Kategori: Türk Şiiri

Âh!

Her aşkın öldüğünde gittiği yer aynı değil.aynı değil kalbin kaldırdığı hasat, uğradığı zarar Ben çıkamazken yüzüne kan oturmuş akşamlardan dışarıserde bu heves, bu ümit, bu hummaaşk adaşım olana kadarbendeki bu kalp imkânı! Biliyorum aynı şafağı sökmüyor gecelerimizbu aşk benimle benim aramda artıkgerisi yas tutan kelimelerin âhı! Murathan Mungan

Öldürdüğümüz Aşklar İçin

                                                             Ziya Yağtu’ya Bir akşam yemeğindeŞerefe! niyetine söylenmişFransızca bir sözün yanlış çevirisi:“Öldürdüğümüz aşklar için!”İstemediği kadar çok şeyi birden tanımlayarakBir zemberek gibi boşalırİçinde yaşanan ham gerçekliğeBirbirimizden kaçırdığımız …

Devamını oku

Sevgilim

Sevgilim,yetimim benim, aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken kapılar kapalı, dünya buzlu camuyuşmuş gözlerimin önündehayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan ikimizin yerine dinliyorumsevdiğin şarkılarısiyah tişörtünü giyiyorum yatarkengömleklerini, kazaklarını, kokunusenin rüyalarını görüyorum ölür gibi uyurkengün boyu elimde kahve fincanı kapıyı açmıyorumtelefonlara çıkmıyorumbaşını bekliyorum geleceği olmayan hatıraların Sevgilim,yetimim benim,nasıl da kayıtsız gülüyorsun hayataöldüğünden haberi yok fotoğraflarının Murathan Mungan

Yeniden güçlü -yapabilir- olmak

   Yeniden güçlü -yapabilir- olmak:-   Bunun için nasıl da tersine çevirmen gerek yaşamyönelimlerini – sen tamamiyle boşvermeye kararvermişken geldi o: bütün yönelimini değiştirmek için –nasıl da zor bu; ama, nasıl da güzel, yeniden canlanmak –yaşamının toz tutmuş hayallerini silkeleyip bahar güneşineçıkarmak – – kendine yeniden bir yeni yıldız seçip,gökyüzü haritanı yeniden çıkarmağa girişmek…   Çıkmak ve …

Devamını oku

Hani

8.    Gelecekti ama o sana işte:-   Senin zorunlu anlamın – zor anlaman; ama , işte, öyle!   Geldi de – kuşkun olamaz artık.   Şimdi onu barındırmayı, ona barınak, sığınak olmayıöğrenmelisin – bütün ‘bildiklerini sandıkların’ı bir yanabırakıp, bir kenara atıp, onlardan kurtulup— 9.    Bütün benliğinle yöneldiğindi çünkü o : kendini tamolarak içine koymak istediğin tamlık …

Devamını oku

Ağaç Dili

Sabah oldu.AğaçHer günkü yerineoturdu,bekliyor.Ne güzel biliyorBeklemesini ağaçNe kadar telaşsızNe kadar emin. Rüzgâr giriyor kolunaSerçe konuyor dalınaDoymadan alına morunaBalta saplanıyor beline…Baltanın sapı da ağaç…Gülüyor mu?.. Ağlıyor belki…Neyleyip etmeliAğaçça diliniSökmeli!.. Bedri Rahmi Eyüboğlu

O

Bir hasta kadın, Dicle’nin üstünde her akşamBir hasta çocuk gezdirerek, çöllere gül-fâmSisler uzanırken o senin doğmanı bekler. Yorgun gibi mühmel duran asude ufuklarTitrer, silinir… Dâmen-i şeb her şeyi saklar,İklim-i hayalâta bakan bir nazar-ı dûrHüzniyle doğar necm-i sema sâkit ü mahmur;Bir mâilik üstünde yanar gizli ziyalarLeylin bütün ezhârı semalarda açarlar,Leylin bütün ezhârı, bütün ruh-ı ziyası;Bir nefha-yı …

Devamını oku

Temâşâ-yı Hazân

Gel bugün de, sükût ile güzelim,İhtizâr-ı hazanı seyredelim: Ey benim, ey hazan-lika güzelim.Bir dimagî vedad u ref’etleKalalım ser-be-scr tabîatle; Elem-i arza iştirak edelim;Mevsimin kâinat-ı ye’sindeOlalım biz de bir gam-ı zinde… Bu soluk mevsim-i küdûrettenDağılır bir veda-ı bî-kelimât.Pek hayalî, rakîk bir “heyhât!…” Za’f ile diz çöken tabîattenYükselir bir fecî’ vaz’-ı dua.Gizli bir şehka, bir sükût-ı reca. …

Devamını oku

Makdem-i Yâr

Pervâne-i zerrin gibi her zühre-i zerrinTitrerdi zümürrüd-geh-i lerzân-ı çemendeÇağlardı leb-i sîm-i hıyâbân-ı semendeBir çeşme-i billûr ile bir cûy-i bilûrin Düşmüştü siyeh berg-i şebe şebnem-i sîmînŞebnem gibi titrerdi kamer leyl üzerindeBir şeb-pere-i hutfe bir âhû-yı çerendeVermişti bu nüzhet-gehe bir vahşet-i nermîn Âhû ile şeb-perre vü evrâk ile azhârNâ-gâh fısıldaştı leb-i âb-ı revândaZîrâ şu perî-hâneye karşı bu …

Devamını oku

Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor

Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyorOlmazsa yâr âşıka râm söylenilmiyor Muhtâc bûs-ı lâ‘line yârın recâ-yı vaslMest olmadıkça asl-ı merâm söylenilmiyor Tenhâda bulsam ol perî-zâdı telâşdanLüknet gelip zebâna kelâm söylenilmiyor Dahl etme bana derd-i dilin söylemez deyüÂşık ne yapsın âh a paşam söylenilmiyor Vâsıf bezimde böyle gazel dest-i yârdanNûş itmedikçe bir iki câm söylenilmiyor Enderunlu Vasıf