kuşun yeni karılmış zifte konması gibidirkefeni yeğlemesi bir kışın kar yerineyakıcı yaz gününde gölgenin çekip gitmesiçekilmesi gibidir kabına sığmayan nehrinçarmıhlı bir yorumla belki de İsa özeti ikiye bölünür bir kalp, duymaz acıyı ötekibir köy boşaltılırken Dilan’ın aşkı eskirçocuklar büyür birden, anneler şaşırmaz bunayıldızlar erkenden yatar, lambanın gazı tükenir kerpiç düşer yarım kalır bir duvargeyiklere rastlanır …
Kategori: Şiir
Nis 08
Yanlış Anka Destanı 1
Ürkekliği kimliğine ekleyenBir ceylanın ikizidir yazdığı şiirO eski huyudur, bırakamadıHep yaralı imgelere rastlar daTutar ellerinden eve getirir Öteki özelliği sürüyor dahaYeterince gizleyemez kendiniYanlış anlaşılmaya bu yüzden alışıktırVe usulca ağlamaya Avcılardan korktuğunu söyler oTutup ikinci dizede açıklar nedeniniHangi kıyılarda denizi seyrediyorArıyordu, buldu mu o özgün kimliğini Abdülkadir Budak
Nis 08
Yüzümdeki Sürgün
Yoldayım bu kadar karanlık nasıl doldu gövdemeBurçlara bakarak gidemem hava bulutluİhtimal bir suç gibi yakışır ayaklarımaUzun gecelere benzeyen arkadaşlar yok artıkVesikalık bakışlar selamlıyor birbirimiziYabancı demek çokça acı gelse deAcıyarak yabancıyız artık dünyaya bileSabır gelip takılıyor boğazıma bu iyiArtık ne kılıcım var elimde ne kalkanımÖlmeye çok var demeye kimsenin dili varmıyorOysa ölmek tüm yalanları ters yüz …
Nis 04
Kendime Öğüt
Çok sevmek de öldürür bazen. Tutkuyla bağlandığın herkes gider.Hiçbir yara iyileşmez aslında.Bir gün bir köşe başında yorulursun. Çok sevmek de öldürür bazen. Korkulara mahkum olan düşlerin,Birer birer kedere dönüşür zamanla.Ve acı otağını kurar virane yurdunda.Su konuşur, dağlar dinler, sen susarsın. … Yalnızlık olursun etinle kemiğinle.Gün olur dizeler de terk eder seni. Emin Baş Ölüm, acaba …
Nis 04
Ey altmışına sâl-i hayâtının eren âdem
Ey altmışına sâl-i hayâtının eren âdem;Altmış senelik ömrün, elinde nesi kaldı? Gaflet mi tegafül mü nedir? Neyse uyan bakBî-hûde güzâr eylemesin müddet azaldı Tahirü’l Mevlevî *** Ben didişmekden usandım savlet-i ağyar ileCây edindim külbe-i ahzânı kalb-i zâr ile Dem-güzârım şimdi nây-i sîne-i bîmâr ile«inzivada zevk-i halvet buldu dil, dil-dâr ile» *** Ey nâle, yeter çırpınışın …
Nis 04
Yazanlar nakş-ı hüsnün gamzesin şemşir yazsunlar
Yazanlar nakş-ı hüsnün gamzesin şemşir yazsunlarO şemşir üzre kanımla kaza-teşir yazsunlar Dil-i ser-pençe-i çeşminde göstersün muşavvirlerOl ahu beçceye her dem şikarı şir yazsunlar Tılsım-u- vefk hırz-ı ‘akl’ı erbab-ı cünun olmazBenim ta’viz-i bazu-bendime zincir yazsunlar Vecdi (Abdülbaki) (Vecdi katl olundukta bu gazel natamam cebinde bulunmuştur.)
Nis 04
SADAKATE DAVET
Ve, kadına şöyle diyordu gülerek (gölgedeki yüzündebelli belirsiz bir gülümsemeyle),şöyle diyordu: -Neden bunca yıl sonrazinciri kırmak?Neye yarar eski acıların yerineyeni sıkıntılar koymak? Dostum, hiçbir şeybizim için yeni olamayacak belki de.Eski şefkatin kendine hasbüyüsü sürecek yine de. Süregelen ve yaşamakarşı koyan aşka,gelmez hiçbir şey daha tatlı ve hüzün doluuzak şeylerden başka. Dönüşsün aşkımızsakin bir öğleden sonraya,uçuşsun …
Nis 04
İçimizdeki Soğukluğa
Titrek el ve yüreğimdetek korkumAşkın bir sığınağa dönüşmesiydiUçuş değil, kaçış olmasıydı.Ey AŞK, ey AŞK!Mavi yüzün görünmüyor *** Arhk aşkİçimizdeki soğukluğaalev coşkusu değilyaramızın sızısına uyuşturucu bir merhemEy AŞK, ey AŞK!Kızıl yüzün görünmüyor *** Güçsüzlük üzerinekaranlık tozlu avuntuve huzurlu kurtuluşvarlığın kaçışına.Mavinin huzurunaKaranlıkVe erguvan üzerineEY AŞK, EY AŞK!Yeşil yaprakçıktanıdık rengin, tanıdık yüzün görünmüyor. Ahmed Şamlu
Nis 04
Karanlığın Türküsü
Sabahın külrengi ufkundaSüvarisessizce duruyorve atının uzun yelesiRüzgarda savruluyor. Tanrım, Tanrım!Hadise uyanldığı zamanSüvarilerböyle durmamalılar. Yanmış çitlerin kenarındaGenç kızSessiz duruyor,Ve rüzgarda dalgalanıyor İnce eteği.Tanrım Tanrım!Kızlar böyle suskun durmamalılar,Erkekler yaşlanırkenUmutsuz ve yorgun. Ahmed Şamlu
Nis 04
Ayna Bahçesi
Elimde bir kandille,yüreğimde bir kandille:Karanlık’ta savaşmayagidiyorumyorgunluk beşikleri bırakmışgelip gitmelerin keşmekeşinive güneş derindenkül olmuş samanyollarınıaydınlatıyor.dolunun bulutları tohumlandığı anyıldırımın asi çığlığıduyulur.ve asma’nın sessiz sızısı:kıvrım kıvrım uzun dallarınınucunda filizlenirkenküçük koruklar *** Tüm çığlığım sıkıntıdankurtulmak içindi,çünkü ben en korkunç gecelerde, güneşiümitsiz dualardaSen güneşlerden, seherlerdengelmişsin.talep ettim.Sen aynalardan ipeklerden gelmişsin *** Ateşin ve ilahın olmadığı bir boşluktaSenin bakışını ve itimadını ümitsizDualarda …