“ertesi gün kıraathanenin önünden geçerken babam çağırdı. boş bir masaya oturttu beni. “apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?”“hangisini?”“otomatik yanan, sensorlu lamba.”“hayır.”“komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.”önüme baktım“neden kırdın?”cevap yok.“hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…”“kırdımsa kırdım ne olacak! çok mu değerliymiş?”“lamba senden değerli mi evladım, lambanın …
Kategori: Deneme
Şub 23
hüzünlü piç
İşler iyi de gitse kötü de gitse her zaman yanımda olan biri var. Beraber büyüdük onunla. Aynı okullara gittik. Aynı teneffüsleri bekledik. El ele tutuştuk karşıdan karşıya geçerken. Hâlâ birbirimizi kollarız yaya geçitlerinde. Sabah kalkarım başımda bekler. Yüzünde sanki başka bir dünyadan gelmiş gibi duran acayip tebessümüyle. Bence hiç çıkma o yataktan der, dışarıda berbat …
Şub 23
şenliğin kalbine
Toza dumana gidelim yine, şenliğin kalbine. Çünkü ölüm döşeğinde bir ihtiyar tanımıştım. İnsanlara gerçekten bakmak istiyorsan oğlum, onların sana bakamayacağı bir yere git demişti. Kıyametin ortasına git. O kadar yaşlıydı ki, öldükten bir hafta sonra sanki on sene önce ölmüş gibi düşünmeye başlamıştı herkes. Ölenlerin ölü taklidi yaptığını düşünüyordum ben o zaman. Yaşayanların yaşıyor taklidi …
Şub 23
İnsan zamanını durdurmak istediği yere aittir
ellerini tuttuysam uçuruma düşmemek içindi. güneşte ıslık çalan çocuklar içindi. aslında tek kişi sayılmaz mı karanlıkta iki kişi. kaybolan olursa elma diye bağırsın. ne çok şey konuşmuştuk orada ama yine sessiz çıkmışız. sonra albümü kapatıyorum zihnimde bambaşka bir fotoğraf. sanki hepsinin karıştığı bir an. onu da yazabilirdim ah böyle kıpırdayıp durmasan. İnsan zamanını durdurmak istediği …
Şub 23
İkincinin Gecesi
Senin gözlerin kahverengi yeşim mi?Şiirle bir antlaşması var mı? Sınırları genişler mi yağmurlarla?Bir gri bulut gibi giydim, kaburgandan çıkarıp ecesi latif geceyi.Şâh tuttu bağladı gözlerime gözlerini.Âh o sabah küçüğü ayaklarım… Kurudular. Bedenimi bırakıp yürüdüler, yıldızlarını dokuduğum masal üzerinde.Soyuldu topuklarımdaki yıldız tozu. Yarım bırakılmış kadehlerde yürümeyi unuttuğun topraklardı bunlar.Baharın saçları lüle lüle, önümde rüzgârın, çarpıp duruyorum …
Şub 23
Kalp Zamanı
INGEBORG: “Hep aklımdasın, çok düşünüyorum seni, seninle konuşuyorum, senin o yabancı, siyah saçlı başını ellerimin arasına alıyorum, göğsündeki taşları itmek, karanfilli ellerini serbest bırakmak ve şarkı söylediğini duymak istiyorum.” “Benim için sen Hindistanlısın ya da daha da uzak, karanlık, kahverengi bir ülkeden; benim için çölsün sen, denizsin, sır olan her şeysin. Hâlâ hiçbir şey bilmiyorum …
Şub 23
Lali Berte’ye Mektuplar
Çıplak gözle görülebilen bütün yıldızları saydım, gözlerin şehlâydı. Sesin hüzünle ve ayışığıyla yıkanan bir ırmaktı ve yüzün sokaklarının kasımpatı kasımpatı koktuğu yıkık bir kasaba. Ağzın kırmızı ve öpük bir telaş içindeydi ürkekti saçlarınsa omuzlarından kalçalarına dökülen bir şelâle. Seninle kendi bedenimde kaç kez çığlık çığlığa seviştim de, bedenin keşfedilmez bir coğrafyaydı. Ödünç iki damla gözyaşı …
Şub 23
“Aşk mı? Sık sık yaparım ama hiç sözünü etmem.”
“Seni sevdiğimi anlayacaksın, sevmediğim zaman..” “Mutlu aşkın yazılı tarihi yoktur.” Rougemont Aragon’un “mutlu aşk yoktur” sözüne kültür tarihçisi Rougemont tarafından verilen yanıttır.. hep yazılmış olan mutsuz sonla biten aşkların tarihidir. Mutlu aşklar nerede ? Ama, nedense beni mutlu aşklar hiç ilgilendirmiyor.. yine düştük mutsuzluğun, acıların, cefanın, kırgınlıkların, incinmenin, intiharların, ölümün, aylaklığın peşine.. Birkaç yıl önce …
Şub 23
üzüntülüydüm
Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm. Kürk Mantolu Madonna-Sabahattin Ali
Şub 23
Sustu
Sustu. Konuşmak lüzumsuzdu. Bundan sonra kimseye ondan bahsetmeyecekti. Biliyordu anlamazlardı. Aylak Adam-Yusuf Atılgan