıyorsun Beni?

Sevgili yürek, niçin hor kullanıyorsun beni?Beni azarlayan sevgili gözlerinHâlâ güzel, güzel ama – ahGüzelliğin ne de gizli! Gözlerinin berrak aynasıVe öpüşlerin iç çekişleri arasındanEser inleyen yeller bıçak gibiAşkın gölgeli bahçesinde. Ve yakındır aşkımızın dağılıp gitmesiEserken yaban yeller üstümüzden –Ama nedendir, sevgilim, ey sevgili dostumAh! nedendir bana eziyet vermen? İsmail Aksoy

Pablo Neruda’dan Çeviriler Yaparken

Biliyor musun Pablo, bazen ağlıyorum şiirlerini çevirirken. Ağlatıyorsun beni sonsuz imgelerinle. O geniş şiir galaksinde bir zerre gibi hissediyorum kendimi. Yılmıyorum ama, dolanıp duruyorum şiirlerinin çevresinde. Şiir evreninin güneşisin sen Pablo. Işığının dokunduğu her yer dönüşür şiire. Betimlediğin Amazon gibi coşkunlaştırıyor yüreğimi bazen dizelerin. En çok o haklı öfkeni anlıyorum senin. Şiirlerinde gümbürdeyen talebini, halk …

Devamını oku

Öteki

Öldürdüm içimde birini:Sevmemiştim o kadını. Dağın yamacında yanankaktüs çiçeğiydi;alazlanan kuraklıktı;serinlik nedir bilmeyendi. Taş ve gökyüzü vardıayaklarında, omuzlarında,ve asla inip aşağıyaaramadı “suyun gözü”nü. Nerede dinlenmişse,kavuran soluğuylave yüzündeki harlı alevleburuşur küçülürdü çimen. Hızla sertleşen reçine misalikatıydı konuşması,serbest bırakılmış tutsak gibidüşmezdi sözcükleri sevgiyle. Eğilmeyi bilmezdibu dağ bitkisi,ve hemen yanı başındabendim eğilen. Ölsün diye bıraktım,yüreğimin kanını söktüm aldım.Yiyecek bulamayan …

Devamını oku

Büyükbabam

Büyükbabam dikmiştiköydeki genç ağaçları,büyükbabam çakmıştınallarını köy atlarının.Köyün çitleriniinşa etmiştibüyükbabam,buğday dövülen yerleri kendi yapmıştı.Sulamıştı meyve bahçesini,kazmıştı tarlasını,alnının temiz teriylegeçindirmişti ailesini.Büyükbabam sürüpekmişti toprağı;hasatta ağrırdıorağı tutan elinin bileği.Büyükbabam düşünürdüve konuşurdu toprakla, ağlardıbulutlarla, gevezelik ederdisuyla…Bir gün, ayaklarıansızın büküldüğünde,şaşkınlıktan donakaldıve kızardı utancından.Bıraktı sabanınefes almak için: soğuk terlerboşaldı alnından.Büyükbabam uzandısürülmüş toprağa ve uyudu,toprakla bir oldu,onu besleyen toprakla bir. Hamo SahyanÇeviren: İsmail …

Devamını oku

Evrenin Işığıyla Oynuyorsun

Evrenin ışığıyla oynuyorsun her gün.Sen, çiçeğe ve suya gelen minicik konuk.Her gün bir salkım gibi ellerim arasındaezdiğim o beyaz küçük baştan daha fazlasın sen. Benzemezsin kimseye verdim vereli sana gönlümü.Bırak yatırayım seni sarı soluk çelenklerin arasına.Güneyin yıldızları arasında kim yazıyor adını dumandan harflerle?Ah, bırak anımsayayım seni, olduğun gibi, daha oluşmadan önce sen! Birden uğulduyor rüzgâr …

Devamını oku