Yazmam daha aşk şiiri, Diyenlerin kervanında kışladım Çöle yağaerken donmuş levhalarda kar sureti İmkânsızın bereketi Gözümü alırken her yanımda ışıyan gençliğim Kimin yaşındaydım bilmedim. Geceleri heceleyerek söktüm Aldım yedeğimdeki kelimeleri Işığa tuttum içimi loş tutan nesneyi Yunus’un yaşına geldiğimde Dünyayı aşk, imkânsızı erkek bildim. Kelimelerle dokundum dünyanın hallerine Dokunulmazlığım kalktı Kendi şiirimde kendi Divan’ımdan Sürüldüm …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Yalnızlık
Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum Ne tuhaf, vaktim olmazdı yalnızlığı bunca bilirken kendimi hiç yalnız sanmazdım çevremde hep birileri vardı, ben hep birilerinin yanındaydım günler belirsiz bir gelecek için neredeyse kendiliğinden hazırlanırdı aramızda habersiz gidip gelen gündelik armağanlarla kendi kendini taşıyan bir ırmağın akıntısında hayat bizi kendi sahillerimize ulaştırırdı bazı evlerden taşınırdık, bazı insanlar …
Şub 23
Şaşırtıcı Karşılaşma
“Çok eskiden yaşadım bu ânı ben”Dersiniz şaşkınlık içinde.İlk girdiğiniz bir ev, bir merdivenBirden güneş vuran pencere, Ve tam sırasında tren düdüğü…İşte böyle gelmişti siz dünyadaDeğilken bir gün öğle üstüBu renklerle bu sesler bir araya. Yaşamak anımsamak mıdır yoksa?Sanmam, biz de bir sestik belkiBirileri için yıllar öncekiŞaşırtıcı karşılaşmada Melih Cevdet Anday
Şub 23
Mavi Gözlü Dev
O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. …
Şub 23
Dünyanın Bütün Çiçekleri
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Bütün çiçekleri getirin buraya, Öğrencilerimi getirin, getirin buraya, Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer Bütün köy çocuklarını getirin buraya, Son bir ders vereceğim onlara, Son şarkımı söyleyeceğim, Getirin, getirin… ve sonra öleceğim. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum. Kaderleri bana benzeyen, Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları, Geniş ovalarda kaybolur …
Şub 23
Sevgilim Ben Şimdi
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz “Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz”. Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı Hepten hüzünlü bu günlerde Gür ve …
Şub 23
Banko
Biber ki yasa dışı önderidir sebzelerin: Şu sofrada ikimiz için de vur emri! Sözcükler alevler içinde nasıl da serin! Orta yerde durmuyor bir türlü yumru. Bu akşamüstü üç şey doğruladı beni: Kulüp rakısının üstündeki resim, bir; Ortak arkadaşımız prens hayati, iki; Üçüncüsünü sorma, bizimle ilgilidir. Bekarlara ev vermiyorlar, doğru; Evlilere kız vermedikleri de doğru, Bu …
Şub 23
Aynalar Ve Zaman
erguvanlar geçip gittiler bahçelerden geriye sadece erguvanlar kaldı şair! bahçelere özenecek ne vardı? işte tenhâ her yanımız, hep tenhâ ne aradık sözcüklerin kuytularında ne bulduk soldukça çoğalan dilimizde? Zaman´ın sırı hala duruyor olmalı ki üzerimizde biz bakınca görünen aynalardı nasıl var olduysanız öyle kayboldulardı bir yazın tiniyle bir güzün bedeni hem birleşti hem de ayrıldı …
Şub 23
Yoldaki Yalnız Kadın
Bir sakıncadır, bir tehlikedir bu hâlâ erkeklerin olan bu dünyada yürümek yalnız başına. Her dönemeçte bekler seni pususu saçma rastlantıların. Sokaklar yaralar seni meraklı bakışlarla. Yoldaki yalnız kadın. Tek savunman senin savunmasız olman. Düşünmedin erkeği dayanılacak bir destek gibi, yaslanılacak bir ağaç gövdesi, sığınılacak bir duvar gibi düşünmedin erkeği. Düşünmedin erkeği bir köprü, bir tramplen …
Şub 23
Saim Bey’in Gazeli (II)
Sevda, çıkmaz yolu izlemektir, Kavuşmaktan çok, özlemektir. Kapanmasın diye hasret yarası, Pir Sultan misali tuzlamaktır Gönüllü avutucuların şerrinden, Derdini herkesten gizlemektir (medet heeeey) Yapyalnız akşamlar bastırıyorken Kıvrılan yolları gözlemektir. Derdini kendine saklamaktır ey Saim! Sanma ki inlemek, sızlamaktır. Hüsrev Hatemi