Bugün sık sık yaptığım gibi düş kurdum, hayatımın tinsel tarafı büyük oranda bu amaçsız ve değersiz düşlerden oluşur. Rua dos Douradores ten patronum Vasques’ten, muhasebeci Moreira’dan, jilet gibi takımlar giyen şirket çalışanlarından, ayak işlerine bakan çocuktan, üniformalı uşaktan ve kediden bir daha geri dönmemek üzere ayrıldığımı tahayyül ettim. Adeta zincirlerimi kırmıştım, sanki bütün güney denizleri …
Kategori: Hayali Cihan Değer
Şub 23
Bozkırkurdu
“İnsanın en melankolik eşyasıdır bavulu; içine acılarını tıkıştırıp koşar adım uzaklaşır.” Daha süs çamına ilişkin o ilk konuşmada kendisi için Bozkırkurdu ismini kullanmış, bu da beni biraz yadırgatıp rahatsız etmişti. Bu ne biçim isimdi böyle?! Ama sonradan yalnızca alıştığım için bu ismi kabullenmekle kalmadım, kendim de düşüncelerimde hep Bozkırkurdu diye niteledim onu, bugün bile kendisini …
Şub 23
Ölümün Estirdiği Düşünceler
I İyi şairler vaktinde ölmesini bilirler;Büyük şairlerse, hemen her zamanŞiirlerinden önce ölürler. Aslına bakarsanız, şairler iki kere ölürler,Bir kendi ölümleriyle,Bir de şiirlerinin ölümüyle. Ama bir kere de dirildiler mi,Şiirlerinin sayısı kadar dirilirler,Okurlarının sayısı kadar dirilirler. Bir kuşun, tüylerinin, teleklerininSayısı kadar çoğalıp, çoğalıpKuş katarına dönüşmesi gibi bir şey, bu. 12 Haziran 2008 II Bir şeyler öğrenmek …
Şub 23
Kokuların Anası
öpüp koklarken sırma saçlarını toruncağızınızınbirden ölümü hatırlarsınız! sunmak için çocuklarınızın sevgili anasına,diyelim ki, bir süsen çiçeği kopardınız.uzatmadan refikanıza,koklarsınız o çiçeği, değil mi ama.işte yine onu hatırladınız! ve çekerken ciğerlerinize kokusunu,kapağını açınca, gezegenin ta öteki ucundansize postalanmış kitabın,bakın yine, bakın yine onu hatırladınız! ah, hatırlarsınız, birden hatırlarsınız,soluk alan her şeyde.her ağızda, hr yarıkta ve her çatlakta,her …
Şub 23
Ben de insanları ve özellikle işin içinden çıkamayan insanları seviyorum Olric.
Korkuyorum Olric. Bu lanetin üzerime bulaşmasından korkuyorum.*Garip işler dönüyor Olric: karışık işler. Görünüşte olağanüstü bir durum yok. Ben Nermin’i seviyorum. Nermin de beni seviyor. Bu durum gün gibi aydınlık; karanlıkta kalan yalnız o “şey”.*Günahlarımın ağırlığına dayanamıyorum Olric. Neden beni uyarmadın? Buna hakkım yoktu efendimiz.Öyle güzel gürlüyordunuz ki. Size kapılmamaya imkân yoktu. Çevrenizdeki bütün sahtelikleri öyle güzel aydınlatıyordunuz ki. Bir daha göremeyecekler sizin …
Şub 23
Kırmızı kurdele sevinci
Merhaba Ahmet Koyutürk Bey, … Öncelikle, Güvercin Gerdanlığı blog sayfanızla Türk ve Dünya Edebiyatına yaptığınız katkıdan dolayı bir edebiyatsever olarak size teşekkür ederim. ….com’da bile olmayan binlerce şiirle, harika bir derleme/antoloji hazırlamışsınız. Şahsen Güvercin Gerdanlığı blog sayfanızdan ciddi anlamda istifade ettim… Blog sayfanızın %90’ını okudum. Verdiğiniz emeği umarım tüm edebiyatseverler görür. … Güvercin Gerdanlığı blog …
Şub 23
Terk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethaneden
Bî huzurum nâle-i mürg-i dil-i divânedenFark olunmaz cism-i bîmârım bozulmuş lânedenBunca derd u mihnete katlandığım âyâ nedenTerk-i can etsem de kurtulsam şu mihnethâneden Sultan Abdülaziz Han
Şub 23
Söyle be Ustam
İçimdeki papatyalar yolundutomurcuklar kırıldıben kırıldımen çok da sevdiklerime Bir türküsü olmalı şu hayatınbahar aylarına, gönül yaralarınabilirim herkesin bir şiiri vardır bir de umuduhangi iklimin kırılgan ağacıyım benküskünüm, güz acısı çekiyorum iştesöyle be ustamyerim neresi bu çıkarcı dünyadaalıp başımı nerelere gideyim Bak ustamgözlerim ıslak, hüzün akıyor yüzümdenküskünüm, yaşam ağrısı çekiyorumkederimle boğuşmaktayım sancılar girdabındahayatın en sessiz matemindeyimsöyle …
Şub 23
Ayrı Evlere Çıkmak
Kapıları ölü, sağBütün akrabaya kapalıBir ev bulsak,O ev yalnız ikimizin olsaHep orada otursak. İç içe bu evler, bıktım,Birbirine bağlı.Sözde kalır ayrı evlere çıkmak,Dağ başlarında bile olsaYalan, evlerin yalnızlığı. Bir duruş tazeler eski bir acıyıHortlatır gerilerde bir derdi bir bakış.Bu ev sizin öyle mi?Yanlış! Önceki evlerin üzüntüsü biter mi,Kapıları kapasanız da eser.Kesildiğini sandığınız soluklarDaha da artmışa …
Şub 23
Anne, Neden Beni Bıraktın?
Mardin’in Süryani cemaatinden Bedia Hanım (bazı kayıtlara göre Vehia), dört çocuğuyla dul kaldığında henüz 33 yaşındaydı. Elde yoktu, avuçta yoktu. Çaresizlikten, fakirlikten, Suriye’ye göçmeye karar verdi. Kızları Münüre ile Behice’yi ve büyük oğlu İlyas’ı yanına aldı, o vakitler altı yaşında olan Bahe’yi, Mardin varolduğundan beri oradaymış gibi duran Deyrulzafaran Manastırı’na, ruhanilerden Dilobale’ye emanet etti. Bahe, …