Kategori: Türk Şiiri

Piramit

piramit tepesine evvela köleler çıkarşaşı bir peygambere hiç bir mürit in…anırdırbir körün peruk takması kadar fecikıyamet de herkese kendi gibi kopacakusta terziler mezurasız anlarlargidip gelen trenlerle akaraken güzel gar lokantaları’nda içilir-bir şey var.. bir şey hep var-musalla taşı’na serçeler konarhurma ağaçları sögüt gölgesi ararpabuçlarım su çekiyor saçım sıfır numaraben bu hayatın yalancısıyımayran içmedik lakin yine …

Devamını oku

Herkesin İki Meleği Vardır…

Silinsin diye midir tüm kelamlarım…Deniz kumsalını silmek için mi dalgalanır…Ya rüzgâr ne varsa silip süpürmek için mi ıslık çalarak geçer şehrimden…Sözlerde öyle değil midir uçup gitmez mi dimağın dilinden…Nasıl da iz bırakır sözden anlayanın zihninde…Söz ağızdan çıkmaya görsün kalem kağıda dokunmaya kıyamazken…Sen dilini döndürürken ağzında en acı cümle yerini almıştır bile…Aç gözlü bir kurdun masum …

Devamını oku

İçimde seni saklamaktan öyle yoruldum

-Araf- Ustaların bir kaçı atladıktan sonra,tüm korkularını bir kenara bırakıyor acemi yağmur damlaları.. Sen hala düşmekten korkuyorsun.. -Sahne 1- Yağmur yağdığında bu şehre, hiç sevilmez şemsiyeler.Her yalnızlık yeni bir sevgili edinir,dindiğinde, şemsiyelere nefrete kalınan yerden devam edilir.. -Sahne 2- Reglini saklamıyor Tanrıça İrene,göğün kapısı şimdi bembeyaz..Ayetlerin kırmızı zamanlara yer çektiğinden beri böyle bu,bir de hikaye …

Devamını oku

B’ekliyorum gün-be-gün..

Bana esintini yolluyorsun ara ara. Hoş, uzaktan hoş geliyor ya sesin soluğun. Tıpkı balından koparılmış arıyı şekerle kandırmak gibi birşey bu. Bu..bu yetmez bana; daha çok konuşmak istiyorum oysa seninle. Kendi iklimimden bambaşka iklimlere götürmeni ve de. İçimde güç gösterisi yapan amansız kasırganın şiddetinden öfke nöbetleri tutar oldum; sıramı salacağım günün nöbeti. Bütün bu olanların …

Devamını oku

Hasretinden Prangalar Eskittim

seni, anlatabilmek seniiyi çocuklara, kahramanlaraseni, anlatabilmek seninamussuza, haldan bilmezkahpe yalana art arda kaç zemherikurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdudışarda gürül gürül akan bir dünyabir ben uyumadımkaç leylim baharhasretinden prangalar eskittimsaçlarına kan gülleri takayımbir o yanabir bu yana seni, bağırabilsem senidipsiz kuyularaakan yıldızabir kibrit çöpüne varanaokyanusun en ıssız dalgasınadüşmüş bir kibrit çöpüne yitirmiş tılsımını ilk sevmelerinyitirmiş …

Devamını oku

Gül Şiir

geceyarısı, karanlık bir bozkırdaışıklar içinde akan bir tren kadar yalnızımiçinde onca insan, içinde dünyasoluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkumve bilmeyen sonsuzluk nedirhaklı olan kim bu kargaşadaateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiirucu bucağı olmayan bu çığlığınortasında nasıl barışılabiliranlamak isterim, hangi yasabir beşikle bir darağacınıaynı ağaçtan, ne adına var edebilir sorular sormak için geldim …

Devamını oku

Muleta

geçtikti bir gün haniormandan ve aydınlıkların fısıltısındankenti görmeye gittikti yağmurdayürüdüktü dar sokaklarda saatlercegirdikti sonunda yanık yağ kokuluçinko tezgahlı bir meyhaneyegöz göze geldikti sevimsiz bir papağanlademiştin o gün bana, anımsıyorumah, acısız boğulabilir insan eylüldü, mavi dönemiydi sanki picasso’nun-denize inen atlılar-sonra sonra guernica ve‘chat et oiseau’yıl bin dokuz yüz otuz dokuzyas içinde bütün dünyaşehirler yanmış yıkılmışgördüktü ne …

Devamını oku

Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair

“Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’Öyle değildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen- Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen Haberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyım Kayaları kelimeler olan Kırk ikindi saymalıyım Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından Baştan ayağa …

Devamını oku

Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine -2

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim Af dilemeye geldim affa layık olmasam da Uzatma dünya sürgünümü benim Güneşi bahardan koparıp Aşkın bu en onulmazından koparıp Bir toz bulutu gibi Savuran yüreğime Ah uzatma dünya sürgünümü benim Nice …

Devamını oku

Karagün Dostu

biliyorummatarada sutorbada ekmekve kemerde kurşun değil şiirama yine dematarasında sutorbasında ekmekve kemerinde kurşun kalmamışlarıayakta tutabilir biliyorumşiirle şarkıyla olacak iş değil budalda narıtarlada ekini kızartmaz güvercinin gurultusuama yine dedişler arasında bıçak gibi parlar kavgadaşiirin doğrultusu göz gözü görmez olmuştek bir ışık bile yokyürek bir yaralı şahindirdöner boşlukta belki bir şiirbelki bir şiir kırıntısıçalar kapımızı umutsuz karanlıktayoklar …

Devamını oku