Tag: Fernando Pessoa

Bir kaçağım ben

IBir kaçağım ben.Doğduğum günden başlayıpel etek çektim kendimden,kıldım beni bana dönek. Gerekliyken yorgun düşmekaynı yerde olmaktanneden yorgun düşmemekkendine eşit olmaktan? Ruhum bende kendini araruzaklarda gezerim,Tanrı yardımcım olsunruhum beni asla bulamasın. Kafeste yaşamaktır biricik olmak,ben olmaksa hiç olmamak.Kaçarak yaşayacağım hep – İyi ya da kötü böyleyim çünkü ben. IISayısız insan yaşar içimizde,hissetsem de düşünsem de bilememkim …

Devamını oku

Erteleme

Öbür gün, evet, yalnızca öbür gün…Yarın öbür günü düşünmeye başlayacağım,Belki her şey olup bitecek; ama bugün değil…Hayır, bugün değil; bugün yapamam.Öznel nesnelliğimin şaşırtıcı inadı,Gerçek yaşamımın uykusu, araya girmesi,Sezinlemesi, bitimsiz bezginlik-Bütün dünyam bir tramvaya yetişme çabası-Öyle bir ruh o…Yalnızca öbür gün…Bugün hazırlanmak istiyorum…Hazırlanmak istiyorum kendi yarınım için, öbür günü düşünmek için…Sonucu belirleyecek olan bu.Halihazırda planlarım var, …

Devamını oku

Denize Övgü

rıhtımda kimsesiz, yapayalnız, bu yaz sabahıbakıyorum kumsalın kıyısından, bakıyorum belirsizliğe, bakıyorum ve küçük, siyah parlak bir vapurun yaklaştığını görmekten mutluluk duyuyorum. uzakta, öyle açık seçik ve bildik ki kendince ardında kendi dumanından bir bayrak bırakıyor havaya. limana giriyor ve sabahı da birlikte getiriyor ve nehirde denizcilere özgü bir canlanma başlıyor, yelkenler açılıyor, çatanalar yaklaşıyor, rıhtıma …

Devamını oku

Özruhsal Öykü

Numaracı biridir şair.Öyle ustaca numara yapar ki,Gerçekten acı çekerken bileRol yapıyormuş gibi görünür. Ve yazdıklarını okuyanlarınİyice hissettikleri,Onun çifte acısı değil,Sahte acılarıdır kendilerinin. Böylece döner durur raylardaEğlendirmek için aklımızıKalp adını verdiğimizO küçücük oyuncak tren Fernando Pessoa

Dalgın Ve Ötesiz Berisiz

Dalgın ve ötesiz berisizVe de tanımaksızınYüzüyorum ölü denizindeKendi varlığımın. Suyu hissettiğimdenHissediyorum sıkıntıyı…Görüyorum seni, ey çalkantı,Hayat-huzursuzluk…Bana has yelkenler ki…Çark etmiş dümeni…İnsan sureti gibi soğukYıldızlı bir gökyüzü. Gökyüzüyüm ben, rüzgârım…Gemiyim ve denizim…Hissediyorum ki ben değilim…Yadsımak isterim onu. Fernando Pessoa

Evimin En Yüksek Penceresinden

Evimin en yüksek penceresindenBeyaz bir mendille veda ediyorumİnsanlığa armağan şiirlerime. Ve ne mutluyum ne de üzgün.Bu alın yazısı şiirlerimin.Ondan yazdım ve göstermem gerekir herkese.Çünkü başka bir şey yapamam.Çiçek rengini nasıl gizleyemezse,Nehir akışını nasıl gizleyemezse,Ya da ağaç meyve vermesini. İşte almış başını gidiyorlar, sanki bir arabaylaVe elimde olmadan üzülüyorum,Bir yerim ağrıyormuş gibi.Kim bilir kim okuyacak onları?Kim …

Devamını oku

Huzursuzluğun Kitabı

193 2 Eylül 1931 Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. …

Devamını oku

Bir Pus Gibi İçimde

İçimde beni saranVe hiç olanBir özlem var hiçliğeBir istek belirsiz bir nesneye. Sanki sis gibiSarıp sarmalamış beniVe küllükteki cıgaramın ucundaParıltısını görüyorum son yıldızın. Duman duman tükettim hayatımıNe kadar belirsiz gördüklerim, okuduklarım.Bilinmeyen bir dilde bana gülümseyenAçık bir kitap dünya.                      16 Temmuz 1934 Fernando PessoaÇev￱ir￱i: Cevat Çapan

Denize Övgü

Santa Rita Pintor’a Rıhtımda kimsesiz, yapayalnız, bu yaz sabahıBakıyorum kumsalın kıyısından, bakıyorumBelirsizliğe,Bakıyorum ve küçük, siyah parlak bir vapurunYaklaştığını görmekten mutluluk duyuyorum.Uzakta, öyle açık seçik ve bildik ki kendinceArdında kendi dumanından bir bayrak bırakıyor havaya.Limana giriyor ve sabahı da birlikte getiriyor ve nehirdeDenizcilere özgü bir canlanma başlıyor,Yelkenler açılıyor, çatanalar yaklaşıyor,Rıhtıma bağlı gemilerin gerisinde motorlar gidip geliyorHafif …

Devamını oku

Kalp düşünebilseydi, atmaktan vazgeçerdi.

Bugün sık sık yaptığım gibi düş kurdum, hayatımın tinsel tarafı büyük oranda bu amaçsız ve değersiz düşlerden oluşur. Rua dos Douradores ten patronum Vasques’ten, muhasebeci Moreira’dan, jilet gibi takımlar giyen şirket çalışanlarından, ayak işlerine bakan çocuktan, üniformalı uşaktan ve kediden bir daha geri dönmemek üzere ayrıldığımı tahayyül ettim. Adeta zincirlerimi kırmıştım, sanki bütün güney denizleri …

Devamını oku