Kategori: Çeviri Şiirler

Mavilikler Ülkesi

İstanbul Boğazı’na yolum düşmedi,Soru açma bana sen oradan.Gördüğüm tek deniz gözlerindir,Mavi alevlerle yanan. Varmadım kervanlarla Bağdad’a,Olmadı satmaya kınam ve ipeğim,Eğil o şirin boyunla,İzin ver, dizlerinde dinleneyim. Yoksa, nice nice istesem de,Senin hiç ilgilenmeyeceğin durum,Rusya denen uzak ülkedeBenim ünlü, sevilen bir şair olduğum. Armonikalar çınlıyor ruhumda,Ayışığında duyduğumsa köpek sesi.İran kızı, istemez misin göstersem sana,Uzak bir mavilikler …

Devamını oku

Siste

Gariptir siste yürümekHer taş, her çalı ıssızdır.Hiçbir ağaç diğerini göremezHer biri yalnızdır. Dostlarla doluydu dünyamYaşantım aydınlıkken henüzŞimdi, sis çöktüğündenOldular hepsi görünmez. Gerçek bir bilge değildirKaranlığı bilmeyenO, kaçınılmaz ve sessizdirAyırır insanı her şeyden. Gariptir siste yürümekYaşamak yalnız olmaktır.Hiçbir insan diğerini tanımazHer biri yalnızdır. Hermann Hesse

Aşk Yorgunu

dalların kucağında sallanıyoryorgun rüzgar uykusunda.kankırmızı bir çiçek bırakıyor elim..güneşte kavrulup dağılmaya. çok çiçek gördümaçan ve sonra kuruyan;mutluluk ve acı geçip gider..koruyamaz onları insan. saçtım ben deyüreğimin kanını hayata;pişman olur muyum bilmemyorgunum, bildiğim bu yalnızca. Hermann Hesse

Sevgilim, Sözcükler ve Sonsuzluk

Bir başkasını dünyanın bir ucuna dek izleyeceğimizisöylemek biraz abartılı değil midir?Varsayalım ki dünya sonsuzdur ve o bir başkasıbizden önce yoruldu.Ve varsayalım ki yağmaktadır yağmur ve dolu! Hem sonsuzluğu yansıtan hem de kökleri onda olanderin dağ gölleri gibi olduğunu söylemekbir başkasının gözlerinin, biraz abartılı değil midir?Düşün ki hem de yarın ağırca asılı durursa bulutlaryüce dağlar üstünde, …

Devamını oku

John Ashbery’ye

Rüzgârda bir dağın yücesinde oturupbirbirimize yeni şiirler okuyacağımızbaşka bir dünyanın bulunmadığınainanmıyorum.Tu Fu olabilirsin sen, ben de Po Chu-ive marazi kafalarımıza gülümseyenMaymun Hanım aydadır,karın ince bir dala konuşunu izlerken bizler.Yoksa gerçekten gitmeli miyiz? bugençken gördüğüm o çimen değil!ve ay, yükselirken bu gece, boşsa eğer“gidersin sen de, açan çiçekler gibi”anlamında kötü bir işarettir bu. Frank O’Hara

İki Gövde

İki gövde yüzyüzebazan iki dalgadırve gece bir okyanustur.İki gövde yüzyüzebazan iki taştırve gece bir çöldür.İki gövde yüzyüzebazan iki köktürgeceyle sarmalanmış.İki gövde yüzyüzebazan iki bıçaktırve gece bir anlık parıltı.İki gövde yüzyüzedüşen iki yıldızdırboş ve yalnız bir gökte. Octavio Paz

Düş Oyunu

Bir gün bir çocuğa sormuştum,deniz neden tuzludur diye.Babası uzun bir sefere çıkmıştı. Çocuk hemencecik karşılık verdi:Deniz tuzludur, çünkü denizciler durmadan ağlarlar!Neden denizciler böyle çok ağlar ki! Çünkü, dedi, yolculukları bitmez…Onun için de mendillerini hep direklere asıp kuruturlar! Gene sordum:Ya niçin insanlar üzgün olunca ağlar? Çünkü, dedi,daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek! …

Devamını oku

Alacakaranlığın Sesleri

Sana sessizliği ben buldum diyorum yenideno usul ikindide, adın yakılıncakömürleşincebüyük altın alevinde on dokuz yılının.Sevgim alacakaranlığın bağlarını çözdüyalnız senin fısıltına vermek için kendini,beyaz odun alevinin o cam fısıltısına. Anıların bir iğne batışıdır dudaklarıma,hayatının masallarını kurdum bugünbir elmanın ince kabuğunda.Bu ara hep tedirginim,bir pencerenin açılışını bekliyorum şimdiarkandan gideyimya da parçalanayım diye üzgün kaldırımlarda.Ama öylesine bir ses …

Devamını oku

Maske

Bana aldanmayın!Yüzüm bir maskedir,Sizi aldatmasın.Binlerce maskem var,Çıkarmaya korktuğum,Ve,Hiçbiri ben değilim…Olmadığımı göstermekİkinci doğam oldu.“Kendinden emin biri” dersiniz,Sanki güllük gülistanlıkBenim için herşey…Adım güven belirtir,Ve,Oyunumun adı“Ağırbaşlılıktır”.İçimde ve dışımda denizler sakin,Her şeyin kumandanı ben…Kimseye gereksinme duymayanBen…Fakat, inanmayın bana,Lütfen!…Herşey dışta düzgün ve cilalı,Hiç yıpranmayan, her zaman saklayanO maske!..Altta ne güven ne de rahatlık…Altta,Karışıklık, korku ve yalnızlık içinde bocalayanGerçek ben!…Ama saklarım …

Devamını oku

Zulümler yağmur gibi yağmaya başladığında

Paydostan sonra gişeye önemli bir mektup getiren biri gibi:Gişe çoktan kapalıdır.Yaklaşan bir sel felaketi karşısında kenti uyarmakisteyen biri gibi:Ama başka bir dilde konuşan. Kimse anlamayacaktır onu.Dört kez kendisine bir şey verilen bir kapıyıbeşinci kez çalan bir dilenci gibi:Beşinci kez aç kalır.Yarasından kan boşanan ve doktoru bekleyen biri gibi:Kan durmaz, hep boşanır. Biz de ortaya çıkıyor …

Devamını oku