En çok yorum alan yazıları
- Son Hatıra — 2 yorum
- Hüzünlü Bahar — 1 yorum
- Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
- Çamur Etkinliği — 1 yorum
Şub 23
Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun? Hâlbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar. Cevap: Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima sûret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben …
Şub 23
KİTAPÇILIK TARİHİ ÜZERİNE NOTLAR: BATI’DA ÇEŞİTLİ DEVİRLERDE KİTAP TİCARETİ Matbaacılığın ilk zamanlarında, matbaacıların aynı zamanda kitapçılık da yaptıkları görülür. Bunlar bastıkları kitapların satışı ile bizzat kendileri meşgul olmuşlardır. Daha sonra ortaya seyyar satıcılar çıkmış ve matbaacılardan aldıkları kitapları şehir şehir gezerek satmağa başlamışlardır. Bu seyyar satıcıların 1469 yılından kalma kitap katalogları günümüze intikal etmiştir. Bunlar …
Şub 23
Bazı mektuplara hak ettikleri uzunlukta cevap verilmemesi bahsinde akla Bettina von Arnim gelir ve elbette Goethe. Ya ruha değen mektup bahsi? Şamîl Esgerov’un Cegerxwîn’e yazdığı mektup derim. 1967 olmalı. Bir gün ben de Esgerov’a bir mektup yazdım. Bir adres buldum. Şöyleydi: Nergiz Neşriyat, BAKÜ. Postaneye gidecekken ölüm haberini okudum. 21 Mayıs 2005’ti. Bir gün önce …
Şub 23
DostumsanYardım et senden uzaklaşayımYok eğer sevgilimsemYardım et senden şifa bulayım Bileydim aşk bu kadar tehlikelidirSevmezdimBileydim deniz derin bu kadarAçılmazdımSonumu bileydimHiç başlamazdım Özledim seniÖğret bana özlem duymamayıÖğret bana yüreğimin derinliklerindenNasıl çekip koparırım köklerini sevgininNasıl ölür?Öğret banaGözlerimde gözyaşlarınÖğret bana bir kalp nasıl ölür?Ve nasıl ihtihar eder arzular ErmişsenKurtar beni bu büyüdenBu inkardanAşkın sanki reddediştirNolur arındır beni bu …
Şub 23
1 şehadet ederim ki hiçbir kadınoyunu senin gibi beceremediaptallıklarıma on yıltahammül ettiğin gibi tahammül edemedisenin sabrettiğin gibi çılgınlığıma sabredemeditırnaklarımı kesmedidefterlerimi toplamadıbeni çocuk parkına götürmedisenden başka hiçbir kadın 2 şehadet ederim ki hiçbir kadınbir yağlıboya resim gibifikriyle ve tavrıylaaklıyla çılgınlığıylaanında bıkmasıylaanında bağlanmasıylabana benzemez senin gibişehadet ederim ki hiçbir kadınsenin yarın kadar bilebenim ilgimi çekemedisenin yaptığın gibi …
Şub 23
14 Eylül Canım –işte yalnızca bunu yazdım; ne yazacağımı bilmiyorum, düşünmedim de – öylesine, bu sözcüğü yazdım:-Canım,içimden akmağa çalışan özlem türkülerini geri itiyorum; onların yeri burası değil. – ‘Karar verme’, ‘istemeyi isteme’ demiştim. Bunlara şunu eklemek gerek : h i ç k u ş k u d u y m a m a. Hem bu …
Şub 23
Duvarda kaldı köklerinçıplak, utanmış.Toprağa saçıldı dallarınkopuk, parçalanmış. Bir boşluk esniyoreski yerinde.Kumru gelince sekiyoreksikliğinden. Yongalar arasındankokulu, kuruyanbir hava yükseliyormartılara ulaşan. Yokluğun bile yokolacakboşalamadan, baharda.Ben de giderim artıkburalardan yakında. Oruç Aruoba
Şub 23
Ona eski günleri sordum,hâlâ genç olduğumuz,saf, deli fişek, şapşal, toy zamanlarımızı. Bir şeyler kaldı elbet, gençlik hariç,diye yanıtladı. Ona hâlâ emin misin diye sorduminsanlık için neyin iyi neyin kötü olduğundan. İllüzyonlar içinde en ölümcülü,diye yanıtladı. Ona geleceği sordum,hâlâ açık seçik görebiliyor muydu. Çok fazla tarih kitabı okudum,diye yanıtladı. Ona fotoğrafı sordum,masanın üstünde duran, çerçeveliyi. Bir …
Şub 23
Zeynom: Giderken dalgaların ardından baktım sana yıllardan sonraHiçbirşey eskimemişHerşey yepyeniOlabilir mi? Ne çok duygu yaşanıp geçmişDenizde sürüklenen iki somun ekmekYemyeşil bir sarmaşık, kökleri kopukNe çok yol, ne az varış Güneşin kuruttuğu, rüzgârın savurduğuKarın soğuttuğu, onca iççekişGünlerin yavaş akışla oluşturduğuNe az yer, ne çok geçiş Geçmedik belki, gitmedim belki benSen orada uzaktan el sallarkenRüzgâr sustu, dalgalar …
Şub 23
I.Neyiz ki biz?İlk ışınları görününce güneşin,Kaparız tepenin gözkapaklarını —Çam değiliz ki, kollarımız açıkÜrpererek karşılayalım donuk ışığı.Gölgeler kısalınca çıkarız ortaya,Açıklıktır, aydınlıktır aradığımız,Parlaklıkta bulur gücünü görüşümüz.Tanımayız alacakaranlığı delen,Tepelerin arasından seçen bakışı. —Kör olmuş ışıktan gözlerimiz.Gündüz yarasalarıyız biz. II.Geceyi düşleriz gündüzken,Geceyken de gündüzü, —Yitirebileceklerimiz yitiktirOnlardan uzaktayken — amaÖzleriz, döneriz yenidenYitirmedenYitirebileceklerimiziYitiremediklerimize.Yitirebilirdik, deriz;Ama yalnızca bir fiil çekimi bu —Tutsaklıklara bağlamışız …