yel ile koşuda birinci seçilmiş rüzgârböyle dedi deniz kıyısındaki nar ağacıdenizden konuşuyoruz gölgesindekoya giren uykulu denizden gül ile koşuda sonuncu olmuş sümbülböyle dedi terastaki gecesefasıgülüyoruz, bir kuş sesi bize katılıyorbir kırlangıç çok alçaktan uçuyor dedim ki nar ağacına, gecesefasınagüzeldir nisan yağmuru üstümüzebaşımıza yağınca, sığırcıklarınansızın inişi gibi ovaya güzeldir bir sevgilinin çiçek kokan ağzıyağmurda eğilirken yalın …
Tag: Ahmet Ada
Şub 23
Ölüm ve papatyalar
- By Şiir Antolojim in Şiir, Türk Şiiri
kim biliyordu papatyaları çoksevdiğimi? bi dolu papatyagetirdiler hastanedeki odamataşıdılar göğü, kırı, ırmaklarıserçe sürülerini böylece iyilik, hep odur mavi aydınlığıdenizin, duraksar düşünürümbir salyangozun ömrünü bilekimselerin umurunda olmasa da ölünce papatyaları göremem,ah o kavakları, o kavaklarıhep onlardır acımı dindirenyuvarlanan yıldızlar, takımyıldızıodamdadır geldi, geldi işte yokluyor Parsah papatyalar, papatyalar Ahmet Ada
Şub 23
Ölüm
- By Şiir Antolojim in Şiir, Türk Şiiri
yavaş yavaş yaklaşıyorum ölümePars, apartman boşluklarında, arasokaklarda bekliyor beni paslı orağıyla,sessizce götürecek ben yoksulu Pars, usulca götürecek ben yoksulu,fitili kısık lambaya dönecek gözlerim,kavaklara bakacağım, hiçbir şey gelmeyecekelimden, aşmaktan başka eşiği bir ağaç altı mı olur, deniz kıyısı mı,bir odada tüy gibi uykuda mı,kim bilir ne zaman gelecekdağınık masamın başına? Ahmet Ada
Şub 23
Berfo Ana
- By Şiir Antolojim in Şiir, Türk Şiiri
gece uzun sürüyor Berfo Anakapıyı açık tut, yüreğiniderelerin fısıltılarına açbugün tasanda değişen bir şey yok “ey oğul, gücün mü tükendi cellâtlarınelinde, nereye savurdular kemiklerini?” gece uzun sürüyor yarın cumartesiİçerenköy’den Galatasaray Meydanı’nahava soğuk, şubatın mavi rengiCumartesi Anneleri’nin yüzünde “ey oğul, ölürsem kemiklerin bulunmadangömmeyin beni de” ah Berfo Ana, ölçtün ve tarttınbedeninde adaleti, boş, yeğin.geçemediler, geçemeyecekler direnciniböylesine …
Ara 11
Yeni Kantolar’dan Mısralar
- By Şiir Antolojim in Bercestem, Şiir, Türk Şiiri
“Ama onlar bir türlü anlamıyorlarHüznün de bir ölçü olduğunu”…“Kapısı çarpıp duran bağ evinde”“Benden toprağa gitmekte olanı görüyorum” …Kayanın sümbülünü leylağını, çılgın aylarınıMevsimlerin bırakıp gitti. Yeni oldu öleli.…Kimdi dünyayı güzelleştirmek isteyenDurdurup parmaklarından akan zamanıGeleceğe başlangıç çizgisi çeken?…Annelerinse kırgınlıklardan hüzne döndüğünüHüzün varsa yerleşen bir şey olduğunu…Bizi yılların acılarıyla bırakıp gittilerHer gölgeye her ağaca ateş ettiler…Anılar kalır daracık sokaklardaGirsen …