Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğunBir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadınGökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendiVe ne kadar az konuşur olduk günboyuBirden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyorTam da susuşların birbirine eklendiği yerde Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyadaKirletilmemiş bir bulut bile yok artıkBöyle diyorsun her yolculuğa çıkışımdaYaşadığın kent de sana benziyor gitgideNe zaman dönmeyi düşünsem …
Kategori: Türk Şiiri
Şub 23
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Anılar defterinde gül yaprağıGibi unutuldum kurudumBaşıma düştü sevda ağıBir başıma tenhalarda kahroldumSen kim bilir rüzgârlı eteklerinleKim bilir hangi iklimdesin, benSensiz bu sessizlikleDeliler gibiyim sensizBu sessizlikle Ayrılıkla başım beladaGözlerini çevir gözlerimeYoksa sensiz bu sessizlikleDeliler gibiyimSensiz bu sensizlikle… Cahit Zarifoğlu
Şub 23
Aşk Masalı
Nerde ne zaman bu hava çalınsaHoş geldi geçmişteki güzel günlerNereye gidersen git günlük tasaBırak biraz da şad olsun gönüllerBeşiktaş’ta gün görmüş bir bahçedeNisan akşamlarının en tatlısıSevdiceğim on dördünü sürmedeBende gönüllerin en kanatlısıBen delikanlıyım o kız ve dilberBahar kokan o yanıp tutuşan benŞakadan derken dalmışız beraberAşk bahçesine çıkılmaz içindenÖlüyorum senin için güzelimNasıl gülüp sokuluyor sahi miSaçlarını …
Şub 23
Aşk Adamı
Dolaştığım denizlerce düşünüyorum,Bineceğim son gemi değil midir Hayır sahibi omuzlarda giden tabut. Herkes gibi teselliye muhtaç olsaydım eğer, Derdim ki: ‘Elbet bir ağlayanım olur benim de; Ramazan geceleri Yasin okuyanım, Baharda kabrime menekşe getirenim de.’ Fakat bütün bunlar da olur, Yine tasa etmem, Yine kırılmam kimseye. Ben aşk adamıyım, Sevmeye geldim insanları, Gönlümle, elimle, kafamla …
Şub 23
Yalnızlık Macerası
Öyle yalnız kaldım ki hayatımdaKimi gün öldüm kimi gün ilah oldumÇok zaman annemin dizlerine hasretKoydum başımı kendi dizlerimeDoya doya ağladımPaylaşırsa dost paylaşırmışİnsanın derdini sevinciniDost ümidiyle ortalığa düşmeye görHangi kapıyı çalsan kimseler yokHangi omuza dokunsam yabancı çıkarAşık mı olmadım taparcasınaBir Mecnun geçti o çöllerden bir de benDiz mi çektirmedim alemde Kerem gibiFerhat gibi gürz mü sallamadım …
Şub 23
Haydi Abbas
Haydi Abbas, vakit tamam;Akşam diyordun işte oldu akşam.Kur bakalım çilingir soframızı;Dinsin artık bu kalb ağrısı.Şu ağacın gölgesinde olsun;Tam kenarında havuzun.Aya haber sal çıksın bu gece;Görünsün şöyle gönlümce.Bas kırbacı sihirli seccadeye,Göster hükmettiğini mesafeyeVe zamana.Katıp tozu dumana,Var git,Böyle ferman etti Cahit,Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan;Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan. Cahit Sıtkı Tarancı
Şub 23
Esinleyen Neydi
Yüzmek için gittiğim Karadeniz kıyısındabir yazı gördüm gelenleri uyaran.“Açılmak tehlikelidir” diyorduve altında da bir sayı : 168.(Uyarıyı dinlemeyip boğulanların sayısı) Bir yanda sağduyu bir yanda gerçek. Anlamak istedim sağduyu dururkenölümü bile göze alacak kadaresinleyen neydi bunca insanı. Orda bir süre öylecekara kara bulutları güneşin önündensürüp dağıtan rüzgâra baktımve karşısına çıktıkça engelleryeleleri köpüren dalgalara… Esinleyen neydi …
Şub 23
Sana Geliyorum
I.Benim sabah keyfim yeni açmış bir gülü insanların gülücüklerine yerleştirmektir. II. Sana karlı bir günde geleyim saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan sobanın çıtırtılarına dalalım sana küçük törenlerimizde şarkı söyleyeyim içki içelim güneşle başbaşa saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar bir gece …
Şub 23
Sen Durursun Ben Önünden Geçerim Bazen
daha kaç kez ıskalayacağız hayatı Olric!oklarımız bitene kadar efendimiz…/oğuz atay/ kalabalık masaların suskunuh a y a tsen durursunben önünden geçerim bazenya siyahya beyazsın hephiç bıkmaz mısın sakız begonyalar zamanı şimdibalkonda hüzzam bir kayboluşyağmur kendi için yağacak az bekleya da en iyisi ağla senne de olsa Olric’in cevabı hazır tedirgin söz kırpmalardan geçiyordumüzerimde ergen çocukların kabahatli …
Şub 23
Masa da Masaymış Ha
Adam yaşama sevinci içindeMasaya anahtarlarını koyduBakır kaseye çiçekleri koyduSütünü yumurtasını koyduPencereden gelen ışığı koyduBisiklet sesini çıkrık sesiniEkmeğin havanın yumuşaklığını koyduAdam masayaAklında olup bitenleri koyduNe yapmak istiyordu hayattaİşte onu koyduKimi seviyordu kimi sevmiyorduAdam masaya onları da koyduÜç kere üç dokuz ederdiAdam koydu masaya dokuzuPencere yanındaydı gökyüzü yanındaUzandı masaya sonsuzu koyduBir bira içmek istiyordu kaç gündürMasaya biranın …