Gönül Çınarlı: İlk önce harfleri kaybetti. Unutkanlık başladı. Konuşamadı, yazamadı, imzasını bile atamaz oldu. Üç ayda hastalık onu bitirdi. Hiçbir ağrısı sızısı yoktu. En iyi tarafı da bu idi. Beyninde fiziki olarak olarak hiçbir bozulma olmadı. Adı konmadı ama bir virüs Çınarlı’yı konuşamaz hâle getirdi. Son bir ayda hiç konuşamadı. Başlamasıyla bitişi üç ay sürdü. …
Kategori: Deneme
Şub 23
Vadim o kadar yeşildi ki
Bir Malatyalı neden Karadeniz’e, Akdeniz’e ya da Ege’ye mahkûm olsun… Yeşille kaplı, gür suların aktığı, şelalelerin süslediği vadilerde yürümek için illa Karadeniz’e mi gitmek gerekiyor? Yüce Allah’ın yarattığı kâinatın her köşesinde farklı güzellikler hâkimdir. Gezenler, arayıp duranlar ve kalp gözü açık olanlar için tadı çıkartılacak mekânları bulmak zor değil… İşte böyle bir güzellik, Darende’de gizli… …
Şub 23
Osmaniye’de Ağıt Söyleme Geleneği ve Osmaniye Ağıtları
Ağıt terimi ile bir törene bağlı olsun olmasın, acıklı bir olayı konu alan ve metni de bu olayı hatırlatmaya, bütün yoğunluğuyla yaşatmaya elverişli türkülerin bütünü anlaşılmaktadır (Boratav, 1982: 444). Ağıtlar insanlığın ortak acısını canlı şekilde anlatan edebi metinlerdir. Ağıt, bir ölüm üzerine belli bir geleneğe uyularak yapılan törenlerde yakılmış ve söylenmiş bir de böyle bir …
Şub 23
Kendine Ait Bir Oda
Kadının eleştirisi karşısında duydukları tedirginliği ve bir kadının herhangi bir eleştiriyi, bir kitabın kötü, bir resmin yetersiz olduğunu ya da başka bir şeyi, aynı eleştiriyi getiren bir erkekten çok daha fazla acı vermeksizin söylemesinin olanaksızlığını da açıklar. Çünkü kadınlar gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumsuzluğu yok olur. Aynadaki görüntü son …
Şub 23
Dünyanın işleri hep aceledir
Dünyanın işleri hep aceledir. Her zamanki gibi ayaküstü kahvaltı ediyordum. Annem yine öyle seslendi:— Otursana evladım. Birazcık otur.— Tamam. Gidiyorum.— Acele etme yavrum.Annem gözüme her zamankinden farklı, nasıl anlatsam bilmiyorum, değişik bir hüzünle baktı:— Konuşmamız gerek.Debelenir gibi saate baktım. Benzin almam gerek, işe yetişmem gerek, sonra yayınevine geçmem gerek…— Ne vardı?O an annem gözlerime hüzünle …
Şub 23
monoklinik notları 101
‘’Bilâkis biz, hakkı bâtılın başına çarparız da onun işini bitirir; bir de bakarsınız ki bâtıl yok olup gitmiştir. (Allah’a) yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size! Göklerde ve yerde olanlar hep O’na aittir. O’nun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet etme hususunda ne büyüklenirler ne de yorulurlar. Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz Allah’ı tenzih ederler. ’’ Enbiya /18-19-20‘’Eğer …
Şub 23
Mağaradakiler
Bir mağara düşün dostum. Girişi boydan boya gün ışığına açık bir yeraltı mağarası. İnsanlar düşün bu mağarada. Çocukluktan beri zincire vurulmuş hepsi; ne yerlerinden kıpırdamaları, ne başlarını çevirmeleri kabil. Yalnız karşılarının görüyorlar, ışık arkalarından geliyor. Uzaktan, tepede yakılan bir ateşten. Ateşle aralarında bir yol var, yol boyunca alçak bir duvar. Göz bağıcıları seyircilerden ayıran setleri …
Şub 23
Bir damla su
Ben didinirken bir ara yavaşça elime dokunduğunu hissettim. “Oğlum bırak. Bardak doldu artık. Ömrü tamam oldu. Bir damla istiyordu, o da damladı işte.” KÜTÜPHANE Aralıksız yağan kar tüm kasabayı kalın ve şefkatli bir yorgan gibi örtmüş. Halk kütüphanesine çıkan yüksek merdivenlerin sokağa kavuştuğu yerde, sırtımı duvara yaslamış, kapının açılmasını bekliyorum. Az sonra kütüphanenin yaşlı odacısı …
Şub 23
Yazgınız, sizinle Tanrı arasında bir sırdır
Yazgınız, sizinle Tanrı arasında bir sırdır; tıpkı aşkın iki kalp arasında bir sır olduğu gibi. Balzac / Seraphita
Şub 23
Biz Suçluyuz
Söylediklerim acı, sivri ve inciticidir. Eğer görüşlerimde hakikat payı olduğuna inanıyorsanız, lütfen, bu acıtıcı sözlerimden dolayı beni affedin. Zira maslahata göre konuşmak, insanların hoşuna gider. Yalan, hile ve pohpohlama tatlı, hakikat ise acıdır. Ağrının olduğu yeri uyuşturmak ve hastalığın varlığını inkâr etmek hastayı sakinleştirir. Ancak biz, hasta ile karşı karşıyayız ve acı da olsa şu …