Annem’e karşıdan karşıya geçerkeneli bırakılan çocuklardıko insan kalabalığındakison gülümsemesiydi annemizin Zafer Ekin Karabay Nedense aldanmış ilk gece annemEfsunlu bir gömlek giydirmiş banaİşte vuramadı gökler bana gemDinmedi içimde kopan fırtınaNedense ilk gece aldanmış annem Sezai Karakoç Yarısını tuttumçocuk doktoruolmamı isteyen annemehasta yatağında verdiğim sözündoktor olamadım amaçocuk kaldım Sunay Akın Hans’ın, bana göre bir eş olmadığınıDüşünüyorsan anneciğim;Tüm …
Kategori: Genel
Tem 04
Anne
hüznün damlalarıdır sevgime yağandolduğunda çatırdayan kalbim uçurum yarıklarıyladilim dilim kesilmekte gözbebeklerimsarkarak toza bulananişte o zamanışığına dolanıp düşlerinin göğsüne yatardımkarışık sesinle kanat çırpardı sesimellerine erir karışırdım ıslaklığınaeğirmek isterdim kestane saçlarını iğle saçlarımazorlu anlarımda çıkıp gelirdin hep yanımaeziyetle yürüdüğün yeterdökünüyorum yorgunluğunu bedenimesarnıçlarda yağmurlar dinlenirken senin için anne, gül et beni kederine Kaan İnce
Tem 04
Bir Taş Atarsın
Bir taş atarsın, taş nereye düşerseMutlaka bir köşebaşıdırÇünkü yüreğin daralmıştır ve kıştırKullanılmamış bir sicim gibidir soğukİşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır. Şimdi bir şamandıra denizin yüzündeDurulmamış bir anı gibi kendini salmıştır. İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğuYalnızlık bir başına kalmıştır. Edip Cansever
Haz 18
Nevala Qesaba
Kekik, reyhan ve kaçak tütün kokusu taşırdı rüzgâralçak damlı evlerin yüksek, küçük pencerelerinden.Soluk ışıklar yayılırdı geceyeköpek havlamaları korkulara karışırkaygıları beslerdi.Sonra dağlardan kurşun sesleri gelirdi belirli belirsiznamlunun ucunda çırpınırdı yürekler.Ağıtlar yankılanırdı dağlara doğrukapılar kırılır,talan edilirdi sevdalar, umutlarve insan olan ne varsa…Ve kan akardı derelerimizdenZilan, Munzur, otuzüç kurşun ve Nevala Qesabave ülkenin bütün derelerindeO iklimde kalırdı acılar.Duymazdı …
Haz 11
gül bahçeleri
Haz 11
bizans sesleri
…eğil bakgör o eski dilibizi insan kılan gerçekleri.ve güven duymamızı zamanadevam etmemiz için.her şey akar evether şey değişirhiçbir şey aynı kalmazve gerçekte hiçbir şey yoktur!bundan anladığım aşktır.mitolojik korkularlagüvenin parçalanmasıdırbundan anladığım. ama insanız ısrarla.bir ceylan tedirginliğinde yaklaşsak da olanaacıtır heves.korkuların en dilsizini seçmiş olsak da. öyle ya,sessizlik de bir cevaptır,sessizlikte bilsen ne gerçekler gizli.şimdi üzgünüm,henüz durmamış …
Haz 11
kalbin aldığı mesafe
yakalanan nedir,benzerlik mi?gözlerininişte başlayan çakışmasıve kirpiklerin uzunluğudaha fazlası değil.belki nefestir biraz da.soluğu kaplayan zerrelerinbir uzay karanlığında seyrederkendayanak olma,olabilme hali.oradayız işte,ikimiztutunacak bir kainat bulamamışo çelimsiz varoluşun magmasındagülümsüyoruz birbirimize.benim ağzımda bir gelincik varsen gözyaşının kristal kesiğinigizlemek için özenlisin yine. insanı incitmeyecektek söz bulunmadı henüz.her söz incitir. o kadar sessiziz kihırıltılarla konuşuyoruz.arkaik iki hayvanınkainattan devşirdiği dilleses veriyoruz birbirimize.bu …
Haz 08
Fosseptik Çukuruna Asılan Ciğer
“Özellikle gurbette yaşayan memur aileler, okulların tatile girmesiyle birlikte köydeki evlerine gider, tatili orada geçirirler. Köy yerlerinde kanalizasyon altyapısı olmadığı için tuvalet gideri için fosseptik çukuru bulunur. Yaz tatili bittiğinde evden çıkmadan önce aile tüm hazırlıklarını tamamlar ve en son bir kuzu ciğerini de ipe bağlayıp, tuvaletin çukurunun üzerine asarlar. Temmuz başında tekrar köye döndüğümüzde …
Haz 07
Kaside
Zirvelere ulaşmak keskin kılıçla,Ve düşlere kavuşmak kara mızrakla. Kim ki hurma ağacının yumuşak dallarını aşağı eğer,Başarı ve zafer ağacının olgunlaşmış meyvesini sonunda yer. Ölümden sonra keskin kılıç darbesi neye yarar?Zaten ölmüştür heybetinden ürküp iki büklüm özür dileyen bîzâr. Hiç kınanmasa da savaştan korkan beşer,Savaştan hüsrana uğramış bir şekilde dönmesi ona yeter. Sen yaprağa durmadıkça, hiçbir …
Haz 07
Kayık
ben suratı asıkben kayığı karaya oturmuş karaya oturmuş kayığımlaferyat ediyorum:“saplandı bedenime azapbu harap sahilin zorluklarla dolu yolundauzak düştüm sudanyardım edin bana ey dostlar” oysa al al oluyor yüzleri onlarınhalime gülmekten:bu alelade kayığıma,kuralsız kitapsız laflarımahaddinden fazla derdime haddinden fazla derdim yüzündenbir feryat yükseliyor içimden:“ölüm vakti geldiğinde-sade yok olma korkusu ve tehlikesi değildir ki ölüm–eşek şakaları, sululuklar, …