Kategori: Türk Şiiri

Münacaat

Ey mukallibe’l kulub,inkılabımı ver bana.ey kalpleri evirip çeviren,yoğuran,sevdiren,sevindirendamarlarımıza rahmetinden damıtan eykalbimiz tek servetimiz,onun da sahibi sen. ben kalbimi sevdim ilkin,kalbim zikrinle mesrur ,ben zikrini sevdim ilkin.Sözlerin en güzeli ey,kalbim benden gizli sevdi seni,ben seni bilmezken henüz,bildiğimi bilmezken.Sevmeyi bilmezken sevdi seni. Adige Batur

Aşka Reddiye

Kapılmayı göğün maviliğine,Bir güneşle bütün bir gün mutluluğuUnutalı yıllar geçmiş aradanİnansaydım sana eskisi gibiHatırlat derdim belki yineSen yoksun ey aşk insanlar arasında yangın yerleri,Kısa yakınlıkların yıkıntıları varİşin kötüsü daha sevginin başında Ellerinde hesap cetvelleri,Kar ve zarar hesaplıyor insanlarKişiler acıyacak ve kin duyacakVe sevecek de bir zamanFakat sürekli sevgiler sağanağını sildim aklımdanBir zaman resmin olan cebimde …

Devamını oku

Aşık Garip Coğrafyası

(1) seni çok az düşünmeye and içmeliyim;düşünmek seni, ölümü mûnisleştirir,güller açılmağa başlar ardarda.ama versailles bahçelerinde değil,hindibalı, ısırganlı yollarda… seni düşünmek bir konser başlatır o anda,ama öyle siyah papyonlu bir virtüöz değil,kunduraları tozlu, bakışları dalgın,kamburlaşmış kır saçlı bir tanbûri,yakıcı nağmeler koşturur yüreğimde… kola değil çay içmektir seni düşünmek,sen düşünmek erzurum, tebriz, tiflis;yani aşık garip coğrafyası. içimde …

Devamını oku

Hüzünler Perim

Yetmez mi, Hüzünler Perim yetmez mi? Sana bir İnşirah Sûresi neşesi Bana bir Yâsin sessizliği… Hüsrev Hatemi

Sen Bilme Sevgili

Zifiri bir gecenin umut alacası boşluğundayım şimdiŞiirlerimin dehlizlerinde çoğaltıyorum seniBilmiyorsun sevgili…Vuslata ermiş anlara inatHicranla demlenen yüreğim Umut elemelerinde.Sen yoksun… Gün doğmasın ıslak tepelerin ardındanAy,saklasın çocuksu gülüşleriniDal yaprağa, su toprağa küskün olsun bugünAnalar öpmesin bir bebeğin gıdısınıVe gönül dolusu söylenmesin türkülerBütün vapurlar, limanları unutsunSevgilinin izini sürsün enginlerdeKanatlarını bir damla gözyaşına salsın martılarSevda ,âhını göğe versinİstasyonlar ayrılığa …

Devamını oku

Düşümde

  Düşümde gördüm Cahit’i:Banka gibi bir yer,Aynı servise verilmişiz,Yolumu gözler. Baktım ki, toplamış memurlarınıNutuk çekmede şefimiz.El edip geçecektim yerimeSessiz. Cahit bu, dayanamadı, boynuma atıldı.Gözyaşlarını duydum yüzümde bir ara.O, düşümde ağladı.Bense uyandıktan sonra. Ziya Osman Saba Portakal severdi Cahit. Tatlı, içini mi bayıltırdı sahiden, yoksa, tatlıyı çok sevdiğimi bildiğinden, bana mahsus mu öyle derdi. Kim bilir, …

Devamını oku

Galata Kulesi

6 Haziran 1973,pırıl pırıl bir yaz günüydü, aydınlıktı, güzeldi dünya, bir adam düştü o gün galata kulesinden. kendini bir anda bıraktı boşluğa; ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu. bir adam düştü galata kulesinden; bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat, ışıl ışıldı gözleri, içi, bütün insanlar için sevgiyle doluydu çıktı apansız o dönülmez yolculuğa kendini …

Devamını oku

Suskun

Gözlerinde başlardı gece …Yarım kalmış kitaplarda biterdi. Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman Kırılmış aynalardı Susardın, durmadan susardın Ve kar yağardı Ocak ağaran saçlarımdı Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı Ve uzaktı yaz bir anaydı Mart’ın izlerini taşırım bedenimde Aynı masalın ikizleri gibiydi günler Nisan saçlarımda ıslanırdı hep Susardın, durmadan susardın Ve yağmurlar başlardı Çok bekletti …

Devamını oku

Sevmiştim seni…

Bir organ nakli gibi sevmiştim seni; Çürük gözlerine bağışlanan ellerim, Yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim.. Darmadağın kadınların,darmadağın ettiği erkekler gibi Sevmiştim seni… Çok eskitilmiş bir aşkın hatırlanması, Sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması Aslında işin açıkçası; Rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi Hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi Geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi Sevmiştim seni… Ruhum kan …

Devamını oku

yaz serin geçer sanmıştım

Ben, bu yaz serin geçer sanmıştım. Uzun zamandır konuşmayı unutmak, hiç bir şeyi bilmemek, yalnızca, evet yalnızca gece yarısı edilebilecek bir telefonla uyanıp, eski, çok eski bir arkadaşın sesini duymak istemiştim. Galiba, en büyük hatalarımdan biriydi bu. Ses ne kadarını anlatabilir ki bir insanın: görmeden, dokunamadan, ansızın kapatarak avcunu, bir kelebeği orda hapsetmek gibi bir …

Devamını oku