Roma, Campo Dı Fiori;Zeytin ve limon sepetleri,Şarapla yıkanmış,Çiçeklerle bezenmiş kaldırımlar,Masalara saçıyor satıcılarPembe ürünlerini denizin,Siyah üzüm salkımlarını,Tüyleri üzerine düşen şeftalilerin.İşte tam bu meydandaYakıldı Giordano Bruno;Tutuşturdu cellat,Bakışları altında, meraklı serserilerinVe daha sönmemişti alevler,Doluverdiğinde tavernalar;Başlarında zeytin ve limon sepetleri,Ortalıkta dolaşırken satıcılar.Varşova, güzel bir bahar akşamı;Anımsadım Campo di Fiori’yi,Atlı karıncaların yanı başında;Neredeyse sıçrayıverecektiParlak gökyüzüne genç çiftler,Gizlerken kıvrak bir ezgi,Getto’nun …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Paldır Küldür Yaşam
Paldır küldür geçen yaşamProvasız bir gösteriÖlçüsüz bir bedenDüşüncesiz bir kafaOynadığım rolü bilmiyorumBildiğim yalnızca benim olduğu ve değişmezliğiSahnede çözmeliyimoyunun konusunuYaşamın onuruna oldukça kötü hazırlanmışbana yüklenen o oyunun, taşımakta güçlük çekiyorum temposunuTiksindiğim halde doğaçlamadan, doğaçlama yapıyorum.Her adımda şeylerin bilinmezlikerine takılıyorum.Kırsal kokuyor yaşam tarzım benimAmatörce iç güdülerimHeyecan, açığa çıkararak beni daha çok aşağılıyor.Yatıştırıcı ortamlarda caniymişim gibi geliyorGeriye alınmayan …
Şub 23
Apollon ve Marsyas
Gerçek düellosu Apollon’unMarsyas’la(kulak ustasının müthiş gırtlağa karşı)bir akşam üstü olduartık bildiğimiz gibihakemlertanrıyı galip ilan etmişlerdisıkıca bağlandığı ağaçtaince ince derisi soyulan Marsyasbağırıyorçığlık gelmezden önceo uzun kulaklarınadinleniyor çığlığın gölgesindetepeden tırnağa tiksintiyle titreyenApollon çalgısını temizliyorsahteydiMarsyas’ın sesindeki monotonlukve oluşmak tek bir ünlüdenAgerçekte iseyansıtıyorduMarsyasçok renkli zenginliğinikendi bedeninin > karaciğerinin kel tepesinikıvrımlarını ak bağırsaklarınınsoluklanan ciğerinin ormanınıpazularının tatlı tepeciklerinieklem safra kan ve …
Şub 23
Şiir Hakkında Konuşma
Genç kızOnu görüyor musunuz? Yoksa düşünüze mi giriyor?Ya da bir tepeden mi iniveriyor aniden?ŞairBeliriveriyor birden, acurun üzerindeki tüylerden…Genç kızAlay ediyorsunuz.Sanki onu siz ipek dokurcasına, kelebek kovalarcasınaHani o altın ormanlarında…O sanki bir Daphne, sarmalayan bir anmışcasına…ŞairKuşkusuz. Öylesine keskin kiÖpülen bir satır sanki.Genç kızAnlıyorum sizi. Yüzeysel bu ironi,Ama altında, kalplere yavaşça sokulan bir duygusallık gizli…ŞairNeden kuzum, bir …
Şub 23
Bir Kadınla Konuşma
Ne görüyorsun? Hiçbir şey. Sabah çok erken kalkıyorum,Sonra çocukları götürüyorum tramvayla uzağaYuvaya . Ne duyuyorsun? Yalnızca kuru öksürükleriVe insanları, hani sabahın köründe ruh gibi gezinenBirbirlerinin gözlerine bakmaksızın.Nerede senin dünyevi,Neşe dolu Betleyem Yıldızın hani?Bakkalda. Işığı gördüm mü anlarım ki artık alınabilir oradanAzıcık sucuk, kuyruk yağı, kaburga,İşte yıldızların merkezi artık orada. Oradan başlar devasaKuyruğu yıldızın, uykulu, yarı …
Şub 23
Oto Portre
İnsanların, kamburlar gibi çökmüş, ezik sırtlarınıDikleştirecekleri zamanlar gelecekKamburların yerine sırtlarında kanatlar belirecek.Bu gün yalnız olsalar da, birden bulacaklar yakınlarını.Sözcüklerle konuşabilecekler, yalanlarla değil.Gözlerine baktıklarında birbirlerinin yorgunluk değil, umut görecekler.Kanatlarında esen o yeli de hissedebilecekler.Uzun zamandır, kanat denen şeyi unutmuş olsalar bile.Aynaya baktığımda utanç duymayacağım zamanlar gelecek.Söylenmeyeceğim, homurdanmayacağım kendi kendime.Ve yüzümü, tıpkı başkalarının gördüğü gibi göreceğim aynı …
Şub 23
Dönüş
Birden pencere açılacakannem beni çağıracakdönme vakti artıktavan ikiye ayrılacakgökyüzüne çıkacağım çamurlu botlarlailişeceğim masanın kenarına ve kabacayanıt vereceğim tüm sorularabir şeyim yok uğraşmayın benle.Başım avuçlarımın arasındaöylece oturacağım, oturacağım.O uzun ve karışıkyolu nasıl anlatacağım onlara.Burada gökyüzünde anneleryeşil şallar örüyorlarvızıldıyorlar sineklerbabam uyukluyor sobanın yanındaaltı günlük çalışmadan sonra.Hayır-diyemem ki onlarainsan insanı boğazlıyor aşağıda. Tadeusz Rózewicz
Şub 23
Niye Gitmeli Türkiye’ye
Mum örneği parlıyor tüy çiçekleri çalılar arasında ,Ve bahçe afyon sarhoşluğu ile titriyor gibi,Niye gitmeli Türkiye ‘ye? Leylaklar kokuyor burada da,Yarım ay doğuyor solukça, Boğaz içindeyiz sanki.Tramvay geçerken çalıyor zilini,toz, gürültü,Dudakların rahatlokum gibi tatlı, sanki parlak bir halı,Otlar kesilmemiş burada uzun, tüylü,Ve arkamdaki yeşil şalsa Peygamberin cihat bayrağı.Yalnız kaldık haremde Bey ile gözdesi gibi…İçebiliriz gözlerimizle …
Şub 23
Aşk
Bunca gün, ah, bunca güngörmeyi seni böyle kırılgan, böyle yakın,nasıl öderim, neyle öderim? Uyandı kana susamışilkbaharı koruların,çıkıyor tilkiler inlerindençiylerini içiyor yılanlar,ve ben gidiyorum seninle yapraklardaçamlar ve sessizlik arasında,sorarak kendime nasıl, ne zamanödeyeceğim diye şu bahtımı Bütün gördüklerim içindeyalnız sensin hep görmek istediğimdokunduğum her şey içindesenin tenindir hep dokunmak istediğim:seviyorum senin portakal kahkahanıhoşlanıyorum uykudaki görüntünden Ne …
Şub 23
Aşk
Aşkım, ben ölürsem sen ölmezsen,Aşkım, sen ölürsen ben ölmezsem,Sakın yüz vermeyelim acıya,Hiçbir şey yaşamımızdan büyük değil. Pablo Neruda