Kategori: Deneme

“Yaşadığı yeri terk etme arzusundaki insan mutsuz bir insandır.”

Bir olay kendisini hazırlayan rastlantıların sayısı oranında önemli, anlamlı ve dikkate değer değil midir?*Her iki tarafı da mutlu edecek tek ilişki, duygusallığa yer vermeyen ve sevgililerden ne birinin ne de ötekinin birbirlerinin yaşamı ve özgürlüğü üzerinde hak öne sürdüğü ilişki biçimidir.*Bir kez yaşanmış bir şey, hiç yaşanmamış sayılır. yaşanacak tek bir hayatımız varsa eğer, onu …

Devamını oku

Kişisel Bir Sorun

Kendini kandırma zehrini bir kez tadan insanlar, bir daha kendilerini asla kurtaramazlar. Doğmamış olmaktansa, doğmuş olmanın iyi olup olmadığını anlayamadığımız bir devirdeyiz. İnsan ölüm kalım yol ayrımına geldiğinde, ölümüyle birlikte bağının kalmayacağı uzayı ve yaşamını, dolayısıyla bağını sürdüreceği uzayı yan yana halde, hemen burnunun dibinde görüverir. Sonra da, ölü olarak varlığının sona ereceği uzayı, üzerindeki …

Devamını oku

Sevilen

Yaşama dönen her ölü şey acı verir. Bir erkek, kahrolası bir balta değildir. Günün her kahrolası anında kesen, yontan, parçalayan, kahrolası bir balta. Etkilenir. Duygulanır. Bazı şeyleri kesip atamaz; çünkü içeridedir. Hiçbir şey hiçbir zaman ölmez. Neyi ne kadar bildiğin önemlidir; ama en önemlisi, ne zaman duracağını bilmektir. Canlılara kötü davranan biri asla başarıya ulaşamaz. …

Devamını oku

Kürk Mantolu Madonna

Sonra, bir şey arıyormuş gibi gözlerini yüzümde gezdirerek:“Berlin’de yalnızsınız değil mi?” dedi. “Ne gibi?”“Yani… Yalnız işte… Kimsesiz… Ruhen yalnız… Nasıl söyleyeyim…Öyle bir haliniz var ki…”“Anlıyorum, anlıyorum… Tamamen yalnızım… Ama Berlin’de değil…Bütün dünyada yalnızım… Küçükten beri… ““Ben de yalnızım… ” dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarınıniçine alarak: “Boğulacak kadar yalnızım… ” diye devam etti, “hasta …

Devamını oku

Münzevi bir hayatın edebî çilekeşi

İnsanın kendini mahkûm ettiği hayat bir tercih gibi görünse de bazen zorunlu ve sessiz bir sürgün olduğunu sadece kendisi bilir. Kadere tevekkülle rıza göstermekle, hakikati keşfetmek için cevabı olmayan sorularla düşünmenin incecik benzerliği hissedebilmek kıymetlidir. Sorular bazılarını huzursuz eder, bazılarını da büsbütün genişletir. İnsan olmanın mucizevî sırrı onca insanı birbirinden ayıran bu farklılıklarda saklı değil …

Devamını oku

Kırık Bir Kemansa Yaşadığımız Hayat

seni hep gökyüzünün önünde düşünürüm süreyya berfe … sevgili kırlangıç,güneye, hep güneye uçan kuşlar yağmurun altından geçerken ne düşünürler acaba? su damlaları tüylerine vurmaya başladığında konacak başka bir yürek mi ararlar? bunları bana, güneşin ellerimizi yeniden ısıtacağı bir bahar günü anlatmalısın. o gün, kuzeyde kalmış olan bana, güneyin ışıklarını anlatmalısın. o zamana kadar, dinlenmek için …

Devamını oku

Sevdiğiniz Kaybolduğunda…

Bazen, sevdiğiniz insan kendi içine girip gözden kaybolur. Kapısız bir katedralin önünde duran biçare bir dindar gibi, içeri girenin yeniden dışarı çıkacağı bir geçit bulabilmek için sevdiğiniz insanın etrafında dolaşmaya başlarsınız. Durumunuz korkunçtur. Sevdiğiniz karşınızdadır, işte onun saçları, onun dudakları, onun gözleri, onun sesi, onun gülümseyişi, onun bakışı, onun duruşu ama bütün bunlar onu, sizin …

Devamını oku

İbrahim’in Kuşları

Uzun zamandır bedeni parçalara ayrılmış ve dağınık halde her bir parçam bir dağın tepesinde ayrı ayrı hayatlar yaşıyorum. Sevgilim bana bunu İbrahim diye birinin yaptığını söyledi. Bir gün çağıracakmış beni tekrar. İster istemez kızmış sevgilim; insanlara, akbabalara, yırtıcı kuşlara ve sürüngenlere. Bir kartal gibi kalbimin kenarında nöbet tutuyor çiyanlara ve engereklere karşı. Benimle dertleşiyor her …

Devamını oku

Kafes ve Kış

Ey esir kuş!  Uzak bağlarda ötüyorsun.  Kıştır…  Ben senden çok uzaklarda, kargaların velvelesi arasından o kuşun sesini duyduğu andan itibaren sana uçma ümidi ve aşkıyla tutuşan kuşu görüyorum. Adeta kanatları da ateşte yanmış, kararmış… Ama o esirdir, kafesi dardır, kafesinin parmaklıkları zindanın demir parmaklıkları gibidir. Yeni kafese kapatılmış vahşi kuş gibi, gece gündüz kendini kafesin …

Devamını oku

Kayıp ilânı vermek istiyorum evlâdım!

Yaşlı adam, karakolun üç-beş basamaklık merdivenini birkaç kez dinlenerek çıktıktan sonra, ilk gördüğü memura yanaşarak: – Kayıp ilânı vermek istiyorum evlâdım, dedi. Ne yapmam gerekiyor? Polis memuru, her günkü raporlardan birini yazıyordu. Antika bir daktiloyu takırdatıp dururken: – Hallederiz bey amca, dedi. Herhalde torun kayboldu değil mi? Yaşlı adam, dudakları titrerken: – Annemi on yıldan …

Devamını oku