Hüzünden hüzüne bakıyorum ki daha fazladır
Valizin ıslaklığına ki yolculuğun yolundadır
Giden bir karganın bakışından anladım ben
Bahçemizdeki ağaçlarının kaderi baltadır
Tenindeki en çocukça rüyalara
Vücudunun devamı ile benim sevişmeme
Delilik duygusuyla vurduğun ve vurduğum her bir damara
Kan revan arasında kalmış çocuğa
Hançeredeki en son çığlığa
Pencere arkasındaki dolunun ayak sesine
Bir kişilik yatakta senin uykuna
Terliğin en son böceğe vurulmasına
“asla” dediğine ki soru oldu va yazdı “hangi?”
En son nöbetimdeki senin ellerine
Telefon ucunda bir erkeğin ağlamasına
Sabaha kadar sarılmaksız şiir okumasına
Benim muhtemel uykumdaki senin öpücüklerine
Seyir edilmemiş filmlere, benim boş koltuğuma
Kopuklu tenimin üzerindeki senin hayalinin zevkine
Senin felsefi sözlerimden yorgunluğuna
“Saadi”nin şiirlerin arasındaki ağlamaya
Daha sonraki insanin yanında senin çay içmediğine
Kafamdaki bu kadar devamlı dolu şeylere yemin olsun
Şu bitmiş şaire bana yemin olsun
Şu geceye ve şu çizilmiş şiirlerime yemin olsun
Yine dönüyorum lanet şehrime
Kulağındaki tatsız bilimsel tartışmama
Yine dönüyorum güvenli kucağına
En son tatlı rüyalarımıza, kabustan önceye
Yine dönüyorum en son öpücüğe
Shahin Najafi