öfkeye, kine düşmedenvuracağım kasap gibi,musa ve kaya misalifışkıracağım gözünden, su versin diye sahra’ma,acıların özsuyunu.benim arzum umut oldusenin tuzlu gözyaşında yelken açacak bir gemi,ve tatlı hıçkırman bir desarhoş edecek kalbimdegümleyerek davul gibi! çatlak ses değil miyim beno tanrısal senfonide,doymak bilmez ironi’ylebeni saran ve kemiren? odur sesimde yaygara!odur kanım, kara zehir!tekinsiz aynayım, görürcadoloz kendini orda! hem bıçağım …
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
İçli Görüşme
ıssız ve buz tutmuş eski alanda iki gölge geçiverdi bir anda. dudakları sarkık, ölgün gözleri ve güçlükle duyuluyor sözleri. ıssız alanda düşsel iki kişi iki gölge anımsadı geçmişi. hatırında mı o büyülü anlar? artık hatırlasam da neye yarar? ah! o mutlu, o güzel günler gelir gözlerimin önüne! – olabilir. umut büyük ve maviydi gökyüzü! umutlar …
Şub 23
Bir Çocuğun Ölümü Üzerine
Masum kurban, yeryüzü yolculuğundaHiçbir şey görmedi ilkbahardan başkaGeriye boş bir bulut kaldı ve adı,Görünmez bir resim, bir hayal, bir anı,Hoşçakal çocuk, ellerimizden kaydın,Şimdi dönüşü olmayan bir yoldasın.Göremeyeceğiz seni yazın artık,Bayrama döndüğünde hasatta ortalık.Göremeyeceğiz seni çit önünde,Çıplak ayaklarınla, çıplak gövdenle.Seine perileri her yıl taçlandırırken,Yeşil Lucienne kırlarında gezerken.Sadık ellerle gözlerinde yol alanBu araba, seninle artık kırlardanKumsallardan geçemeyecek …
Şub 23
Deniz Feneri
deniz feneri olsaydımgecede, fırtınadaışıktım balıklara,vapurlara, kayıklara..ne yazık ki ben kendimbatmak üzere olan bir gemiyim!.. Wolfgang Borchert Çeviri: B. Necatigil
Şub 23
Teldeki Kuş
Teldeki bir kuş gibieski bir gece yarısı korosundaki sarhoş gibi kendimce denedim özgür olmayı kancadaki bir kurt gibi eski moda bir kitaba eğilmiş bir şövalye gibi beni iki büklüm eden aşkımızın aldığı biçimdi. sana karşı nazik olmadıysam umarım bir yolunu bulursun tüm bunları geçiştirmenin sana karşı sadık olmadıysam bunun nedeni bir aşığın bir çeşit yalancı …
Şub 23
Ölülerin Güneşiyim
İki dünyanın, iki dünyanın sınırıyım ben,Yüreğim, niçin hüzünleniyorsun?Işığı solmuş, ışığı ölmüş ölülerin güneşiyim.Benim ışıklarımda oynaşıyor serçeler…Siklamenlerin, siklamenlerin tohumları çatladı,Buhar olup uçuyor toprağın ıslak nefesi;Derenin şarkılarında uyuyor bıldırcınkılavuzu…Coşkuyla dinliyorum serçelerin cikciklerini…Yeşeriyor, duyuyorum otların nefesini,Ama… Yüreğim niçin hüzünleniyorsun hâlâ?Gül dalındaki kuru tohumlarıGagalayıp götürdüler serçeler…İki dünyanın, iki dünyanın sınırıyım ben, Yüreğim, niçin hüzünleniyorsun?Işığı solmuş, ışığı ölmüş ölülerin güneşiyim.Benim …
Şub 23
Bembeyaz Düş
Pencereme çarpar durur kar,Çınlar, şıngırdar sessiz gümüş.Pencereme çarpar durur kar,Kar gibi bembeyaz oluverdi düş. Harika bir kar yağar bu gece,Uçarak düşer benim yanıma…Ben aslında seni düşünmem de hiç,Fakat sen gelir düşersin aklıma… Rauf Parfi (Çev. Ahmet Yalçınkaya)
Şub 23
Manevi Mücadelemizden
Ey su! Kumlarda haykıran,Tüm gece boyu acı bir çığlıkla feryat eden yüreğimin sesiBen uzanmış dinlerkenAnlayamıyorumDuyduğumBendeki yüreğimin sesi mi yoksa dalgaların sesi miEy haykıran deniz sükûn içinBen miyim o, O, ben miyim?Bütün gece dalgalar ağlıyor benim için Yorgun deniz!Sana asla huzur yok.Son mehtap üzerine düşene kadarVe kayboluncaya kadarSon med cezirVe batıda yanmaya başlayınca kaderin ateşiVe yürek …
Şub 23
Yanık İzi
Uyumuyorduk artık, çünkü hüznün saatiydi yatağımızve birer değnek gibi büküyorduk akreple yelkovanı,ve onlar hızla yaylanıp kırbaçlıyorlardı zamanıkan gelene kadar,ve sen, gittikçe bastıran günbatımıyla konuşuyordun,ve ben, on iki kez sen diye seslendim sözcüklerinleördüğün geceye,ve gece açılıp, öylece kaldı,ve ben, bir gözü onun kucağına bırakırken, ötekinisenin saçlarına taktım,ve ikisinin arasından açık damarı uzattım fitil yerine-ve genç bir …
Şub 23
Rabbim, Nihayet Sana
Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz…Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,Belki her sabah vakti, belki gece yarısı,Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz…Ben artık korkmuyorum, herşeyde bir hikmet varGecenin sonu seher, kışın sonunda bahar.Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar,Birer ağaç altında sevgilimiz, annemiz.Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen deniz,En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en …