Şiir Antolojim

En çok yorum alan yazıları

  1. Son Hatıra — 2 yorum
  2. Hüzünlü Bahar — 1 yorum
  3. Her bir merâm yâra tamâm söylenilmiyor — 1 yorum
  4. Çamur Etkinliği — 1 yorum

Yazarın yazıları

Çileci

YÜRÜYÜŞ 96 Ama birdenbire iç parçalayan bir çığlık içimde: “Yardım et!” Kim bağırdı? 97 Toparla gücünü ve kulak ver; insanın yüreğinin tamamı bir çığlıktır. Dokun ki döşünün üzerine onu duyabilesin; birisi çekişmekte ve bağırmakta içinde senin. 98 Ödevindir; her an, gece gündüz, sevinçte ve üzüntüde gündelik gereksinimin içerisinden bu Çığlık’ı ayırdedesin, güdüsel ya da kısıtlayarak …

Devamını oku

Ateşböceği

Günün aydınlığındaKimsenin aklına gelmiyorAteşböceği Abbas Kiarostami

Pusuda Bir Kurt

29.Senin yokluğundaKendi kendimle Konuşuyorum ve anlaşıyoruz onunlaHer konudaKolayca 31.Sen yokkenSeninle KonuşuyorumSen varkenKendimle 32. Yalnızlığıma Daha çok pay istiyorum Senden Abbas Kiarostami

Hüküm Giymiş Bir Kitap İçin Yazıt

Dertsiz okuyucu, çoban kadar rahat,Az’la yetinen, açık yürekli insan,İçkiye düşkün ve hüzün kokan,Bu kederli kitabı fırlat, at. Kendi söz sanatını kapmadınsaŞeytan’dan, o kurnaz ihtiyardan,At! bir şey anlayamazsın ondan,Ya da inanırsın isterik olduğuma. Ama, büyüye kaptırmadan kendini,Gözün varsa uçuruma dalmayı bilen,Oku beni, öğrenmek için sevmeyi beni, Her şeye meraklı Ruh, acı çeken,Ve gideceksin arayarak cennetini,Acı bana!… …

Devamını oku

Her insan bir eşek sabrıyla sırtına yüklenmiş olanı taşır, çünkü yükünden birazcık daha güçlü olan eşek, mutlu bir eşektir.

Bonadea, İmpkralya; Mutluluk ve Denge Sistemleri Eğer İmpkralya’da politikadan hiçbir şey anlamayan, anlamak da istemeyen tek bir kişi var idiyse, o da Bonadea’ydı; fakat buna rağ­men onunla kurtarılmamış uluslar arasında bir ilişki bulunuyordu: Bonadea (Diotima ile karıştırılmamalıdır; Bonadea, iyi tanrıça, tapınağı kaderin oyunları sonucu türlü taşkınlıkların sahnesine dö­nüşmüş olan bekâret tanrıçası, bir mahkeme başkanının veya …

Devamını oku

Bunalıyorum çocuk, büyük bir ızdırap içinde bunalıyorum… Her taraf derin bir yokluk, maddi, manevi perişanlık içinde. Ferahlatıcı pek az şeye rastlıyoruz.

6 Mart 1930 günü halkın tezahüratları arasında ikametine ayrılan eve geldik. Sofrada buluşmak üzere refakatinde bulunanlardan ayrıldı ve beni yanına alarak yatak odasına girdi. Bir koltuğa oturdu ve eliyle işaret ederek, beni de oturttu. Yorgun, düşünceli ve sinirli görünüyordu, bir sigara yaktı ve konuşmaya başladı: “Bunalıyorum çocuk, büyük bir ızdırap içinde bunalıyorum. Görüyorsun ya her …

Devamını oku

Denizin Getirdikleri

I İstedi ki memleketin her tarafı bağ olsun Tez büyüsün tepeleri yüce yüce dağ olsun Âşık Talibî Coşkun 1948 yılındaOn beş gün yattım uyudumSırtüstü yattım uyudumGemlik körfezinde. Dağların ortasında, ayağımın dibindeÇocuk gibiydi oynaşan nazlı sular,Unuttuk, sevmesini çoktan unuttukSeverse çocuklar sever. Belki de beni değilDalgalar özgürlüğü seviyordu,Dağlardan tarlalardanGürleyip akmak istiyordu. Ama bu dağlar bizim dağlarımızAyrısı gayrısı yok denizle,Yabancımız …

Devamını oku

Yolculuk

Gideceksin buralardan gün gelecek,Yavaş yavaş kaybolacak bindiğin tren,Eriyen karlar gibi içindenBütün sıkıntıların akıp gidecek. Bağdaş kuracaksın bir tahta sıranın üstüneYolculara merhaba diyerekArdın sıra kaçan kırları seyrederekCoğrafya derslerini hatırlayacaksın yineAdını bilmediğin nehirlerden geçerek. Bir dikili ağacın bile yok yeryüzündeAma bir memleketin var sevilecek!Eriyen karlar gibi içindenBütün sıkıntıların akıp gidecek Ağlamayacak kimse ardından, gülmeyecek! Cahit Külebi

Şahin’e Ağıt

Tepeden tepeye şahin uçurdunCiğeri yanana sular içirdinAteşten, dumandan yol mu şaşırdın?İs ile kapandı yolu Şahin’in Can evimiz içre düştü bir ateşDuman aldı göğü, kapandı güneşRüzgâr aman vermez, alevler kalleşKüle döndü yurdu, ili Şahin’in Ankara’da eğri beyler otururYalana dolana yemin getirirYangıncı suyunu Şahin götürürBeylerden bey idi huyu Şahin’inŞahin’im kendini nefer mi eylerAteşler üstüne sefer mi eylerBilmem …

Devamını oku

Yangın

Önce gelincikleri yolduk,Nar ağaçlarını tuttuk kurşuna,Ardından andızları devirdikAptallık, bilinçsizlik, bir hiç uğruna. Sonra sıra ormanlara geldi,Yüz binlerce dönüm ateş yaktık,Sivas’a kadar gidip bulduk,Dikili tek ağaç bırakmadık. Şimdi damlarda yanıp sönerİsli lambalar gibi insan gözleri.Daha çok atılacak, it gibi sokaklaraDelik deşik insan ölüleri. Cahit Külebi