Tag: Ali Ayçil

Hem Yaralı Hem Yakını Bir Yaralının

Hem yaralı hem yakını bir yaralınınkırıldı kuş sesinden direkleri dünyanın, kaldım eşikte sübyankaldım cümle ovayla temmuzun köklerinde, yaşlanmış ağaçlara dert oldum.Kimi görsem dedim işte burdayım, iki ince boynumun arasındakimi görsem dilim buruk, kelimeler ölümlü, sesim anadan üryan. Yürüdüm benle birlik ağır bir halk yürüdüsuya baktı ağırdı, güze düştü ağırdı, yola vurdu ağırdı.Bir sabah dünya boşken …

Devamını oku

güle ve aşka veda

Kalbinin durağında eyleşmeden geçiver verimli kuluçkada peydahlanan balçığın tahammülsüz atların sırtına bindirildi bırak da can çekişsin bir alabalık gibi ruhun kirli sularda gözeyi anımsama künyende tabiatı hatırlatan ne varsa rendele hafiflesin boynundaki ağırlık çocukluğunun masal küresinden sökülmüş ülkelerini bir bir geçir madeni ipten ve bu afyonlu çağın mabedinde tesbih çek güle ve aşka veda güle …

Devamını oku

Yazgının Kalpsizliği

Yazgının kalpsizliği karşısında, hayatları allak bullak olmuş insanların tarihi hazindir. Onlar ne yapmışlarsa düşle gerçek arasında sağlam bir köprü kuramamış, kurduklarını zannettikleri her seferinde, o köprüyü geçmek isterken, kendilerini talihsizliğin ırmağında çırpınırken bulmuşlardır. Ancak düş kurmanın albenisi, az buçuk yüzme bilenleri yeniden kıyıya çekmiş, yeniden sahte bir köprü kurdurmuş, yeniden kaderin dalgalarıyla baş başa bırakmıştır. …

Devamını oku

Babamız bir gün gerçekten ölür

Çoğumuz, babamız henüz hayattayken onun yüzüne bir kere bile dikkatle bakmayız. Baba, “baba” demeye başladığımız günden itibaren sürekli karşımızda duran bir alışkanlıktır. Yıllarca babamızdan değil, bir alışkanlıktan bahsederiz: Annemize, “babam bugün niçin gecikti?” diye sorarız; kardeşimize, “babam yine su istiyor,” der ve dertleniriz; bazen de,”babama hangi yalanı uydursam,” diye planlar kurarız kafamızda. Baba, her seferinde, …

Devamını oku

Yazarın Yazgısı

Pek çok insan bir yazarın yerinde olmayı düşünür. Onun tıpkı bir sihirbaz maharetiyle sözcüklere görünmez gömlekler giydirmesi; cümlelerini birer merdiven basamağı gibi kullanıp insan ruhunun karanlık bir yerlerine inmesi; hep düşünüp de adını bir türlü koyamadığımız bir varoluş sancısına bıçak gibi dokunması; ya da hiç beklemediğimiz bir yerde saçlarımızı diken diken eden cüretkâr bir hükme …

Devamını oku

Çımacı

Ben bu iskelenin süryanisiyimgiden giderbana kalır güneşin kızıllığıherkesi uğurlayan o uğurlanmaz hüzünayırmaz kıyısından içimdeki korsanı Yalamadır rotasıipi kopuk bir kavminsuyu görünce yekten hain hain gülümserçünkü karda iz tutan bir yüzü yoktur suyungöç denen çingeneden aşinalığı siler İki alem arasıbu zalim arasattanbahar denilen savruk melek de geçen bazanterli avuçlarında tuttuğu şu uyruksuzağır gülü unutur gider dalgınlığından …

Devamını oku

Her Şey Tamam Bir Şey Eksik

Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık. İnsansız kaldığımızda ruhumuzun yırtılacağını biliyoruz. “Yalnız kalmak istiyorum” demek için bile bir insana ihtiyacımız var. Bu yüzden ortak mekânlar oluşturup yan yana geliyoruz. Şakalar yapıyor, sırlarımızı anlatıyoruz birbirimize. Ama birden bir kurt düşüyor içimize. …

Devamını oku

İzdiham

Ne etsem berabere bitmedi o yılgın maçHerkes bende kalanı küçük bir sıyrık sanırSen aklıma düştükçe içim nasıl izdihamTerkedilmiş bir evin ilk günü kadar ağır. Ali Ayçil