Sanki neşeliymişim gibi eve döndüm.
Kapının zilini çaldım birkaç kez ve bekledim…
Belki gecikmiştim. Kimse açmadı kapıyı.
Koridorda hiçbir nefes yok.
Hatırladım evimin anahtarlarına sahip olduğumu.
Ve özür diledim kendi kendimden:
Unuttum seni. Gir içeri!
Girdik içeri. Kendi evimde
Hem misafir eden ve hem de misafirdim.
Baktım boş eşyalara,
Bulamadım bir iz kendimden.
Belki… belki hiç bulunmamıştım burada.
Bulamadım hiçbir benzerlik aynalarda.
Sordum kendime: Neredeyim ben?
Ve, boşuna, bağırdım uyandırabilmek için kendimi
bu sayıklamadan…
Dedim kendi kendime: Neden bu geri dönüş?
Ve özür diledim kendimden: Unuttum seni.
Çık dışarı!
Fakat yapamadım. Yönelttim kendimi yatak odasına,
Ve koştu rüya bana doğru,
Sarmaladı beni ve sordu:
Değiştin mi? Değiştim, çünkü daha iyidir
evde ölmek, terkedilmiş bir yere doğru giden
yoldaki bir araç tarafından ezilmekten!
2005
Mahmud Derviş
