Tag: Hikaye

Sarnıç

   Dağın eteğine beyaz minareleriyle sarılmış bu şehrin lisesi, zaman geçtikçe daha canlı, daha berrak hatıralarla bize döner, bizi tekrardan içine alırdı. Biz, herhangi bir sınıftık. Herhangi bir son sınıf olduk. Ön avlusu, aynı zamanda burunları, kolları kırık heykellerle süslü bir müze bahçesi, ancak son sınıf talebeleriyle muallimlerin gezindiği bir yer olan liseyi, bir gün …

Devamını oku

Kızıl Reisi Nasıl Kaçırdık

   İlk önceleri iyi bir işe benziyordu; fakat hele anlatana kadar bekleyin. Aklımıza çocuk kaçırma fikri geldiği zaman, Bili Briscoll ile Güneyde, Alabama’da bulunuyorduk. Sonraları Bill’in dediği gibi bu, “muvakkat bir hayal anında idi” ama biz o zamanlar bunun farkında de­ğildik tabiî.    Summit adında dümdüz bir kasaba vardı orada. Halkı zararsız, kendi hallerinde insanlardı. …

Devamını oku

Kader Yolları

Aşk ışığım, kalbim kuvvetli Kaderi arıyorum  Yollarda.  Bana uzatmazlar mı yardım elini?  Yakalamak, hükmetmek, şekillendirmek için Kaderimi.  David Miynot’un neşredilmemiş şiirlerinden     Şarkı sona ermişti. Güftesi David’in, müziği bir halk melodisinindi. Han salonundaki müşteriler şarkıyı candan alkışladılar, zira şarabın parasını genç şair vermiş­ ti. Sadece kasabanın noteri olan M. Papineau başını sallıyordu: okumuş bir adamdı …

Devamını oku

Haydarpaşa

…  İşte yanımızdan bir tren ışıkları ve insanlarıyla bir yere düşer gibi geçip gitti. Bir başkası duran vagonumuzun tam karşısına bir vagon getirdi bıraktı. Karşı kompartımanın camı da açıldı. Bir insanla burun buruna idik. Birbirimizi süzüyorduk. Her şeyimizi; yolumuzu, kafa kağıdımızı, yüzümüzü, ailemizi, elbisemizi, her şeyimizi birbirimizle değişebilseydik ben kendimi unutsam o olsam; o kendini …

Devamını oku

Fiyakalı Aşıklar Cemiyetinden Bir Müzeyyen

-Kızın ağzını neden kestin? -Talihsizlik. -Yanlışlıkla mı oldu? -Yok, ekmek almaya gelmişti. -İnsan ekmek almaya gelen birinin ağzını yanlışlıkla keser mi oğlum? ( Yerinden kıpırdamadan gözlerini bir zıpkın gibi hâkimin gözlerine sapladı.) -Onun başına gelen en talihsiz şey, ben birilerini sevmeye karar vermişken bakkala ekmek almaya çıkmasıydı hâkim bey. Daha önce o küçükken anası ölmüş. …

Devamını oku

Yalnız Bir Kadın

Azize güzel bir kız. Kara kediden korkar. Şeyh Said’in karşısına oturduğunda endişeliydi. Şeyhin yabani bakan siyah gözleri, giderek artan endişeli halinden kurtulmak isteyen Azize’yi kuşatıyordu. Bakır bir kaptan yükselen tütsü kokusu Azize’nin burnunu dolduruyor, yavaş yavaş etini uyuşturuyordu.“Demek kocanın sana geri dönmesini istiyorsun?” dedi Şeyh Said.Azize tereddütlü bir ses tonuyla,“Evet, bana geri dönsün istiyorum.” dedi.Şeyh …

Devamını oku

Çünkü anılar, insanları birbirine bağlar

Sonra ondan söz ettik. Ne de olsa bu çok değişik kişiyi tanımış olan en son iki insandık. O bana, genç üniversiteliye, küçücük varlığına karşın düşünsel yaşamın insanı nasıl sarıp sarmalayacağını öğrenmişti. Tuvaletleri temizleyen, yaşamı boyunca tek kitap okumamış, bambaşka bir dünyada yaşayan zavallı kadın da ona, yirmi beş yıl boyunca paltosunu fırçalayıp toz aldığı, kopuk …

Devamını oku

Müzeyyen ile Ben

Gittim gördüm; şimdi artık o iskeleye eskisi gibi vapurlar uğramıyor. İsmail Hakkı yok, Panayot Usta yok, Sedat Nuri Bey yok; yazın dondurma, kışın kestane satan o sarkık bıyıklı Arnavut yok. Müzeyyen yok, ben yokum.Ne kötü! Tarık Dursun K. (Müzeyyen ile Ben)

Osman, biraz dinlenelim mi?

-Mezarlıklara gitmek gibi bir alışkanlığım yok, mezarlık ziyareti yapmanın anlamını çözebilmiş değilim. Yanlış anlama ben çözemiyorum. -Çok düşünme, ölümle bağ kurmak gibi, kaybettiğinle, belki de yaşamla… – Teyzemi, son zamanlarında iyice kötüleştiğinde, hasta yatağında da ziyaret etmedim. 23 yaşındaydı ve siyah saçları omuzlarına düşüyordu yanı başında hayran hayran ona bakarken, o güzelim sesiyle bana şarkı …

Devamını oku

Fred derlerdi ona

Fred derlerdi ona. Barın son taburesi onundu ve her zaman açılıştan kapanışa kadar oradaydı. Benden daha çok oradaydı ve bu hafife alınacak bir şey değildir. Kimseyle konuşmazdı. Taburesinde oturup fıçı bira içerdi. barın öbür ucuna doğru dümdüz bakardı ama kimseye değil. Ve bir şey daha ; Arada sırada yerinden kalkıp müzik dolabına gider ve her …

Devamını oku