Efsane: evet, evetKararsız bir aşığın hikâyesiyim.Ümitsiz, ıstırap doluÜzüntüden gece ayakta kalanYıllarca keder ve inzivada yaşayan. Korku dolu bir aşığın hikâyesiyimSahra devi gibi korkunçsam,Ve eğer beni ihtiyar köylü bir kadınİnsanların kaçtığı bir dev gibi görüyorsa,Cihanın ıstırabının oğluyumdur da ondan Nima Yûşic
Kategori: Şiir
May 12
Erguvan
May 04
Ezansız Semtler
Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minâreler görülmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve kandil günleri hissedilmez. Çocuklar müslümanlığın çocukluk rü’yasını nasıl görürler? İşte bu rüyâ, çocukluk dediğimiz bu müslüman rüyâsıdır ki bizi henüz bir millet halinde tutuyor. Bugünkü Türk babaları, havası …
May 01
Bir Uzun Hava İçin Üç Kısa Nefes
I. Göğsümde dalgalananağır ve sessiz bir göldü‘sevilmedim’ diyen kadınlarKanayarak çekiliyor şimdi damarlarımdangüneşe yükselen sular II. bir damlaydı hayat anamın göz pınarındakoştum ve çoğaldı nehirler,çok koştumsavaşa giden atlar gibiparklarda sert bakıp kılıçlar kuşanıncayok saydı beni tarihteki meydanlar III. Şairler Allah’la neden samimi mısralardaneye göre yaşanıyor sabırhangi yıkımdan sonra hatırlanırokumadan büyüdüğün anlaşma Mehmet Başkak
May 01
BOŞLUK
DokunduğumdaParmaklarımın eridiği yerHangimizin ruhudur? Kokunla dolduğumdaGöğe çekilir içim.Dağılır gövdemin harfleri,uzaklara… Ne sen varsın, ne benSarıldığımızda,Ilık bir soluk eser ufka. Mehmet Başkak
May 01
Gülümsüyor çocuk yıkıntılar içinde
Heves söner, yer kırılır, gül kopar.Ne şefkat tutar hayatı,Ne izleyenlerin duası…Üzülenler reklam arasındaykenSökülür betonlar,Annesinin bağrını ezer.Gülümsüyor çocuk yıkıntılar içinde. Kimin gözlerini bekliyor bu Marmara,Ya bu ege!Hangi acı için damlalarını biriktirir denizler? Mehmet Başkak
May 01
Nasıl tutsam incinir
Nasıl tutsam incinir,bir kuşun kırık kanadıdır sevmekÇocuk gibi severim yaYetmedi ki kimseye,Oysa içi de dışı gibi evimin. Suya baktım, akıp gitti renkler. Hep sevdiğinden önce gelir;özlemek, akşamıdır kalplerin Mehmet Başkak
Nis 28
Şem’ü Pervâne; İran Edebiyatı ve Divan Şiirinde Ateşe Uçan Kelebekler
“يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِۙ“O gün insanlar, ateş etrafında çırpınıp dökülen pervaneye dönecekler.” (Kur’an-ı Kerim Kâri’a 4. Ayet) Hatırlarım bir gece gözüme uyku girmediDuydum ki pervâne muma şöyle dedi:Ben âşığım, eğer yanarsam yeridir,Peki ya senin ağlayıp yanman nedendir? Sa‘dî-i Şîrâzî Hali perişan bir pervâne vardı,Ateşe helâl kıldı tatlı canını.Yüzlerce ateş ve dert içinde olan mumu …
Nis 28
Pervîn İ’tisâmî’nin mezar taşına yazılmasını vasiyet ettiği şiiri
İşte yastığı kara toprak olanEdebiyat âleminin yıldızı Pervîn’dirGerçi felekten acıdan başka bir şey görmediSözleri gerçi olabildiğince tatlıdırOnca sözün sahibi, bugünFatiha ve Yasin istemektedirDostların onu anması güzel olurDostsuz kalp, üzgün bir kalptirGözde toprak çok can yakarGöğüste taş çok ağırdırBu yastığı görüp ibret alırHer kimin hakikat gören gözüvarsa Her kim olsan ve nereden gelsen deVarlığın son yeri …
Nis 22
Umutsuzlar Parkı
IBiliyorsunuz parklarınSizi çağıran taraflarıİnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlıOrada saklanıyor onlarÇünkü her türlü saklanıyorlar oradaBir yağmur öncesinin loş sokaklarıylaDağınık mavisiyle gözlerininSevgi vermez kadın uçlarıylaKorkuya, sadece korkuya sığınmış olarakEskimiş, kurtlanmış ikonlarıyla kiliselerininYalvaran bakışlarıyla –nasıl da sevimsiz-En kötüsü, belki en kötüsüBir duygu açlığıyla soluyarakParklara yerleşiyorlar, parklarınOnları çağıran köşelerineBir karıncayı selamlıyorlar, besili, siyahBacak aralarındanÇömelmiş, öyle sakinSelamlıyorlar“Günaydın” diyorlar atılmış bir …