Çoğumuz, babamız henüz hayattayken onun yüzüne bir kere bile dikkatle bakmayız. Baba, “baba” demeye başladığımız günden itibaren sürekli karşımızda duran bir alışkanlıktır. Yıllarca babamızdan değil, bir alışkanlıktan bahsederiz: Annemize, “babam bugün niçin gecikti?” diye sorarız; kardeşimize, “babam yine su istiyor,” der ve dertleniriz; bazen de,”babama hangi yalanı uydursam,” diye planlar kurarız kafamızda. Baba, her seferinde, …
Kategori: Deneme
Şub 23
umarsız ve ifadesiz bakışlarla yürümelisin…
Kayan her bir yıldıza selam durup, taş atan avuçlarını okşamalısın çocukların.Sonra Mekke’den gelen rüzgara yüz sürmelisin.Eski zamanlardan kalma selamlar doluşmalı koynuna…Taşın altındaki siyah adamın iniltilerine kulak kesilmelisin ve hayat her sabah yeniden yaratıldığında ,SEN yeniden ayaklarının altında kanayan yaralarını sarmalayıp yürümelisin…Dikbaşlı yürüyüşlerin olmalı…Her aşkı feda edebilecekmiş gibi duran çelik bir kalp taşıyormuş gibi asi, umarsız …
Şub 23
Kurbanda Asıl Gaye Allah’a Yakınlaşmaktır
“Sonsuz semâları masmâvi bir nur ile dolduran ALLAHa hamd ederim!Sabahın bu vaktinde yataklarından kalkıp Huzûr-u RABBâniye duran nûr yüzlü İslâm’lara salât u selâm ederim.Aziz cemaat sesim biraz kesik onun için herhalde duyurmaya çalışacağım sesimi size.Bu gün biliyorsunuz gök aylarından yani Cenâb-ı ALLAHın gökte seyreden ayına göre Zilhicce Ayıdır.Zilhicce Ayının onuncu günü Hacılar Bayramı yahut Kurban …
Şub 23
Bir İlişki Nasıl Olmalıdır Birinci Manifesto
1. Bir ilişki ilişmekle yetinmemelidir. Kıyıya, köşeye, ucuna veya kenarına oturmakla, oturuyormuş gibi yapmakla gemi yürütülmez. Üzerine oturulacak şey süngü bile olsa, tam anlamıyla oturmak şarttır. 2. Islak olmayan bir ilişki düşünülemez. 3. Aslında ilişki diye bir şey yoktur; her şey palavradır. İki insan ancak birbirlerine ilişmedikleri sürece birbirlerini yaşatabilir. Birlikte değişim bir ortaçağ yalanıdır. …
Şub 23
Hiç
Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır.Kızdıysan bağır, sevindiysen söyle, acıktıysan ye, uykun geldiyse yat, özlediysen arkasından koş, sıkıldıysan çarp kapıyı çık, konuşmak istiyorsan konuş.Sonraya ertelenen ne varsa ruhunu, kokusunu, tazeliğini, öz suyunu yitirir….Söylenmeyen sözler de zamanaşımına uğrarlar. Yaşlanmaya benzer bu: Sözcükler de büzüşüp, küçülürler. Geriye dönüş yapıldığında o vurucu gücü, etkiyi beklemek hayaldir. Ferhan ŞAYLIMAN
Şub 23
Biz Sizinle Ne Kadar Güzeldik
Üzerinden her zaman geçtiğim bu yol, üzerinden her zaman geçtiğim yol değil. Ölü bir şehrin, her bir penceresinin ve kapısının arkasında ölü insanların bekleştiğini bildiğim ölü sokakları. Bir sabah kalkacağım ve baktığım aynada benim olmayan bir yüz göreceğim sanıyorum. Yüzüm, tam on iki yıl evvel benim olan yüzden bu kadar farklıyken yine de aynada benim …
Şub 23
Erkek Aşk Kadın
Siz… benim için o denli değerlisiniz ki,Beni götürdüğünüz aşk ülkesinden yazıyorum…Aşka, inanca ümide gereksinim duyuyordum ve filozoflar arasında aşka duyulan inancın en ateşli şovalyesi olduğunuzdan…Siz, yaşamımın filozofu oldunuz!Sizinle birlikte aşk felsefeye girdi; tıpkı insanlığın temelinde yer alan dürtünün insanın içinde yer etmesi gibi; insanoğlu, aşkın yaşamını “ciddiye” aldığında yaşamının ulaşılabilir; aşk insanoğluna, insanlığın boyutunu kavrama …
Şub 23
Konuş(ma)…
“Bir güzel susmak geliyor içimden.” dedi. Susma dedim, konuşalım…Takas edelim yalnızlığı… Öyle çok, öyle derin ki, “Hangi cebini karıştırsan yalnızlık.” (Turgut Uyar) dedi. Hangimizin öyle değil ki, dedim, bir yerden başla anlatmaya iyi gelir belki. “Senin de kıyılarını/ elinden aldılar mı” (İbrahim Tenekeci) dedi, uzaklara dikti gözlerini. Almazlar mı? Bazen kıyılarıma ulaşamadan çaldılar hayallerimi kelimeleri …
Şub 23
Zarafet
Zarafet kelimesinin içini doldurabilecek özellikler nelerdir? Acaba hiç düşündünüz mü, zarif insan kime denir? Zarif kelimesi zarf kelimesi ile aynı köktendir. Zarf, ‘içine bir şey konulan kap’ anlamını taşır. Mektup zarfı gibi. O halde zarif insan da, ‘içinde latif ve hoş şeyler bulunan kişi’ anlamına gelecektir. Soru şu: Zarafetin içini dolduran bu latif ve hoş …
Şub 23
Kalıbını Secdeye, Kalbini Kıbleye Bırak
Kıpırtısız bir boşluğa koyarsın alnını günde beş vakit. Secdenin alnını nereye değdirdiğinden habersizsin. Gösterişsiz bir yöne dönersin yüzünü; ışıktan yolları yoktur şehrin kıblesinin. Kıblenin yüreğini nereye götürdüğünü bilmiyorsun. Suskun bir duvarın dibinde oturur gibisin her tahiyyatta… Selâmının kimleri neşelendirdiğini tahmin edemiyorsun, aldığın selâmların sıcağını hissedemiyorsun. Adını bilmediğin bir deniz kıyısında yürür gibisin. Yüzünü görüyorsun sadece …