Kategori: Çeviri Şiirler

Lodos

Batıya doğru sıradağlarına kavuşuyor açık deniz.Çıldırtıyor bizi solumuzda esen lodos,bu, eti kemiğinden ayıran rüzgâr.Çam ağaçlarının, harnupların arasında evimiz.Kocaman pencereler. Kocaman masalaryazmak için sana seslendiğim mektupları:Aylar boyu yazdığımız ve ayrılığı dengelemek içinayrılığın yüreğine attığımız mektupları. Sabah yıldızı, gözlerini indirince sen,yaraya sürülen yağdan daha tatlıydı,daha neşeliydi damağa değen soğuk sudandaha durgundu kuğunun kanadındansaatlerimiz.Senin avucundaydı yaşamımız.Acı ekmeğinden sonra …

Devamını oku

Arama

Ayak seslerimiz duyulmayacak o karşılaşmada… Ruhlarımızı kaybetmişiz de(Yürüdüğümüz sokaklarda, gecelediğimiz evlerde)Onları arıyoruz sanki…Sanki sokaktan eve dönüp ışıkları yakmışKonuşuyoruz, eskiden olduğu gibi — dolaşarakYa da bir gürültüye kulak vermek için durarak. (Küçük gürültüleriz biz, gürültü ederiz,Küçük kanatlarız biz, havaya çarparız…) Birbirimize dokunur sonra uzun zaman susarızYüz yüze eğilip birbirimizi tanımak için. (Sonu olmayan gizli bir ilişkidir …

Devamını oku

Anlatı

Ağlayarak yürüyor bu adamkimse bilmiyor neden ağladığınıkimi yitik sevgililer için diye düşünüyoryazın deniz kıyısında gramofonlarlabize nice çile çektiren sevgililer benzeri. Kendi gündelik işleriyle ilgileniyor kimileri:Eksik kâğıtlar, büyüyen çocuklar,güçlükle yaşlanan kadınlar.Onunsa iki gelincik gözü varbaharda toplanmış gelincikler gibive göz kıyılarında iki kaynak. Sokaklarda yürüyor hiç uyku girmiyor gözlerinearşınlıyor dünyanın sırtındaki ufacık dörtgenleriartık hiçbir anlamı kalmayansınırsız bir …

Devamını oku

Gezi

Akşamın alacakaranlığında dolaşırken… (Işığın belirsiz bir hüzünleSıkıcı bir şey gibi üstüne yüklendiği saatte,Sanki kaybettiğin bir şeyi bulamıyormuşcasına —Ne olduğunu açıkça bilmediğin — ne zaman, nerede —İçinde bir kuşku yalnız, kaybettiğin şey seni görüyor da,sen onu göremiyorsun diye.Üstüne çullanan bir ağırlık sanki, yattığın zaman,Birini öldürmüşsün de, bunu bilmiyormuşsun gibi.) Birden bir gövdeye takılır ayağın… (Gözlerin kapalı, …

Devamını oku

Eflatun At

Ateş yaktım, bakım sız tarla yandı.Yaban ördekleri gökte uçuşuyor.Genç delikanlı dul bir kadınla evleniyor.Kuvvetli kadın gülerek onu öldürüyor. Yüksek dağların tepelerinde ağaçlar var.Rüzgâr esiyor, yapraklar dökülüyor.Birisi 1000 mil uzaklara gidiyor.Acaba eski yerine dönebilecek mi? 15 yaşım da orduları takip ettim,80 yaşım da geri dönebildim.Yolda köylülere tesadüf ettim.Acaba evin içinde kimler var? Uzaktan evimizi görüyorum.Servi ağaçları …

Devamını oku

Yemekten Sonra

Yemekten sonra kısa bir uyku.Uyanınca iki fincan çay.Başımı kaldırıyor, güneşin ışıklarını görüyorum,Bir kere daha güney batıya bakıyorum.Mesut olanlar günün kısalığından şikâyetçi.Üzüntülü olanlar yılın tenbelliğinden usanç getirir.Fakat kalbleri neşe ve kederden uzak olanlar,Kısalığa, uzunluğa dikkat etmeden yaşayıp gider. Po Chü-i

İnsanlar Aşklarını Saklarlar

Kim söylüyor ki, istiyormuşum.Senden böyle uzaklarda yaşamak, ayrı kalmak.Elbiselerim hâlâ senin taşıdığın koku ile dolu.Hâlâ elimde senin gönderdiğin mektup duruyor.Kemerimde bir çift kordelâ var;Bunun, aynı kalb bağlılığı ile bizi biribirimize bağladığınırüyamda gördüm.İnsanların aşklarını sakladığını bilmiyor musun,Koparılmağa kıyılmayan güzel bir çiçek gibi? Hsiao Yen

Rüya

Gece yarısı rüyamda,Sizi gördüm, sizinle konuştum uzun uzun.Eski zamanlarda olduğu gibi yanaklarınız şeftali çiçeği gibi idi;Gözleriniz mahzun ve kirpikleriniz söğüt yaprakları gibi idi,Yarı istekli, yarı çekingen,Gitmeğe hazır, fakat yine bana yaklaşırken.Birdenbire uyandım,Üzüntü ile gördüm ki, bir rüya imiş. Woi Chuang

Su-Wu’dan Ayrılış

İyi günler tekrar gelmiyecek;Bir an sonra ayrılmış olacağız.Yol ağzında üzüntü ile durakladık.Tarlada el ele durduk.Bulutlar gökte uçuşuyor,Birbirimize sarılarak hızla yürüyoruz.Rüzgâr dalgalar halinde yükseliyor.Ve göğün bir köşesine sürüklenip gidiyor.Şimdi, bizim ayrılmamız lâzım,Bırak biraz daha duralım.Bu sabah rüzgârının kanatları üstünde olmak ve.Seninle beraber tâ yolun sonuna kadar gitmek isterim. Li Ling(M.Ö. 2 – 1 yüz yıl)

Sonbahar Rüzgârı

Sonbahar rüzgârı geldi, beyaz bulutlar uçuşuyor.Otlar ve ağaçlar sararıyor, kazlar güneye gidiyor.Orkideler açmış, krizantemler ne güzel kokuyor,Ben sevgilimi düşünüyorum, hiç unutmuyorum.Yüzen-pagoda gemisi Fen nehrini geçiyor.Nehrin ortasında beyaz dalgacıklar yükseliyor.Flüt ve kaval, kürek çekenlerin şarkı seslerine karışıyor,Ziyafet ve eğlence içinde bile kederliyim.Gençlik yıllan ne kadar az, yaş ne kadar kısa Wu-ti (Liu-ch’e. İmparator) (M.Ö. 157 – …

Devamını oku