Kategori: Hayali Cihan Değer

Pişmanlık

Herşey herşey belli Ortada ve açık Birlikte çekilmiş resimlerimizden pişmansın Resimde sarıldığın yaşlı adam Üç beş yıla kalmaz ölür Kalıtı arasında resimlerin görülür Onurun iki paralık olur Herşey herşey belli Yazdığın mektuplarından pişmansın  O güzelim sevi sözlerinden Ki yaşlı adamın uğruna can vereceği Ölürse bugün yarın Mektuplar ele geçer Sonra ne derler Herşey anlaşılıyor  Neden …

Devamını oku

Sen git ben dağınık kalayım

“Balık yap, yanına bir rakı aç, bir de en sevdiğim kırkbeşliklerden çalsın, sende eşlik et sesin ruhumun ezanı, kulaklarımdan kalbime aksın.. Sonra bir ara gidersin yine dert değil. önce ben bir sarhoş olayım sen başımda dur ben gözlerine bakayım içimi çeke çeke ‘bırakma olur mu, beni sakın bırakma diyeyim’ sende gözlerime bak ‘ben seni hiç …

Devamını oku

ablanın yokluğunu en çok sen hissedeceksin

                                            ingilizce kursundayım baba açamadım pardon, sadece ablanın yokluğunu en çok sen hissedeceksin demiştin ya, ne kadar haklı olduğunu söylemek istedim. evinde odanında sesizleşiceğini biliyodumda her gün saatin tik tak sesini duymak çok garipmiş …

Devamını oku

Birinden artık hoşlanmadığımda ona karşı duygularımda ölmeye başlıyor

-Herkes beni dövüyor. Bunların en başında da babam geliyor ama sorun değil… Onu öldüreceğim, zaten başladım bile…-Ne, babanı öldüreceğini mi söyledin?-İçimde ölecek. Birinden artık hoşlanmadığımda ona karşı duygularımda ölmeye başlıyor.-Anlıyorum…  

O’na de ki…

bir çocuk gibi, yaşadığım güzel an(ı)ları senden dinlemek istiyorum.

Uzun zaman oldu okuduğum kitapların satırlarını çizmeyi bırakalı. Buna artık ihtiyac duymuyorum, zira gözlerim cümleyi çiziyor, kalbime nakşediyor. Kitabı bitirdiğimde not almak için o cümleyi dönüp bulmakta güçlük çekmiyorum. İnsanın kalbine d/okuduğu şeyler ise ebedi olarak kalıyor. Geçenlerde anı kitabı okumanın ağır geldiğinden bahsetmiştim hatırlarsan… Bunları anımsatan, okuttuğun B.nin mesajı oldu. B.nin hatıraları, acıları, hayal …

Devamını oku

ürpermeyen kalp

Hutbede Hoca efendi, Peygamberimizin; “Allahım ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, kabul olunmayan duadan, fayda vermeyen ilimden ve bu dört şeyden sana sığınırım.” Hadisini zikretti. O sırada bu hadisin “ürpermeyen kalpten” ifadesinden gözyaşı dökerken, bir yandan da; ‘yanımdaki namaz kılan biraz ileri gitse ya, duvarın dibine sıkıştım’ diye düşünüyordum.

Şirinevler Kitabevi

Şirinevler Kitabevi(El-Mucib / Er-Rezzak c.c.) Beş yıl aradan sonra aynı sokakta kitabevi açmanın nasip olması bir dejavu hissi oluşturdu. Kader’in tuhaf oyunları var; yıllar sonra aynı sokağa getirip bırakıyor; ‘Bir daha dene, göreyim’ der gibi. El-Mucib: Kulların duasını kabul edip, cevap veren. Cenabı-Hak, canlı cansız akıl sahibi veya buna kabiliyeti olmayan mahlukatın istek ve ihtiyaçlarını onlardan …

Devamını oku

“Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın. Bu kadar.”

Yetimim, göğsüne yasla Babamın göğsüne başımı gömüp yatıyorum. Dünyanın en güzel uykusunu uyuyorum. Bir daha öyle bir uyku olmadı hayatımda. Babam yok ve ben de yetimim. Derdimi gösterin Emekli olduktan sonra da hastanede çalışmaya devam eden bir personelimizin oğluydu Faruk. Otuzlu yaşlarında, dal gibi bir delikanlı. Sessiz, kendi halinde biri. Çocuğunun doğumu bizim hastanede olmuştu. Oradan hatırlıyorum. Karaciğer …

Devamını oku

bir gül yaprağı gibi ince ve yalın

Kendime karşı “bir gül yaprağı gibi ince ve yalın”  olmaya çalışacağım. Hep senden istiyor,      sana hiçbir şey vermiyorsa Kendine yazmanı istiyor,      sana iki satır yazmıyorsa Hediyeler almanı istiyor,      sana hediye almıyorsa Kendisiyle bir gelecek kurmanı istiyor,      sana bir gelecek kurmuyorsa İşinde yanında olmanı istiyor,      senin …

Devamını oku