Saçları serin rüzgârlarla esmeye başlayan ağaçların, her seferinde nedense vaktinden evvel göç eden kuşların, solgun renkleriyle hayata meydan okuyan tabiatın, sarımsı, tozlu sokaklarda telaşla bir yerlere yetişmeye çalışan insanların ‘hırçın’ mevsimine yaklaşırken niyetim ‘İklimler’i’ anlatmaktı. Andre Maurois’nın romanı olan İklimler’i… Levent, hayatımda okuduğum en sakin, en insani ve aynı zamanda en çarpıcı kapak yazılarından birini …
Kategori: Hayali Cihan Değer
Şub 23
“Ben sizi ateşe düşmekten korumak için eteklerinizden tutuyorum. Buna rağmen siz, elimden kurtulup ateşe koşmaya çabalıyorsunuz.”
Peygamberimizin Tebliğ Hayatından Seçmeler Hazret-i Ömer radıyallâhu anh şöyle anlatır: Bir defasında Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem’e esirler getirilmişti. Bir de baktık ki esirlerden bir kadın büyük bir endişeyle, kaybettiği çocuğunu arıyor, esirler arasında bir çocuk bulduğu vakit, onu alıyor göğsüne bastırıyor ve emziriyordu. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem bize: “–Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına …
Şub 23
Anneannemin Son Ölümü
Ellerindeki damarları ve yüzündeki kırışıklıkları görseniz yüz elli yaşında zannedersiniz oysaki sadece seksen dört yaşında. Anneannem. Yakın-uzak gözlükleri, bozuk para çantası, keyifli akşamüstlerinde tellendirdiği Ballıca sigarası ve her şeyden önemlisi bitmek tükenmek bilmeyen yalnızlıklara katlanabilme gücüyle gönlüme taht kurmuş bir tiplemedir. Velâkin ondaki bu yalnızlığa katlanabilme gücü bir yandan da hep ürpertmiştir beni. Çünkü …
Şub 23
Nevmîdlik âteşine yandım Bil’llâh bu vücûddan usandım
Ma’bûduna ‘arz kıldı râzınBildirdi gönlündeki niyâzın K’ey hâkim-i ‘arsa-i kıyâmetSultân-ı serîr-i istidâmet Nevmîdlik âteşine yandımBil’llâh bu vücûddan usandım Çün dôst yanında nâ kabûlümBi’llâh bu hayâtdan melûlüm Men şem’-i şeb-i firâk-ı yârimSûzân u siyâh rûzgârım Yandırdı beni cefâ-yı ‘âlemDinlemezem ölmeyince bir dem Derdim ki vücûdum ola bâkîŞâyed düşe vasl ittifâkı Pertev-burcunda âfitâbımBildim ki vücûd imiş hicâbım …
Şub 23
Cengiz Aytmatov – Elveda Gülsarı
Gözleri terkedilmiş bir evin pencereleri gibi bomboştu, gözlerin ışığı sönmüştü. * “Böyle olacağını bilsem yola hiç çıkar mıydım? Allah’ın kırında, ne o tarafa gidebilirsin, ne bu tarafa… Durup dururken at da elden çıkacak” diye geçirdi içinden. * Ancak, Tanabay çok acele ettiğini anlamakta gecikmedi. Geleceğe rehin olarak daha birçok yılını vermesi gerekiyordu. Cengiz Aytmatov – …
Şub 23
Gerçek sahaf odur. Kitabın fiyatı değil adamın fiyatı var orada
Sahaflarla ilgili çok anı var. Bu sahaflardan çok iyi sahaflar tanıdım. Allah rahmet eylesin, mesela Hacı Muzaffer vardı. İyi sahaftı, ona herkes hürmet ederdi. Sahaflar Şeyhi (Şeyhü’l Sahhafin) diyebiliriz kendisine. Biz de giderdik yanına, talebeleri çok korurdu. Ben bir keresinde çok zengin koleksiyonu olan bir kitap meraklısıyla beraber gittim. Hacı Muzaffer onu pek sevmezdi, ben …
Şub 23
Sahaflar Şeyhi Muzaffer Hoca
Beyazıd Camiinin yanındaki sahaflar çarşısındaki kitap dükkanında bulunduğu sürece, birçok kimseyi etkileyen Muzaffer Ozak; bir gün dükkana gelen bir çocuk için ayağa kalkıyor, sevgiyle birlikte saygı da gösteriyor. Etrafındakilerin şaşkın bakışlarını görünce şunları söylüyor: “Bu çocuk Osmanlı hanedanına mensuptur. Nasıl saygı göstermeyelim ki, bizler onların sayesinde bu topraklarda oturuyoruz.” Bir akşam üstü de dükkana bir …
Şub 23
Elveda Gülsarı
– Senin işlerin neden uz gitmiyor biliyor musun Tanabay? derdi. Çok tezcanlı, çok sabırsız oluşundan. Vallahi ondan! Aynı anda ‘hem havadakini kapmak, hem yerdekini yalayıp yutmak’ istiyorsun. Dünya çapındaki bir devrimin hemen gerçekleşmesini diliyorsun. Öyle bir çırpıda olmaz bu işler. Dünya devrimi şöyle dursun, sen bizim şu eski Aleksandrovka yokuşunu bile araba ile ve araba yolundan …
Şub 23
“o hariç hepsi bizim oldu”
Hiç tanımadığınız bir çocuğun büyüdüğünde tebessümle hatırladığı biri olmak istemez misiniz? Tanımadığınız bir çocuğun başını okşayıp, Bayram harçlığı verin. Çocukluğumda sokağımızda tek başıma oynarken, uzun boylu bir amca yanıma gelip Bayram harçlığı verdi. Hemen her bayram yâd’ederim. Allah rahmet eylesin. (Kaç lira mı verdi dediniz? Tedavüldeki en büyük madeni paraydı.) Cuma hutbesinde hocaefendi şu hadisi …
Şub 23
Susesi… Kahvaltı ötesi bir mekân
Sadece Gündüzbey’in, Malatya’nın ve hatta bölgenin değil Türkiye’nin engözde kahvaltı mekânlarından biri… Ve hatta birincisi… İlk defa gidenlerin: “Çok yer gördüm, gezdim ama böylesini görmedim!”sözleri dökülüyor dillerinden gayri ihtiyari… Şair ruhlu Gündüzbeyli bir “delinin”, Zekeriya Çorlu’nun, Türkiye’yekazandırdığı bir marka… Susesi… Kahvaltı ötesi bir mekân… Doğal kahvaltıürünleriyle mideye, yeşil dokusuyla göze, temiz havası ile ciğerlere, susesleriyle …