Atalarımdan öyle uzaktayım ki şimdiihtiyarlığımın son durağında, torunları değilonlardan biriymişim gibi geliyor bana. Zamanbüsbütün bir döngüye dönüştünasıl olduğunu anlamasam da. Yaş, kendiniçözen bir düğüm, kuyruğunu yiyen yılan.Kardeşsiz bir kız çocuğuyken bileküçücük bir nineydim ben, her şeye gülen,hiçbir şey anlamayan ve anlaşılmayan. Ursula K. Le Guin(Şimdilik Her Şey Yolunda)
Kategori: Çeviri Şiirler
Şub 23
Bağışlanma
Görevler arasında geçiyor zamandümende ya da kovaylasu boşaltma nöbetinde olmadığımdabiraz dinleniyorum,sonsuzluk usulca doluyor içimenefesimle birlikte.Sessizce dikkat kesiliyorum şeylere.Özünü çözmüş, bağışlanmış şeylere.Böyle sürüp gitse keşke hayat.Ama gemi aşırı yüklüve tehlike her an her yerdebu yüzden uyumalıyım her uyuyabildiğimde. Ursula K. Le GuinÇeviri: Gökçenur Ç.
Şub 23
Bilinmeyen Kıta
Güneyde, mercanlarla çevrelenmiş,büyük kuru topraklardan geçiyoruz.Halkları hakkında tek bildiğimizbirbirimizin dilini bilmediğimizve tehlikeli şey bilgisizlik.Karaya çıkmaya cesaret edemiyoruz,sadece su bulmak içinkıyıdan en uzak adalara uğruyoruz.Yalnızlığa alıştım amasonsuza dek yabancı kalmaknasıl da yabancı bir acı Ursula K. Le Guin
Şub 23
Arzu ve Korku
Ölüme hazır olmak benim arzum sadece aklımın ölümüne değil,yorgun kalbimin, incelen kemiklerimin de.Asıl korkum hep daha fazlasını isteyen bedenim, boğuşacak alevlerlebırakmayacak beni çıkayım zaten açık duran kapıdan. Ursula K. Le GuinÇeviri: Gökçenur Ç.
Şub 23
Burada, hayat zindanında / Sen’den uzak, tutsağım
Bir tanık anlatıyor:Hallac’ın Bağdat pazarında şöyle bağırdığını duydum: Ey Müslümanlar, yardım edin bana! O, ne ruhumla yakın birilişki kurmama izin veriyor, ne de ruhumu alıyor ki, kurtuluphuzura kavuşayım. Bu benim katlanamayacağım bir cilve. Sonra okudu: Ulu Tanrım! Varlığımın bütünüyleSen’in aşkına sarıldım.Sen perdeleri kaldırdın ta kiSen’i ruhumda sandımKalbimi Sen’den gayrı her şeyden çekip aldımHer şey bana …
Şub 23
Dikkat et, su ıslatmasın seni!
Elleri bağlı denize attı ve seslendi:Dikkat et, su ıslatmasın seni! Hallac-ı Mansur
Şub 23
Fakat minberde asla!
Kalpte saklı olan sırrıİfşa etmeyeceksinDarağacında söyleyebilirsin,Fakat minberde asla! Mirza E. Galib
Şub 23
Hallac-ı Mansur
Sahne hazırlanmıştı; belki bir cilvesiydiÖnce tutuklanmana ve sonra ölümüneSebep olan mazinin: “Dedesi mecusi”,Belki, “isyanda görülmüştün kölelerle”,Belki, “fazla beraber olmuştun simyacılarla”.Belki, Hindistan gezisi – veya başka şeyler… Hiçbir yarar sağlamadı, nüfuzlu kişilerinDavan için mücadelesi, veya âlimlerinİstişareleri veya müritlerinin gösterileri –Sadece sonu daha aşikâr kıldı…Maksadın şöhret değildi. Islahattan konuşuyordunLâkin hususi – Önce kendini ıslah ederek…Mamaafih “hususi” ne …
Şub 23
Dostumdu
2 Dostumdu. Dert endişe bilmedik birlikte,Onunla duygularımı, paramı paylaştım;Bir aylığına alır, bir yıl sonra verirdi de,Bunun için ona kesinlikle kızmazdım,Ondan farklı bir yanım yoktu benim de;Dertli olduğunda çenesi açılırdı nedense,Şen ve mutluyken görünmezdi kimseye.Sıkıntıdan hayallerini benimle sürekliPaylaşır, bana “sen” diye hitap ederdi;Meziyetlerimi başkaları gibi överdi o daVe kadrilde sürekli ben olurdum karşısında. 3 O dostumdu. …
Şub 23
(başlıksız)
Yurdundan koparılmış gözleri sürmeli yaralı bir ceylân gibiSuat’ı alıp götürdüler. Gönlüm öyle kırık ki! Gönlüm, azat nedir bilmeyen bir köle örneği ezgin.Tan vakti Suat göçtü buralardan. O ne mağrur bakışlardı Rabbim ve ne müstağni. Suat ki boyu altın ölçüde; önden bakılınca zarif nahif, incecik belli,tombul görünüşlü arkadansa, arka çizgileri bile belli. Gülerken dişlerinde kar yağar …