Bediüzzaman’ın ‘Dünyayı kesben değil, kalben terk etmek evladır.‘ sözünü çok severim. Bu, insandaki ilahi merkez olan kalbin asıl sahibinin Allah olduğunu söyler. Orası, Sahibi’nin teşrifine hazır olmalıdır. Yani gayrdan arınmalıdır. Dünyayı fiilen terk etmek imkânsızdır, o halde asıl terk kalpte olacaktır. Büyük bilge Rabia günlerdir su ile iftar ve sahur etmekten bitap düşmüştür. Akşama doğru …
Kategori: Deneme
Şub 23
Huzursuzluğun Kitabı
193 2 Eylül 1931 Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. …
Şub 23
Yoksulluk Bilgisi
Yoksulluktan ışıklı bir durum olarak söz ettiğimde, görüyorum, sefaleti yüceltiyormuşum gibi yüzlerini buruşturuyorlar… Sesim ince bir dumana, sonra bir cine dönüşüp mallarını mülklerini çarpacakmış gibi kirpik telaşıyla bakışlar boşluğa… Bir yutkunma, bir soluk kaçırma şiddeti; yoksulluğumu sevdim seveli gözler kapanıyor yüzüme, kalbimin derinliklerinde sessizce patlayan bir şiddet, neredeyse ilk gençliğimden beri bu şiddete karşı cebimde …
Şub 23
M Treni Patti Smith
Gitmiştim, artık orada değildim; ama kimse bunun farkında değildi. Çünkü hepsine hâlâ oradaymışım gibi geliyordu; küçük yatağımın üstünde oturmuş, oyuna dalmış gibi görünüyordum. * Kaybettiğimiz eşyalarımız bizim yasımızı tutar mı? * Hiçbir şey hakkında yazmak o kadar kolay değildir. * – Siz ikiniz ne konuşuyordunuz?– Tam emin değilim, o sadece Fransızca konuşuyordu.– Nasıl anlaştınız peki?– …
Şub 23
ancak saçlarıma aklar düştüğü zaman anladım
Her erkeğin, bu arada babamın da, mutluluğu yakalamak için yanlış yollara da sapmaya hakkı olduğunu ancak saçlarıma aklar düştüğü zaman anladım. Ancak o zaman onun yanlışlarına saygı duymaya başladım. Senin de benim yanlışlarıma benzer saygıyı duymanı dilerim oğlum. Senin de kimi zamanlar böyle yanlışlara düşmeni dilerim. Ve umarım sen de acımasızlık noktasına varana dek seversin …
Şub 23
Genç Bir Şaire Mektuplar
Benden bir şey daha söylememi isterseniz, şunu derim size: Sizi avutmaya kalkacak kişinin kendisi, sizin bazen hoşunuza giden yalın ve sessiz sözcükler arasında zahmetsiz yaşayıp gidiyor. Yaşamı çileler ve hüzünlerle dolu ve çok daha kötü, sizinkinden. Gelgelelim, bir başka türlü yaşasaydı, sizin için o avutucu sözcükleri de bulamazdı. Rainer Maria RilkeGenç Bir Şaire Mektuplar
Şub 23
İnsanlığın köprüden atlayışı
İzmir’deyim. Gözümü annemin üzerinden ayırmadan oturuyorum. Dayımın tabiri ile “bağ arası” gözlerini araladığında içim taşarak… Biraz evin havasından, biraz da saksıyı durduramadığımdan pek konuşmak gelmiyor içimden. Bir haber kanalı sürekli açık. Kaygılıyım, acı çekiyorum. Annem için… Memleketim için… İkisi tuhaf bir şekilde birbirine karışıyor. Telefon çalıyor. Ülkenin bu çok zor ve sert gündeminden payını orantısız …
Şub 23
Giacimo Leopardi / Zibaldone
İnsan aşkı hissettiğinde içinde, gözlerinin önünden tüm dünya silinir, sevilenden başka her şey görünmez olur, kalabalıklar, sohbetler, vs. ortasında, sanki yalnız başınaymışcasına soyutlanmış bir şekilde kalırsınız ve kafanızdaki o güçlü ve her zaman sabit düşüncenin esinlediği hareketleri yaparsınız, başkalarının şaşkınlığına ya da küçümsemesine aldırmaksızın, her şey unutulur ve sıkıcı vs. gelir, o düşünceden, o görüntüden …
Şub 23
Cümleten İyi Yolculuklar
Galiba biraz acemisiydik (!) güzel şeylerin.Külebi’nin kamyonları kavun değil, hüzün taşırdı. Yaşamak, hüzün yüklü kamyonların, keskin dönemeçlerde eksilen düşlerimizle rüzgarda yol alması gibiydi.Sonra…Giderek azaldık.Başka hayatlara savrulduk.Okullar bitti.Rastlantılara dönüştü arkadaşlıklar.Alınan adresler hiç bir işe yaramadı.Çürümeye yüz tutan anılar konuşuldu ayaküstü. Herkes kendi küçük dünyasına hapsoldu.Coşkularımız yetim kaldı.Yoksul kağıtlarımızı onarmadı şiirlerimiz.Hayatımıza bulduğumuz anlam, kendimize yazdığımız kader bize …
Şub 23
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Bir yerlerde, bir benzin istasyonunda bir iş bulurum diyordum, arabalara benzin, yağ filan doldururdum. Nasıl bir iş olursa olsun, farketmezdi zaten. Kimse beni tanımasın, ben kimseyi tanımayayım, bu yeterdi. Düşündüm, sağır-dilsizmişim gibi numara yapardım. Böylece, hiç kimseyle o salak konuşmaları yapmak zorunda kalmazdım. Biri bana bir şey demek istediğinde bir kâğıda yazar, bana uzatırdı. Bundan …