Ergin Günçe’ye
Bu çocuk bu hüzünle büyümez fazla
Ellerindeki ceplerindeki karanlıkta tutuyor,
bir şeyler için hazır tutuyor
Yağmurun en az yağdığı uygun köşeyi seçiyor
Silahı yok, gerekmiyor da
Gözleriyle ateş ediyor, kendisini içeri sokmayan
Lunapark girişindeki biletçiye
Bu çocuk bu hüzünle büyümez fazla
Evlerinin arkasında gölgesiyle konuşurken yakalanıyor babasına
Bir nehirle mi olur.
Bir ağaca bir iple mi,
‘Yüreğinde yarı oyun, yarı tanrı’
Bu çocuk kendini mutlaka bir tenhalıkta kendine vurdurtur!
Ağzında simsiyah bir ah!
Ağlama defterinin arasında kurutur annesi,
Kuş desenli, bez uçurtmasını.