Kategori: Türk Şiiri

Onun Çölünde

Onun çölüne gittim.Konuğum, Duvardaki kan pıhtısında. Onun bulduğu damar beni çağırdı. Ve ruhum eski bir kanla yıkandı. Onun çölüne düştüm, oturdum çadırında. Eski bir kavmin buluşması ve töreni. Bir yaban kuş gibi tüneyip kıyıya Dedi ki bana “ölümsün sen” Mutlak Mutlak olan. Onun çölünde gece kımıldar. Yılan ve akrep karanlığıyla. Hayat bir zehre gizlenir Çoğalır …

Devamını oku

Eski avluda

Bir çiçek açtığındaBir eski avludaDiyor ki;Çalıda sarı bir çiğdemim benVe senin çok eski cümlen. Sen otursan, gitmemiş ki! olsanBen sana bir eski Endülüs avlusuİstersen serin bir Portofino getirsemYa da Yedigöllerin yedisini birden. Bir çiçek açtığındaBir eski avludaDiyor ki; Her şey çok eksik ve neredeyse yok gibiykenBuldum buluşturdum kendime geldimTek eksik sensin! İncecik, çilli bir dillesen …

Devamını oku

Bir Eflatun Ölüm

kırgınım, saçılmışbir nar gibiyim sessiz akan bir ırmağımgecedengit dersen giderimkal dersen kalırım gitdersenkuşlar da dönmez, güz kuşlarıyanıma kiraz hevenkleri alırım ve seninle yaşadığımo iyi günleri,kötügünleri bırakırım. aynı gökyüzü aynı kederdeğişen bir şey yok kigidipyağmurlara durayım. söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım belkisararmışeski resimlerde kalırım belki esmer bir çocuğun dilinde. bütün derinlikler sığsözcüklerin hepsi iğreti değişen bir şey …

Devamını oku

Gezginin Üç Tılsımı

1.zaman son hecesi kırılır gecenin, ürperti veren yalnızlığın tüm renkle-riyle; şaşkın bir sen, sessizlik kadar ince; gözlerde boğulanhıçkırık. karanlık yürür ağır ağır, uçuşur kalbimde sevgiden yanane varsa. kanayan dudaklarını çığlığın, şarapla yıkardım; denizkalırdı geriye, çığ düşerdim tersime. kutsanırdı sönmüş acılar,ölüm doğrulanırdı, kayardı direnç noktası ömrün; kendi eksenin-de dönüp duran insanlar kadar. içini vakitsiz açan mavilikti …

Devamını oku

Annesi Yok Akşamın

1. Kararsız bir yağmurun sıkıntısı desem değil,bir başka şey bu, ama ne. Tanımlamak gerekirse, ezberini unutmuş bir çocuğunalnından öpenhüzün. Aşka dair onca hikayeden sonra adı hakikat konulansevgili.Kalbimin ayazında üşüyenyıpranmış bir hatıra olsan da şimdibak bu yağmurdan bir sicime dizilen kolye,gözyaşlarımdan yapıldı. Kendimle konuştukça ikiye bölünen ben, ben bensembendeki öteki kim.Kendine saklamak sırları, örtmek yaraları,Ah! silahlı …

Devamını oku

İçinden doğru sevdim seni

İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından. Yerleştir bu sevdayı her yerine Yüzünde ter olan su damlacıklarının Kaynağına yerleştir Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına Gül taşıyan çocuğuna yerleştir Ve omuzlarına daracık omuzlarına Üşümüş gibisin de sanki …

Devamını oku

Kalbine Gel!

Hani bazen özlersin, burnunun direği sızlar,Atlayıp bir gemiye sevdiğine varmak istersin,Hiçbir rüzgâr el vermez,Etrafında buzdağları sıralanıverir, Hani bazen sevmek istersin, kalbin yerinden çıkacakmış gibi,Tutup ellerinden yıldızlara varmak istersin,Hiçbir rüzgâr el vermez,Etrafında karadelikler sıralanıverir, Hani bazen mutlu olmak istersin, balon görmüş bir çocuk gibi,Koşup çiçeklerin üzerine atmak istersin kendini,Hiçbir rüzgâr el vermez,Etrafında dikenler sıralanıverir, İşte tam …

Devamını oku

En Çok Ona Sarılmışım Hayatta

Ne söz yetiyor anlatmaya, Ne düzgün cümleler kurabiliyorum.Şiirlerde de başladı suskunluğum.Kendimi anlatamıyorum.Vazgeçtim sanma sakın,Sevmekten,Sanma ki istemiyorum.Her gün daha çok yakıyor bu ateş,Yandıkça sarılıyorum ateşlere!Ve daha çok seviyorum.Ben hiç bir şeyi yarım bırakmadım.Çünkü sana daha başlamadım.Şimdi çok yorgunum.Dinlenmek için, kendime çekiliyorum.Zamana uzanıyorum, susuyorum.Kimsesizliğim titriyor,Üzerimde yalnızlığım,Gözlerimi kapatıyorum.Seni düşünüyorum,Adın yüreğimde dövme.Şimdi kalbim bükük,Başım; yalnızlığımın omuzundaBir tek ona sarılmışım en …

Devamını oku

Acıyor

Mutsuzlukdan söz etmek istiyorumDikey ve yatay mutsuzluktan Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun Sevgim acıyor Biz giz dolu bir şey yaşadık Onlarda orada yaşadılar Bir dağın çarpıklığını bir sevinç sanarak En başta mutsuzluk elbet Kasaba meyhanesi gibi Kahkahası gün ışığına vurup da öteden beri yansımayan Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi Öbürürün bir kadından aldığı verem Bütün …

Devamını oku

Gittin

Gittin, dağ gibi büyüdü yalnızlıkIssızlığın iki ucunda şimdi sen varsın Tam ortasında: yokluğun yokluğun yokluğun O konuşsa konuşur, sussa susarsın Gittin, taş atarak denizlerime Halka halka genişleyen anıların kaldı Girdin çıkmamak üzere dehlizlerime Birden yaşamanın hızı azaldı Gittin, boşandı içimde sevincin yayı Kim öğretecek bana ah, sensiz yaşamayı Sedat Umran