Tag: İskender Pala

Sevmenin tabakaları

Sevmenin tabakaları, muhabbet, aşk ve dert olmak üzere üç derecedir: – Muhabbet odur ki, mahbubunu görürse memnundur, görmezse kaydında değildir.– Aşk odur ki, mahbubunu görürse memnundur, görmezse mahzundur.– Dert odur ki, mahbubunu görürse de mahzundur, görmezse de mahzundur. İskender Pala

Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne

Süzme çeşmin gelmesün müjgân müjgân üstineUrma zahm-ı sîneme peykân peykân üstine Dilde gam var şimdilik sen gelme lutf it ey sürûrOlamaz bir hânede mihmân mihmân üstine Yârdan mehcûr iken düşdük diyâr-ı gurbeteDehr gösterdi bize hicrân hicrân üstine Rîze-i elmâs eker her açdığı zahma o şûhLutfı var olsun ider ihsân ihsân üstine Hem mey içmez hem …

Devamını oku

Zarafet

Zarafet kelimesinin içini doldurabilecek özellikler nelerdir? Acaba hiç düşündünüz mü, zarif insan kime denir? Zarif kelimesi zarf kelimesi ile aynı köktendir. Zarf, ‘içine bir şey konulan kap’ anlamını taşır. Mektup zarfı gibi. O halde zarif insan da, ‘içinde latif ve hoş şeyler bulunan kişi’ anlamına gelecektir. Soru şu: Zarafetin içini dolduran bu latif ve hoş …

Devamını oku

Ahdolsun!..

Yaşadığı dünyanın haritasındaki bütün tanımları, bütün çizimleri, bütün görünümleri sevgiliye göre düzenleyen âşık haritacıyı bilirsiniz. Hani haritasını çizerken onun doğduğu şehir, onun evine giden yol, onun gezindiği çimenlik, onun altında oturduğu ağaç, onun su içtiği ırmak, onun… diye diye tanımlamış bütün mekanları ve yönleri. Hakiki âşık imiş o. Çünkü gönülden bir ahdin sahibi olduğunuzda, ömür …

Devamını oku

Âşıkların ateşini söndüren bir sabâ esintisi

“Şiirin hikmetli olanları da mevcuttur.” (Muvatta II, 986; Müsned (Ahmed b. Hanbel) I, 303; Sahih-i Buhari VII, 30; Sahih-i Müslim I, 594; Mesnevi III. b.4079) Bir meyve, bir çekirdek… Göz, gez ve arpacık… ‘’Kaf ile Nûn”… O “Ol!” deyince olur. Mısra kapı kanadı demek, servi dalı ve merdiven… Beyit ki evdir; kapıdan girilmelidir. Bir evi …

Devamını oku

Şüphesiz kadın, erkeğin şakayığıdır.

Şakayık Rivayete göre Fuzuli, hocasının kızına âşık olunca aşkını dizelere nakşetmek için bir murabba yazar. Bu şiirin her dörtlüğü sonunda nakarat gibi tekrar edilen dizede üstad, “Gözüm cânım efendim sevdiğim devletlü sultanım” buyurmaktadır. Sevdiği kadına karşı altı adet hitabı ard arda sıralayan ve hepsinde de onu yücelten bu anlayış, doğrusu içinde yaşadığımız çağın söylemleri arasında …

Devamını oku

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül

Senden bilirim yok bana bir fâide ey gülGül yağını eller sürünür çatlasa bülbülEtsem de abesdir sitem-i hâre tahammülGül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül Ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandımÇektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandımDerlerdi kabûl etmez idim, şimdi inandım:Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül! Senden güzelim çare bana kat’-ı emeldirEtsen dahi ülfet …

Devamını oku