Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Sana Son Mektubum

Beni rüzgâra vermeÖfkeli bir deniz gibiÜstünden atma beniYazdığın gibi silme Yumlama parçalamaNe yapsam kırılmaz diyeİtme koca dağlardanGidip gelip ağlatma Bu bensiz yapamaz deİçimin derinlerine saklaGösterme kimseye beniGönlünde tut bırakma Kuşlara parçalatmaÇöllere koyup dönmeGözden çıkarma beniTam her şeyimi aydınlatırkenYeter bu kadar deyip sönme Bir gidip bir gelipÇocuk gibi oyalamaKorkutma yıldırma beniBeni sakın bırakma Afşar Timuçin

Adı Dua Olan Sevgilim

Yedi rekât günah kıldım bedenindeDizlerinde yedi zikir secdeye vardımİhmalin uzak meleğine teninde aldandımYapayalnızdım kendi kalabalığım içindeTarih kadar yalnız,aşka âşina, acıya unutkandım Er yüzlerde tavaf ettim bunca yıl kalb eviniKırk yemin kurutmuştur sanırken içimin pınarlarınıİnanmadığım Allah’aSenin yüzünde inandımAdı dua olan sevgilimYandım yandım yandım Sessizliğe borcum var birkaç kelime,Sessizliğe borcum var birkaç feryat,Sessizliğe borcum var birkaç çığlık,Sustum, …

Devamını oku

Saklı Kalan

günlüğü eksik tutulan güzusulca çekilmiş de kıyıyabütün gürültülerden uzaktaeğiriyor suların köpüğünübelli ki duymuyor dağlarınuğuldayan yalnızlığını bekleyişin ve acılarınuğultusudur yalnızlıklarkimi kez kuşatabilir büsbütündoğayı, aşkı ve yaşamıama kayalıkların karanlıklarınahiç sığar mı bir dağın yalnızlığı bir çiçek bile doldurabiliruçurumların derin oyuklarınıoysa o bir çatlaktan fışkırıpbir yangın gibi büyüyendirbelli ki duymaktadır kalbindeaşkın saklı yalnızlığını anımsanan ne varsa şimdibiraz acıya …

Devamını oku

Yüzü Yağmura Gömülü Düşüm

Duruşun bir ayrılık resmi çiziyorAkşamın incelen sularınaSusuşun yıkıyor beni en zayıf yerimdenBilmez miyim içindeki kederiYüzü yağmura gömülü düşümBöyle buğulu camlarda dalgınGözlerin iklimini yitirmiş iki bulutBulanıp durur bir uzak rüzgarlaAykırı mevsimler içindeSaçların saklar omuzlarındaki yükü Dönsen ve öpsem incitmedenAlının gücenik ülkesiniBenim ömrümsün sen, onurum, geleceğimGitmek hangi acıyı onarır kiBilmez misin çare değil üzüntü Şükrü Erbaş

Sonsuz

yaz geçer günlerin tortusuşiirden sorulur hesabını versen de uzak iklimlerinşiirin sonu hep sorgudur şair, kuruyan otlarla özetliyorsun o büyük aşkınıhalbuki her şey senin elinle aşk olur yıktın yükünü ıssız ormana, sesinde ırmaklarınakışı duyulur işte sen de anladın sonunda bunuyaşam ki şiirle sonsuzdur Ahmet Uysal

Venüs Gecesi

iki mavi lav taşıydı ay ışığıyaz ırmağına benzeyen gözlerinde üretken diliydin ıssız gecedegezinip duran o böcekçil ürpertinin teninde dolaşan yıldızlaraaçılan derinliğindi şiir düştüm o derinliğeaşkların düş süzgüsünden yaşadım kısa süren venüs gecesini ömrümünbata çıka yüzyılın karanlığına Ahmet Uysal

Dağ Öğretisi

sonsuzluğun temmuzundayımşiir kırıkları kanatıyor dilimi bin pınarlı İda, bin bir rüzgarüretiyor uzun yazlar vadisinde suyu geçemeyen böcek, yalnızlığımaparıltı düşürüyor ıslak kanadından bilenler nasıl kolay unutuyorsabilmeyenler de öyle buluyor ıssız dağ yolunu aşk neler eylermiş, öğretiyor ölüm ve dirimleömrünü sürüp gidene dağ kırıkları kanatıyor kalbimi Ahmet Uysal

Aşk beklemektir

satırların ulaştı sevgilim yanlışlıkla dudaklarını da eklemişsin,konuşuyorlardıiyi olduğunu söylediler banagüldüğünügülümseyen hüznünübir tek sorunun varmış,o da özlem.. sen üzülme sevgilimyolların paçasını kısaltıyorumsöküklerini dikiyorumütüsünü de sürünce üstüne,tez elden yüreğindeyim sende biliyorsun kiaşk sabıraşk umutaşk beklemekbeklemeye değdiğini bilerek.. Pelin Onay

Ateşböcekleri

ışıkla ilgili bir yazı okuyordum, elektrikler kesildiboğazından geçerek midesine indi kent geceninmum aramadım, oysa vardıpencereye gittim kalkıp çalışma masamdaniki sevgiliden söz ediyordu ağaçlar fısıldaşarak bahçedeağaçların yalnızlıklarından korktumsonra yollardan söz açtılar, düşledikleri yollardanişte o zaman ateşböceklerini,birbirini kovalayan iki yanarsöner ışığı gördümgezinen son yıldızlarıydılar yeryüzününçaldıkları ağustosböceklerini tahta kafeslere dolduranbir hırsız çetesi geçti sokaktanay siliyordu, siliyordu camlarını terleyen …

Devamını oku

Caz Çiçeği

bilinmez, belki son öpüşümdür bu senibir kadına bir nehri son ekleyişimbilinmez, bahçene ektiğim son çiçek hırsızıdır bubomba konmuş tren istasyonlarınaarzunun titreyen yollarınason adım atışım, belki bu da bilinmez bilinmez, baharın ensesine bir kuşunilk kurşun sıkışıdır bubir kedinin yağmurda ilk yıkanışıbir kadını merdivene ilk benzetişim, sen gidiyorkenarka sokak otellerine ilk rastlayışı bir sarayıngüzelliğin aynaları tehdit ediyor …

Devamını oku