Kategori: Türk Şiiri

Biliyorum Çok Geç Oldu

Ayak bileklerimden bir de tutup sözüm ona Ellerimle de duyarak basıyorum toprağa Deli deprenişlerin köpüğüyüm yoksa Ne hah yerleşip oturdum Ne bir ayak yeri eşeledim Ne bir dam aradım başımda Perişan toztoprak içinde eşyam Yanlardan Arkadan otların arasından Vahşi bir hayvan fırlıyor hatıramın sırtına Yerim ve yurdum belli değil Yeni atamdım aşkın tıpanlarına Neyin memuruyum …

Devamını oku

Tüller Ve Silah

Önü denizle başlayan rüzgarlı bir kasabadaydık.Sanki yıllardır oradaydık. Her şey düzelecekti.Orada doğmaya çabalayarak öldük. Meleğim nehir kanatlarını uzaklıklarda yıka şimdi. soğuktu, ısınamıyorduk. Bu kadar yakınken. Aramızdayalnızca o hava boşluklarının dolaştığı odalardaydık.Biriken bütün rüzgarlar işte orada, o deniz kasabasındao çok köpekli, çok rüzgarlı yerde patladı. ikimizi aynı gökyüzüne baktıran, neydi o, ışık söndü. Sustum.Sustum. Sustum. Sustum.Bütün …

Devamını oku

Eylül’dü.

Eylül’dü. Dalından kopan yapraklarınSararan yanlarına yazdım adınıSahte bir gülüşten ibarettin oysa.Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.Eylül’dü.Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımızAdımlarımızın kısalığı bundandıBundandı gözlerimin durgunluğu.Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,Ellerin kadar ıssız,Sen kadar zamansız molalar veriyordumVe çocuksu bir bencillikti hüznümüz.Eylül’dü.İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında …

Devamını oku

Sevgili Dost

Sonbahar her sene yüklenip serinliğini,yağmurlarını,rüzgarını ve yapraklarını,evime yatıya gelir.Ben sonbaharı kapıda karşılar:”Kim gelmiş kim!” diye sevinç gösterileri yapar,boynuna sarılırım…Sonbahar, her seferinde gözlerimin içine bakıp;” Hiç değişmemişsin” der ve omzuma dokunur.Ben sonbaharın gözlerinin içine bakamam;dokunur… Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka

Sonsuza Dek Sophia

Gözleriniz madamGözlerinize bakıyorum da Sanki bir yangın yeri Yüzünüz talan edilmiş bir İmparatorluktan kalma gibi,Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına,Tüten dumana ve akan kana bakmaksızın Aldırmaksızın…Patlayan bombalara şiir söylüyor gibiAslında aşktır en çetin meydan muharebesi Siz koşuştururken lise bahçelerinde Dilinizde Ahmet Arif’ten Yarım yamalak ezberlenmiş iki dize Deri ceketinize yaslanmış yürürken yağmurda,Bir şairdim ben …

Devamını oku

Müştakınım ey ecel kerem kıl

Ey ömr gel imdi başa sen hemÇeşmime tire oldu alem Alem hoş idi ki var idi yarÇün yar yok, olmazın ne kim var Ey can, ten-i hasteden veda’ etBir haste ile yeter niza et Müştakınım ey ecel kerem kıl Def-i elem eyle ref-i gam kıl Kurtar beni ızdırab-ı gamdanVer müjde vucuduma ademden Ayınemi eyle jenkten …

Devamını oku

Burada daha ne kadar öleceğim

Burada daha ne kadar öleceğim?Yeryüzüyle gökyüzünün aracısı olarak bulutu haraca kestiğiniz yerde? Ben size alışamam. gözüme saldıran güneş ışınlarında yüzünüzün yokoluşu.“Ağlıyordum, onu gönlümde isterdim ve sadece orada.”Öylesine yoksulluk, bir aşk düşünün sihirli hiç karşılıksız… Ağlıyorduk. Ben bu ıslaklığı tanıyordum, düşümde böyledüşünüyordum size dokunurken. Siz bu ıslaklığı tanıyordunuz,düşümde böyle düşünüyordunuz. Nasıl biliyorduk, nasıl?bu gözyaşlarının susulmuşher çığlık, …

Devamını oku

Akarsuya Bırakılan Mektup

inceciktigül dalıydıdokunsam kırılacaktıdokunmadımkurudu gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiçağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarınıneden akşam oluyorum tren kalkıncakırlangıçlar birdenbire çekip gidincemendiller sallanınca neden tıkanıyorumöyle çok acımasız ki öyle birdenbire kiaz önceki çiçekler nasıl da diken dikengitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bittio elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bittiartık çocuk değiliz, susarak …

Devamını oku

periler ölürken özür diler

Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleriPeriler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs Sana bugün bir mektup yazdım:En çok En çok güllerden sözettimSaydam renksiz tutkun güllerdenBir gül olmak korkusundanNedenini hatırlamıyorum ama ağladım‘canım..’ diye başlanılıpVazgeçilmiş bir sürü kağıt parçasıRuh parçası Aşk parçasıBuğu parçası Haz parçasıVazgeçilmiş bir sürü kağıt parçası Her ihtimale karşı kurşun kalemle yazılanAyrılık mektuplarını rüzgar taşır …

Devamını oku

İntihar

her insanaklında en az bir kezöldürür kendiniçünkü biliniyor artıktek içgüdü değilyaşam içgüdüsü sözcükleri seçen kişizamanı sorgular durmadanve bu güncel zorunlulukisteyelim istemeyelimtarihsel bir an’daontolojik bir sorun olarak dabelirir galiba şuintiharın kökenindeki soru:onaylıyor muyum? buradan bakıldığındabir “öteye geçiş”sorunu değildir intihartam tersinebir “burada oluş”sorunudursartre’ı anımsayalım:“intiharbir başka yoludurdünyada varolmanın.” Hiç kimse yaşamında bir yanlışlık olmadığı sürece intihar etmez.İntihar, geride …

Devamını oku